Hani, her zaman, "Türkiye; İsrail"i ilk tanıyan, Cezayir"i de son tanıyan ülkedir" deriz ya... Doğrudur... Türkiye, "İsrail"i ilk tanıyan" ama "Cezayir"i son tanıyan" ülkedir!..
Doğru olmasına doğrudur da;
Şu "ayrıntı"yı hep gözden kaçırırız!..
İsrail, 14 Mayıs 1948"de kuruldu... Onu "ilk tanıyan" ülke de Türkiye oldu!.. Peki; "İsrail"i ilk tanıyan ülke" olan Türkiye"nin başında, o zaman "kim" vardı?..
Elbette, "CHP Hükümeti!"
Evet, evet;
O günlerde, "1. Hasan Saka Hükümeti" iş başındaydı... "Başbakan Hasan Saka"nın da "CHP"li" olduğunu söylemeye herhalde gerek yok!..
Buradan hareketle, şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: CHP"nin "İsrail sevdası" yeni değildir, bu sevda CHP"nin "gen"lerinde vardır!..
Hani, atalarımız der ya;
"Armut dibine düşer!"
CHP"li Başbakan Hasan Saka, İsrail"i "ilk tanıyan" Hükümet"in başında bulunur da; CHP"nin son genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İsrail"i "son savunan" CHP"li olmuş, çok mu?..
Dedik ya;
"Armut dibine düşer!"
Hasan Saka neyse, Kemal Kılıçdaroğlu da elbette aynı yoldan yürüyecektir!..
Adı üstünde Saka!..
"Su taşıyan" demek!..
1948"lerde Hasan Saka, nasıl ki "İsrail"in değirmenine su taşımıştır", bugün de Kılıçdaroğlu"ndan farklı bir tavır beklemek mümkün değildir!..
Açıkça görülülyor ki; "sakalık" görevini, yani "İsrail"in değirmenine su taşıma" görevini bugün de Kemal Kılıçdaroğlu üstlenmiştir!..
NETANYAHU GİBİ KONUŞUYOR!
Herhalde duymuşsunuzdur;
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu"nun; Hükümet"in İsrail konusunda attığı adımlara yönelik eleştirilerine ilişkin, "Eğer bu açıklamaları Sayın Kılıçdaroğlu"nun yaptığı ifadesini çıkarırsanız, herhalde İsrailli bir yetkili adına da yapılmış gibi okunabilirdi... İsrail"de bu rapor üzerine ne söylenmişse, Kılıçdaroğlu onu tekrar etmiştir, bu çok üzücü" dedi, önceki gün...
Son derece yerinde bir tespit...
Çünkü Bay Kılıçdaroğlu; "Türkiye"nin muhalefet lideri" gibi değil, "İsrail"in iktidar lideri" gibi eleştiriyor "Türkiye"nin tavrı"nı!..
Meselâ, "Şımarık oğlan" İsrail"in Başbakanı Binyamin Netahyahu diyor ki;
"BM Raporu"yla, İsrail"in Gazze ablukasındaki haklılığı teyit edilmiştir!.. Türkiye"nin taleplerinin hukuki olmadığı görülmüştür!"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da, "İsrail ağzı"yla konuşup, diyor ki;
"BM Raporu, İsrail"in tutumunu meşrulaştırmıştır!.. Türkiye hukuk mücadelesini kaybetmiştir... Türkiye ile birlikte Gazze de kaybetmiştir!"
Meselâ, İsrail Başbakan Yardımcısı Moşe Yaalon ve İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman diyorlar ki;
"BM Raporu bizi haklı çıkardı!.. Gazze ablukası ve İsrail"in savunulması konusunda aldığımız tedbirlerin uluslararası hukuka uygun olduğu anlaşılmıştır!"
CHP İzmir milletvekili ve eski AİHM yargıcı Rıza Türmen de, BM raporunu açıkça savunarak, diyor ki;
"Bu rapora "bizim için bu rapor yoktur" yolunda tepki göstermek anlamsız. Rapor, BM ve uluslararası toplum için geçerli. Açık denizlerde özgürlük mutlak değil, istisnalar var. Gemilerin açık denizde durdurulup aranması hukuka uygun. Ablukanın hukuka uygunluğu kabul edilirse, abluka ilan eden devletin ablukayı delme girişimlerine karşı önlem alması da hukuka uygun görülebilir."
Lütfen dikkat;
Bu sözler Tel Aviv"de değil Ankara"da sarfediliyor... Bu sözleri sarfedenler de; "İsrailli" değil, "Türk"!!!..