Bir büyük inkılab hareketinde yoğrulan bir isim: Refsencanî-1

Selâhaddin Çakırgil

İran’da miladî-1977 ortalarında başlayan ve ‘Allah’u Ekber’ sadâlarıyla bütün dünyayı sarsan ve 100 binden fazla insanın Şahlık rejiminin silahlı güçlerince öldürülmesine rağmen önlenemeyen, milyonların katıldığı büyük sosyal protestolar sonunda, Ocak-1979 başında Şah M. Rıza Pehlevî’nin ülkeden kaçması ve 2500 yıllık olduğu söylenen Şahlık rejiminin de devrilmesiyle gerçekleşen ve yükselttiği İslamî şiarlar hasebiyledünya müslümanları arasında -o hareketin bugün yaşattığı büyük hüsran duygularına denk- büyük heyecanlara vesile olan İslam İnkılabı Hareketi’nin en önde gelen ve kurulan yeni sistemin 25 yılı aşkın en etkin isimlerinden olan Ekber Haşimî Refsencanî 82 yaşında vefat etti ve dün, İnkılab Rehberi S. Ali Khameneî’nin kıldırdığı cenaze namazından sonra, Tahran’da İmam Khomeynî’nin merkadinde, yüzbinlerle ifade edilen büyük kitlelerin ‘tekbir’ sadâlarıyla toprağa verildi.

***

Ama, bu cenaze töreninin en ilginç tarafı, bir bakıma İslam İnkılabı’na değil, İnkılab yapan kadrolar arasında meydana gelen deriiin ihtilaf ve çatlaklarda, kenara itilmeye ve itibarsızlaştırılmaya çalışılan ve hattâ yolunu kesen gencecik çocuklara bile aleyhinde, ‘Haşimî - Haşimî!  Basîret - Basîret…’  tempoları tutturularak basiretli olması çağrısı yapanlara karşı, yüzbinlerin Hâşimî’ye nasıl sahib çıktığının çok net bir göstergesi sözkonusuydu.. Böylece, özellikle son 7 seneyi aşkın zamandır, ekranlarda pek görülmeyen, gözden düşürülmeye çalışılan, ağır suçlamalara maruz bırakılan Haşimî’ye yapılanlara karşı, geniş toplum kesimleri de  mukabil tepkilerini dile getirmiş oldular.

Daha da ilginç olan ise İmam Khomeynî zamanında o çetin savaş yıllarında 8 yıl kadar başbakanlık yapan ve 2009 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olup kazanması beklenen Mîr Huseyn Musevî’nin değil, Mahmûd Ahmedînejad’ın ikinci bir dört yıl için daha kazandığının açıklanması üzerine, seçimde yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle patlak veren ve günlerce süren büyük karışıklıkları takiben tutuklanan ve 8 yıla yakın zamandır, yargılanmaksızın, bir diğer aday olan Mehdi Kerrubî ile birlikte özel bir mekanda tutulan Mîr Huseyn Musevî için de dünkü cenaze töreninde büyük kitlelerin ‘Mîr Huseyn Mûsevî.. Mîr Huseyn Mûsevî.. ’ diye bağlılık göstermeleri ve o seslerin ekranlardan yansımasının önlenmesiydi. Hatırlanacağı üzere, Haşimî Refsencanî o seçimde Musevî’ye destek vermiş ve meydana gelen karışıklıklarda tek taraflı değil, karşılıklı hatalar yapıldığını söylemiş ve onları ‘fitnenin başları’ olarak suçlamaktan kesinlikle kaçınmış ve İnkılab’ın başından beri kıldırmakta olduğu Tahran Cuma namazlarını kıldırmaktan da vazgeçmişti(Ki, o eski cumhurbaşkanı Muhammed Hâtemî de o suçlamayı yapmaktan kaçındığı için, değil ekranlarda, hattâ gazetelerde bile isminin ve resminin yayınlanmasına yasak getirilmişti. O kadar ki, birkaç ay önce bir yakının cenaze namazını kıldırırken Muhammed Hâtemî’nin fotoğrafını yayınlanan bir gazete 15 gün kapatılmıştı.)

Ahmedînejad, c.başkanlığına ikinci dönem için tekrar seçime girdiği günlerde, kampanyasını aslî rakibi Musevî aleyhine değil, aday bile olmayan Haşimî aleyhindeki suçlamalarıyla sürdürmüş ve onun TV ekranlarından yayınlanan suçlamalarına Haşimî cevap vermek istediği de İnkılab Rehberi Khameneî tarafından geri çevrilmiş ve dahası, Khameneî, kendisinin, ‘Haşimî’nin değil, Ahmedînejad’ın görüşlerine daha yakın olduğunu’  bir Cuma hutbesinde açıkça dile getirmiş ve o günden bu yana da bu ikili arasında ciddî bir soğukluk meydana gelmişti.

Kezâ, Refsencanî 2,5 sene kadar önce Suriye konusunda da ‘Kendi halkına kimyasal silah kullanan bir hükûmetin meşruiyetini yitirdiğini’ söyleyerek İran’ın dış siyasetindeki tek karar merci olan Rehber Khameneî ile bir daha ters düşmüş ve suçlanmıştı.

***

Bu son derece dikkati çeken şahsiyetin ve içinde bulunduğu mücadelenin anlaşılması açısından konuya biraz daha etraflıca yaklaşmak gerekiyor.

(Devamı, inşaallah yarın..)

stargazete