Bir Çocuğun Gözünden: 28 Şubat - Cezaevi Notları

Merve Kavakçı

Yakup Köse"nin kaleme aldığı bu eser onun hikayesi. Onun ve birçoklarının acı veren hikayesi. Kitabın başlığı aynı zamanda bugün adalet önüne çıkarttığımız BÇG"ye tekabül ediyor. Köse, BÇG"nin ezip geçmek istediği milyonlardan sadece bir tanesi. Nice Köse"ler var adaleti bekliyor sokakta, evinde, işinde. Niceleri de cezaevinde. Yakup Köse, "Hücremdeki nefesim İsmail Uysal ağabeyime ve zindandaki kardeşlerime" dediği kader arkadaşlarına ithaf etmiş kitabını. "Bu, yaşanıp bitmiş bir hikaye değil. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde dahi etkisini devam ettirdiğini sadece hukuksuz yargı kararlarının hâlâ yürürlükte olmasından bile anlayabileceğimiz, adına 28 Şubat dedikleri bir sürecin gölgesi altında devam eden bir hikaye. On dört yaşımda girip dokuz koca yılımı tüketen bu hikayeyi hikaye edebilmek maksadıyla klavyenin başına geçtikten sonra günlerce, deyim yerindeyse arkama bakmadan yol aldım. Epey yüzeyden giderek, elimden geldiğince kısa tutmaya çalıştım. Çünkü derdim bir otobiyografi kitabı yazmak değil. Diyebilirim ki yazarken başıma gelenleri tekrar yaşadım: Bunaldım, korktum, içime kapandım, öfkelendim" Bu birbirine zıt psikolojik haller içerisinde aklıma ne geldiyse o anlara tekrar dönerek tasvir etmeye çalıştım" diyor Yakup Köse. Andrey Tarkovski"nin Goethe"den bir alıntılamasıyla başlıyor: "İyi yazabilmek için imla kurallarını unutmalısınız." Soluksuz okunan bu gerçeklik dizisine "Yıl 1996 Antalya İmam Hatip Lisesi orta birinci sınıf öğrencisiyken" diyerek başlıyor yazar.

Çeçenlerin kaçırdığı Avrasya Feribotu ile ilgili katıldığı protestonun, sıradan olduğunu zannettiği bir günün nasıl da o ve ailesi için tarihi bir dönüm noktasına dönüştüğünü anlatıyor. Apar topar götürüldüğü karakolda ne olduğunu anlamaya çalıştığında "Birazdan götürdüğümüzde öğrenirsin" neden götürüldüğünü" sözlerini hatırlıyor. Gözleri bağlı, sivil polisler tarafından sorgulanışını, İBDA-C adı geçtikçe, onlara çocukluğunun verdiği saf ve temizlikle "İBDA-C nedir abi?" diye sorduğunu, "Oğlum üye olmuşsun, cihad ediyormuşsun, gösterilere gitmişsin, eylem yapmışsın" karşılığını aldığını aktarıyor.  Sorgusu sırasındaki ikna gücüne atfen "tazyikli su altında anadan doğma vaziyetimle" derken "Gece yarısı Ekspresi"ndeki Billy Hayes"den farkım yoktu" diyerek tasvir ediyor.
Emniyetteki sorgusundan sonra Köse"nin hapishaneyle tanışması ile ilgili satırlarda ise "bir anda bütün gözler üzerime çevriliyor. İçlerinden biri "Bunun her tarafı siyasi olsa ne olur" havasında "Bak bu siyasi ha!" diye dalgasını geçiyor. Allahım burası nasıl bir yer? Tanımadığım bir takım insanlar, garip tipler, ellerde hiç sönmeyen sigaralar" garip garip sırıtan korkutucu adamlar, fısıldaşarak konuşanlar, nasıl bir yerde olduğumun şuuruna varmaya çalışırken tekrar tekrar musallat olan "Ben neden buradayım" sorusu"ndan söz ediyor."
Dışarıdaki 28 Şubat"tan içerideki 28 Şubat"a uzanıyor sonra yazar. Hapishane müdürünün "Herkes beni can kulağı ile dinlesin. Aldığım haberlere göre koğuş içerisinde koğuş kurallarını çiğneyenler varmış. Ben bu isimleri söylemeden bu isimler bir adım ileri gelsinler. Gelmezlerse ben isimlerini söyleyeceğim ve hücreye atılacaklar" sözlerinin muhatabının Köse ve onun gibi musalli olan birkaç arkadaşı olduğunu aktarıyor. Müdürle aralarında geçen konuşmada "Biz sadece namaz kılıyoruz" diyerek kendilerini savunduklarını, aldıkları cevabınsa  "Cami mi burası? Git yatağında kıl" Alın atın bunları hücreye" olduğunu paylaşıyor.
Hapse düştükten ancak aylar sonra ailesini görebildiğini şöyle aktarıyor: "Aradan dört ay geçiyor, ailem ziyaretime geliyor. Daha önce gelmişler" Geldikleri cezaevinin kapısında hem de buz gibi bir havada saatlerce kapıda bekletilecekler. "Terörist annesi, terörist babası muamelesi görüyorlar. Zaman zaman coplandıkları bile oluyor. İki ayda bir evlere yapılan polis ziyaretleri, dışarıda bile sürekli takip edilmeler" işin cabasıydı."
Yakup Köse"nin Türk siyasi tarihinde önemli bir döneme ışık tutan tecrübeleri Kökler Yayınları"ndan (Tel: 0212 534 34 90, ISBN 978-605-86224-0-1) kitaplaştı.

yeniakit