Beyler, Yedikleriniz Hep Ateştir!

Mehmet GÖKTAŞ

Keşke şu günlerde olduğu gibi evlerimize dışarıdan virüs getirmeme titizliğimizi, haram lokma getirmeme konusunda da gösterebilseydik.

Keşke yuvalarımıza girip ev halkına bulaşma durumundaki virüslerin tespit edilebildiği gibi, mutfağımıza giren paketlerdeki, poşetlerdeki haramları tespit edebilen ve alarm veren cihazlarımız da olsaydı.

Ama azıcık feraseti olan, hayata Müslümanca bakabilen herkes bugün evlere, mutfaklara cehennem ateşi taşındığını çok rahat görebilirdi.

Allah aşkına ülkedeki şu haram para trafiğine, dudak uçuklatan rakamlara bir bakar mısınız? İnsan olan, vicdanı olan herkesin tüylerinin ürpermesi gerekir.

“Yetimlerin mallarını haksız olarak yiyenler var ya, şüphesiz onlar karınlarına ancak ateş dolduruyorlar, zaten onlar çılgın ateşe gireceklerdir!” (4/10)

Eğer siz yetim denilince sadece babası olmayan çocukları anlıyorsanız yanılıyorsunuz.

Unutmayınız, emeğini, parasını, malını mülkünü vekâleten yürüttüğünüz, işlerini uhdenize aldığınız herkes sizin yetimlerinizdir. Onların haklarından size geçen her kuruş cehennem ateşidir.

Haklarını bilmeyen, bilseler de seslerini çıkaramayan, seslerini duyuramayan her kim varsa onlar milletin yetimleridir, devletin yetimleridir.

Ve yetimlerin mallarını yiyenler, haklarını gasp edenler, emeklerini sömürenler en büyük günahı işlemektedirler. İslami kaynaklara baktığınızda yetim malı yemenin her zaman en büyük günahların başında geldiğini görürüz.

Fakat söylediğim gibi bizim yanıldığımız nokta, sadece babasız çocukları yetim saymamızdır.

Yetim çocuğun en büyük özelliği, sahip olduğu parasını, malını mülkünü çekip çevirememesidir. Bunun için özellikle onların velileri, onların işlerini yürütenler uyarılmaktadır.

Beyler, iyi dikkat edin! İşlerini yürütemeyen, haklarını savunamayan, malına mülküne sahip olamayan, emeğini hakkaniyetle değerlendiremeyen herkes yetimdir, onların bu zaaflarından dolayı size geçen her kuruş ateştir.

Sizin olmayan, şöyle veya böyle bir şekilde aldığınız el koyduğunuz ağzınıza aldığınız, boğazınızdan midelerinize indirdiğiniz her lokma cehennem ateşinden başka bir şey değildir!

Bu gafillere diyoruz ki; haydi kendiniz o ateşle doldurdunuz karnınızı, peki, hiçbir şeyden haberi olmayan eşinizin ve günahsız yavrularınızın vücut duvarlarını ateşten tuğlalarla örmeye ne hakkınız var?

Muhammedî ölçüye göre, “Haramla beslenip büyüyen bir vücut ancak cehenneme layıktır!”

Şimdi elinizde, kasanızda, hesabınızda bulunan ve sahip olduğunuzu zannettiğiniz her bir şeyi yeniden gözden geçirin. Ve iyi biliniz ki, bunlardan size ait olmayan her şey sizin için bir ateştir.

Ve yine bu ülkede görülen en büyük hırsızlık, yolsuzluk ve eşkıyalığın başında gelen arazi gaspçılarına sesleniyoruz. Size ait olmayan bir karış toprağa el koymuşsanız, ateş olarak size yeter ve artar bile.

Ebu Hanife (r.h) vefat ederken; “Sakının, beni gasp edilmiş bir toprağa gömmeyin!” buyurmuştur.