Usame b. Ladin'in 'şehit edilmesi' hakkında açıklama yapan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Ladin'in, İslam ümmeti ile çağdaş Haçlı sürüsü arasındaki temel çelişkinin, büyük mücadelenin sembol isimlerinden biri olarak görüleceğini ve sevilmeyi sürdüreceğini belirtti.
Usame bin Ladin'i sömürgeciliğin azgınlaştığı, dizginsizleştiği bir süreçte direnişi bir hayat tarzı haline getiren mücahit bir Müslüman, öncü bir direnişçi kimliğiyle değerlendirdiklerini ifade eden Kaya, Ladin için Rabbimizden kendisine mağfiret, İslam ümmetine başsağlığı diledi.
Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklama:
Mücadele ile Geçen Ömrünü Şehadetle Taçlandıran
USAME BİN LADİN'E RABBİMİZDEN MAĞFİRET, İSLAM ÜMMETİNE BAŞ SAĞLIĞI DİLİYORUZ!
2 Mayıs 2011
Amerikan işgal ordusu timleri bugün sabah erken saatlerde Pakistan'ın Abbotabad kentinde gerçekleştirdikleri bir saldırıyla Usame Bin Ladin'i şehit ettiler. Clinton'dan Bush'a Obama'ya kadar yıllardır ABD başkanlarının bir numaralı hedefi konumundaki Usame Bin Ladin'in ölü ele geçirilmesini ABD yönetimi büyük bir zafer olarak ilan ederken, Amerikan vatandaşlarının sevinç çığlıkları televizyon ekranlarından dünyaya yansımakta.
Batılıların zafer naraları, sevinç çığlıkları beklendiği üzere İslam coğrafyasında hüzün dalgaları şeklinde karşılık bulmakta. Emperyalistler ve onların yörüngesinde hareket eden, düşünen, analiz ya da haber yapanlar Müslüman ve mazlum halkların öfkesini, nefretini ısrarla, inatla anlamamışlardı. Hiç kuşku yok, bugün de hüznünü, acısını anlamayacaklar! Sömürgeci zihin yapısı zaten, İslam coğrafyasında meydana getirdiği dehşete, sürdürdüğü zalimane politikalara tepkileri asla anlama çabasında olmadı ve olmayacak da! İşgale, zillete ve dayatmaya boyun eğmeyenlere dün "barbar" sıfatını layık gördü, bugün de "fundamentalist", "terörist" ve benzeri sıfatlarla yaftalamakta.
Zaman zaman biçim değiştirmekle birlikte yaklaşık iki asırdır kesintisiz süregelen sömürgeciliğin, coğrafyamızın bir ucundan öbürüne musallat edilen ve en az emperyalistler kadar zalim, vahşi işbirlikçi diktatörlüklerin, Ortadoğu'nun bağrına, Filistin topraklarına saplanan Siyonist hançerin ve tüm bunların üstüne Afganistan ve Irak'ın doğrudan askerî işgalinin sorumluları elbette itiraz eden, muhalefet eden, karşı çıkan insanları "terörist" diye yaftalayacak. Tabi ki, İslam ümmetinin yüreğini, bünyesini, topraklarını kuşatan işgale direnenleri karalayacak, tehlikeli unsurlar, korkunç yaratıklar şeklinde resmedecek.
Oysa İslam ümmeti "direniş"i görev addetmekte, onu kurtuluşun yolu kabul etmekte ve samimiyetle sahiplenmektedir. Sömürgeciliğe, işgale, işbirlikçiliğe karşı hakkı ve adaleti savunmak için ayağa kalkmayı, güç dengesindeki müthiş orantısızlığa rağmen cesaret ve fedakârlıkla karşı koymayı onur bilmektedir.
Bu yüzdendir ki, emperyalistler ve onların beyniyle düşünüp ağızlarıyla konuşma onursuzluğuna duçar olmuş yerli politikacılar, akademisyenler, gazeteciler, halkın vicdanını terörize eden "terör uzmanları" ne derlerse desinler, Müslümanların sokaklarında Usame bir kahraman, emperyalistlere anladığı dilden cevap veren saygın bir direnişçi olarak algılanmaya devam edecektir.
Bu yüzdendir ki, lideri olduğu el-Kaide tarafından gerçekleştirilen ya da bu örgüte atfedilen ve Müslümanlarca sahiplenilmesi, makul ve meşru görülmesi mümkün olmayan bir dizi eyleme rağmen Usame bin Ladin, İslam ümmeti ile çağdaş Haçlı sürüsü arasındaki temel çelişkinin, büyük mücadelenin sembol isimlerinden biri olarak görülecek ve sevilmeyi sürdürecektir.
Müslümanlar Usame'yi genç yaşından itibaren Afgan cihadına katkısı ve Sovyet yayılmacılığına karşı mücadelesiyle tanımış, ardından küresel çapta yoğunlaşan emperyalizme ve işbirlikçiliğe karşı ivme kazandırdığı kesintisiz direniş hattına katkısıyla takdir etmişledir.
Bizler de Usame bin Ladin'i sömürgeciliğin azgınlaştığı, dizginsizleştiği bir süreçte direnişi bir hayat tarzı haline getiren mücahit bir Müslüman, öncü bir direnişçi kimliğiyle değerlendiriyor ve Rabbimizden kendisine mağfiret, İslam ümmetine başsağlığı diliyoruz!
Haksöz/ Özgür-Der