Amerikan halkının ve emperyalizminin yeni başkanı Donald Trump, 19. asır vahşî kapitalizminin ilginç bir temsilcisi olarak sahneye çıktı ve bilinen bütün diplomatik gelenekleri bertaraf etmeyi sürdürüyor, 10 gündür..
***
Onun ‘Param var, gücüm var, istediğimi yaparım, kime ne?’ şeklindeki materyalist görgüsüzlüğüyle sergilediği o eski kapitalist anlayışın bu kadar kolay geri döneceği beklenmezdi. Kurduğu ‘Savaş Kabinesi’ de onun mizacını yansıtıyor. Kabinesinde 5 milyar dolar üzerinde serveti olan 5 büyük kapitalist ve 5 tane de emekli general var. Sav. Bakanlığı’na getirdiği isim, Afganistan ve Irak’da savaşmış ve, ‘Bazı kişilerin öldürülmesi insana ayrı bir zevk veriyor..’ diyen bir sadist ruhlu..
***
Ama, Trump söylediği sözlerin üzerinden birkaç gün geçmeden, menfaatini gördüğü zaman her kılığa girebilen bir kapitalist pragmatikliği ile‘U‘ dönüşü de yapabiliyor..
Nitekim, önce ‘Amerikan seçimlerini siber saldırı yoluyla Rusya’nın etkilediği’ni ileri süren CIA’ye ağır şekilde çatmıştı, ama vazifeye başlar başlamaz ilk ziyaretini (CIA)’inVirginia’daki merkezini yaparak, medyanın kendisi ile CİA arasında bir kin varmış gibi bir algı oluşturmaya çalıştığını, kendisinin yüzde 1000 CIA’leyim. Size destek olmakta Trump’tan daha güçlü hisleri olan kimse yok.’ dedi. Bu arada, kendisine muhalif medya mensubları için de ‘Onlar yeryüzündeki en haysiyetsiz şeyler.’ demekten de kaçınmadı.
Bu arada, Trump’ın CIA’in başına geçirmek istediği Mike Pompeo’nun bir kilisede, ’İsa’nın kurtarıcı ve dünyanın problemlerine tek çözüm olduğu’na inanan Hristiyanlardan nefret eden bir kısım müslümanlara karşı savaş açılmasıgerektiğini’ söylediği de belirlenmişti.
***
Trump, ‘NATO’nun artık yorgun düştüğünü’ söyledikten bir hafta sonra, İng. Başbakanı Theresa May’le görüşünce, ‘NATO’ya olan güvenimizi tazeledik..’ demekten de kaçınmadı.. ‘Başka ülkeleri koruyacağız diye gereksiz askerî harcamalara girdik..’ diyen kendisi iken, şimdi de, ‘Ordunun güçlendirilmesi ve nükleer silahların modernleştirilmesi gerektiği’nden söz ediyor. Coğrafî açıdan, başka ülkelerin istilâsına büyük çapta kapalı olan B. Amerika’yı korumak için olmadığına göre, daha güçlü ordu ve daha modern nükleer silahlar dünyanın başka yerlerindeki Amerikan menfaatlerini korumak içindir, elbette.. Nitekim, CIA merkezindeki konuşmasında, ‘Sizden, Irak petrollerini istiyorum!’ diyordu.
***
Trump’ın çelişkili sözleri bunlarla da sınırlı değil.. ‘Suriye’de güvenlikli bölge oluşturacağını ve DEAŞ’la savaşın liderliğinin Amerika elinde olacağını’ söylemişken, Rusya, ‘Bunun olumsuz sonuçları da hesab edilmeli..’ deyince ve Türkiye de, -kendisinin yıllarca önceki önerisinden farklı ve muhtemelen PKK kontrolünde- bir güvenlik kuşağının düşünüldüğüne dair bir takım tehlikeli işaretler alındığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından dile getirince.. Şimdilik, o ‘güvenlikli bölge’ye değinmiyor..
Ayrıca, Trump’la Putin’in 27 Ocak günü yaptığı tlf. görüşmesinde, ‘İki liderin, ilişkileri ‘eşit seviyede’ geliştirmek kararı’ aldığı açıklandı.. Halbuki, Amerika’nın tek dünya liderliğinden ve eskisi gibi meydan okumaktan söz eden Trump idi. Sonra, ‘eşitler arası birincilik’ noktasına gelir mi bu ilk temas ve ‘DEAŞ’la mücadelenin liderliği bize aid’ sözü nereye oturtulur, göreceğiz.
***
‘Meksika sınırına duvar öreceğini’ açıklayan Trump,Meksika C. Başkanı Nietto’nun Washington’a yapacağı geziyi ibtal etmesi üzerine de, hemen tlf. edip rahatsızlığını dile getirdi ve kısa zamanda görüşmeyi ümid ettiğini açıkladı.
Amerikan Yüksek Mahkemesi, onun bir kararnamesini askıya aldığı gibi, Fransa Başkanı ‘F. Hollande’ da, İngiltere’nin AB’den ayrılmasını ‘muhteşem’ diye alkışlayan Trump’a AB’nin sert bir tepki vermesini açıklamış bulunuyor.
Yani, iç siyasette olduğu gibi, diplomasi arenasına da azgın bir boğa gibi giren Trump, dünyanın kendisini bu haliyle hemen kabullenmiyeceğini de anlamaya başlayabilir.
stargazete