AK Parti İzmir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, CNN Türk'te Cüneyt Özdemir'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Kendi ailesinde de farklı düşünen, farklı giyinen bireylerin olduğunu anlatan Yıldırım, ailemde bile bunu yapmıyorum diyerek o söylentilere karşı çıktı. İşte Yıldırım'ın o sözleri;
"Türkiye'nin hiçbir yerinde "hayat tarzına karışacak mısınız yahut hayat tarzını değiştirecek misiniz" diye sorulmuyor. İzmir'de bu soru soruluyor bana. Ben de diyorum ki böyle bir düşüncemiz yok, böyle bir yetkimiz de yok. Benim işim belediye başkanlığına adayım, hizmet etmek istiyorum.
AİLESİNDEN ÖRNEK VERDİ
İlla anlamak istiyorsanız iki şey söyledim ben. Bir, benim evimde farklı giyinenler var, farklı düşünenler var. Aile biriyleriyle herhangi bir değiştirme gibi gayretim yok. Evimde düşünmediğim bir şeyi İzmir'de nasıl zorlayacağım, onları nasıl ikna edeceğim böyle bir şey yok. İki bir şey daha söylüyorum. İstanbul- Yenikapı, İstanbul- Etiler, İstanbul- Boğaz ve İstanbul- Beyoğlu'ndaki hayat tarzı ile hayat tarzı arasında ne fark var? Orada da AK Partili belediye başkanları iş başında. Eğer bir şey değiştirilseydi orada değiştirilirdi. Demekki bu sorunun karşılığı yok aslında.
Bunu sadece İzmirlileri bize karşı yönlendirmek için buradaki yerel yöneticiler geliştirdiği bir argüman. Bir adım daha ileri daha gittim. Körfez'de imbat estiğinde burnunuzu tutarak içki içmeyeceksiniz. O körfezi temizleyerek daha rahat rahat içeceksiniz. Bunu dedim evet. Burada yanlış bir şey yok.
"O SÖZLERE TEPKİ VAR MI?"
Hiç kimseden tepki almadım. Öyle bir şey olmaz bizde. Ben düşündüğüm herşeyi söylerim. İnandığım her doğrunun arkasında olurum. Doğruları konuşmaya devam etmek lazım."
Sizin veya oğlunuzun 30 gemisi var mı? Şeklindeki soruyu Yıldırım, "Çocuklarım denizcilikle uğraşıyor. Denizcilikle ilgili şirketim vardı. Siyasete girmeden önce denizcilikle uğraşıyordum. Siyasete girince bütün işlerimi çocuklarıma devir ettim. Çocuklarım, 14 yıldır denizcilikle ilgili çalışıyorlar. Uluslararası piyasada çalışıyorlar. Hiçbir kamu kuruluşu ile iş alışverişi ve ilişkileri yok. Kendilerine ait gemileri de işlettikleri gemileri de var. Çocuklarımın dokunulmazlığı yok buyursunlar istediklerini yapsınlar" diye yanıtladı.
Ses kayıtlarına ilişkin ve işadamlarını koordine edip etmediğine yönelik bir soru üzerine Yıldırım, "Bunu kim söylüyor Cüneyt bey? 'İşadamları kendi aralarında konuşuyor sizin adınızı anıyor Binali bey' Ama siz akıllı birisiniz. Ben siyasetçiyim. 11 yıldır da 300 milyarlık yatırım yapan bakanlığın başındayım. Herkes benim hakkımda konuşur. Bana ait düzenlenen bir fezleke yok. Bir suçlama da söz konusu değil. Hiç kimse beni yolsuzluklarla bir araya getiremez" diye konuştu.
"TWİTTER'DE AÇILAN KORUMALI LİNKİN ERİŞİMİNİN ENGELLENMESİNİ İSTEDİM"
Twitter'ı Siz mi kapattırdınız? Şeklindeki soruya Binali Yıldırım, "Twitter ile ilgili, kamu kuruluşuna TİB'e 650 civarında müracaat olmuş. Bu müracaatlardan birisi de 18 Mart'ta hakkımızda yapılan çok haksız ve suçlayıcı yayınlar. Suçlamalar karşısında suskun olmamı kimse benden beklemesin. Avukatıma vekalet verdim. Bu suçlamalarla ilgili Twitter'de açılan korumalı linkin içeriğinin kaldırılmasını veya erişiminin engellenmesini istedim. Mahkeme kararında isim Binali Yıldırım olunca, alınan kararın benim yüzümden alındığı olgusu oluştu. Biz hakkımızı aradık suç oldu. Sosyal medya sorumsuz medya olmaz. Bir şey gerçek hayatta suç ise, sanal alemde de suçtur. Twitter, Türkiye için de dünya için de önemli bir mecra. Türk makamlarının taleplerine, uyarılarına duyarsız kalmaları hiçbir adım atmamaları da bu ülkenin bir vatandaşı olarak benim kabul etmem mümkün değil. Hukuk uygulanırken asla çifte standart kabul edilemez" diye yanıt verdi.
"ÇOCUKLARIMIN KENDİLERİNE AİT GEMİLERİ DE İŞLETTİKLERİ GEMİLERİ DE VAR"
Sizin veya oğlunuzun 30 gemisi var mı? Şeklindeki soruyu Yıldırım, "Çocuklarım denizcilikle uğraşıyor. Denizcilikle ilgili şirketim vardı. Siyasete girmeden önce denizcilikle uğraşıyordum. Siyasete girince bütün işlerimi çocuklarıma devir ettim. Çocuklarım, 14 yıldır denizcilikle ilgili çalışıyorlar. Uluslararası piyasada çalışıyorlar. Hiçbir kamu kuruluşu ile iş alışverişi ve ilişkileri yok. Kendilerine ait gemileri de işlettikleri gemileri de var. Çocuklarımın dokunulmazlığı yok buyursunlar istediklerini yapsınlar" diye yanıtladı.
"HİÇ KİMSE BENİ YOLSUZLUKLARLA BİR ARAYA GETİREMEZ"
Ses kayıtlarına ilişkin ve işadamlarını koordine edip etmediğine yönelik bir soru üzerine Yıldırım şöyle konuştu: "Bunu kim söylüyor Cüneyt bey? 'İşadamları kendi aralarında konuşuyor sizin adınızı anıyor Binali bey' Ama siz akıllı birisiniz. Ben siyasetçiyim. 11 yıldır da 300 milyarlık yatırım yapan bakanlığın başındayım. Herkes benim hakkımda konuşur. Benden duyacağınız şey önemlidir. Kimin benim hakkımda ne konuştuğunun önemi yok. Bunu engelleme şansım da yok. Hiçbir şekilde dedi, dediler, diyerek, bir hukuk tesis edilemez suçlama yapılamaz. Ben herhangi bir yanlış yaptıysam bu mahkemelere düşer. Bana ait düzenlenen bir fezleke yok. Bir suçlama da söz konusu değil. İktidar alternatifi olan, yarın iktidar olmak için mücadele veren bir Anamuhalefet partisi liderinin bütün Türkiye'nin gözü önünde beni bir suçluymuş gibi göstermesinin hukukla ilgisi yok. Gereken hukuki haklarımı da saklı tutuyorum. Hiç kimse endişe etmesin, hesap vere vere bugünlere geldim. Hiç kimse beni yolsuzluklarla bir araya getiremez."
"ENDİŞE DUYMUYORUM SES KAYDI DA ÇIKABİLİR"
Bir ses kaydınızın ortaya çıkmasından endişe ediyor musunuz? Yönündeki bir soruyu Yıldırım, "Hiçbir endişe duymuyorum. Ses kaydı da çıkabilir. Ne söylediysem her zaman arkasındayım. Teknoloji gelişiyor. Bir başkasının konuşmasını, bir başkasının konuşması gibi vermek bile mümkün. Olumsuz söylediğiniz şeyi olumluya çevirerek vermek mümkün. Teknoloji de her türlü şey mümkün. Biz istiyoruz ki sosyal medyanın, sanal mecranın, insanları linç etmek, mahkum etmek için değil. İnsanları aydınlatmak için kullanılsın. Ne kadara asılsız suçlamalara dönüşürse, toplumun bunlara vereceği kıymet de o kadar azalıyor. Nitekim geldiğimiz nokta budur. Yapılan ses kayıtları, kasetlerin hiçbir işe yaramadığı geçmişten de bugünden de görülmektedir" diye cevapladı.
"İZMİRLİLERE DEĞİL BAŞBAKANA İZMİR'E HOŞ GELDİNİZ DEDİM"
İzmir mitinginde, 'İzmir'e hoş geldiniz' sözlerini değerlendirmesi istenen Yıldırım şöyle konuştu:
"Orada tam bir Bektaşi işi gibi oldu. Konuşmam sırasında sayın Başbakan kürsüye gelmek üzereydi. 'Sayın Başbakanım İzmir'e hoş geldiniz' dedim. Sayın başbakanım kısmını kestiler. CHP'liler bu bakan İzmirlilere, 'İzmir'e hoş geldiniz' dedi. Meydanı dolduranlar, 'İzmirli değildi taşımaydı' dedi. Bunlar ucuz siyaset."