Bir gün, hayattan çekilme çağrısı!

Anayasa Mahkemesi’nin, üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan düzenlemeyi iptalinin ardından ortaya çok ilginç bir eylem fikri atıldı; Bir günlük ev hapsi...

Meclis'in yaptığı türban düzenlemesinin Anayasa Mahkemesi tarafından veto edilmesinin ardından gelen tepkilere bir yenisi daha eklendi... Fakat bu teklif, elde dövizlerle meydanlarda tepkilerin dile getirldiği sıradan eylemlerden değil. Daha önce hiç denenmemiş bir şey. Bağırmak çağırmak yok! Kırmak dökmek, hiç yok" Üstelik provokasyonalara da müsait değil... Özgürlüğünü isteyenlere, adeta "hayatın içinden çıkın gidin" diyenlere, en sivilinden cevap verme çağrısında bulunan Gerçek Hayat Dergisi yazarı Nihat Nasır, bir günlüğüne sadece hayatının içinden değil, dışından, altından üstünden el ayak çekme eylemi çağrısında bulundu...


Nasır, bu haftaki yazısında, içinde bulunduğumuz şartları tipik bir 28 Şubat egzersizi olarak tanımlayarak, yıllardır devam eden dayatmaya karşı "bir günlüğüne memleket sizin olsun" diyor...

İşte Nihat Nasır'ın yazısı:

BUYRUN MEMLEKET SİZİN OLSUN!...
28 Şubat benzeri bir süreç yaşadığımızda, artık hiç kimsenin kuşkusu yok"
Malum odaklar startı verdi ve Türkiye dörtnala kaosa doğru koşmaya başladı.
Gerekçenin, temcit pilavına dönmüş argümanının absürtlüğü ile ilgilenen yok.
Hoş, ilgilenen olsa ne yazar!.. Düğmeye basıldı ve bunun önüne geçilmesine müsaade edilmeyeceği o kadar açık ki"
Medya, her darbe sürecinde olduğu gibi, yine vazifesine tüm gücüyle sarılmış. 'İrticaa' namlı heyula, memleketin dört bir yanında kol geziyor ve bu kargaşada kimin ne götüreceğinin hesapları şimdiden yapıldı bile"
Rivayetlere göre 28 Şubat sürecinde iç edilen milli servetin yaklaşık tutarı 35 milyar dolardı.
Konu mankeni olarak kullanılan irtica ve onun şahsındaki başörtüsü, bu kez yüz milyardan aşağısını örtmeyecek gibi"
'Halk iradesiymiş, ıvırmış zıvırmış geçiniz efendim!' anlayışının mümessilleri, mezkûr iradenin, beynelmilel sermayenin çıkarlarının kösteklenmesinde başrolü oynamasına asla müsaade etmeyecek.
Peki, biz ne yapacağız?
Biz, yani halk"
Yani 'Vatan, Millet, Sakarya' demeyi her daim vazife addetmiş cefakeşler"
Yani, çeşitli vesileler ile üretilen yapay kargaşaların bedelini, malıyla, canıyla, haklarıyla ve özgürlükleriyle ödeyen, vatanın 'taş' yerine konan insanları"
Yani, 'kan tükürüp, kızılcık şerbeti içtim' diyen pazarlıksız bahtsızlar"
Yani, 'Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!' dizelerinin talihsiz muhatapları"

Memleketi krize sürüklemekten imtina etmeyen ve aldığı kararlarla halkı yok saymaktan perva göstermeyen anlayış, 'Sütçü İmam'ın, Maraş'ı 'Kahraman' yapan soylu direnişinin vesilesi olan başörtüsüne sahip çıkmanın suç olduğuna inanıyor!
Bizleri mücrim yerine koyup, kendileri gibi düşünmediğimiz için cezalandırmaktan geri durmuyor!
'Hayatın içinden çıkıp gidin!' diye gürlüyor!
Ve adeta, 'evinizden çıkmayın!' dercesine üzerimize abanıyor!
Tamam, öyleyse biz de evimizden, bir günlüğüne de olsa çıkmayalım!

Sevgili Yusuf Armağan'la bu kuşatmadan nasıl sıyrılacağımız üzerine konuşuyorduk. Birden aklıma, bundan birkaç yıl önce, 'madem bizi yok sayıyorlar, öyleyse bir günlüğüne de olsa gerçekten yok olalım' şeklinde tasarladığım sivil bir eylem geldi.
Toprağı bol olsun, Gandi'den mülhem aklıma gelen bu pasif eylemin, hayata geçirilip geçirilemeyeceğini teati ettik.
Bugüne kadar hiç denenmemiş bir eylem türü bu"
Çok basit, sade ve yalın bir eylem"
Ekmek almak için bile olsa evden çıkmamak" En azından, bir günlüğüne"

Biz biliyoruz ki, 28 Şubatta vuku bulanlar, bir iktidar mücadelesiydi"
Yukarıda naklettiğimiz rivayete mebni olarak, 35 milyar doların nasıl iç edileceği meselesiydi...
Bahanesi irticaaydı, başörtüsüydü, İmam Hatip liseleriydi"
Bugün de öyle"
27 Nisan e-muhtırası, 367 kararı, kapatma davası ve nihayetinde, 'başörtüsünün üniversitelerde yasak olmadığını' söyleyen meclisin, alenen devre dışı bırakılmasıyla taçlanan (!) karar, 28 Şubatta kopartılan yaygaradan daha mı anlamlı?
Bütün bu süreçte, ülkenin uğradığı zararlar ve kayıplar kimin umurunda sahi?
Statükoyu cansiperane savunurlarken, akıllarına ülkenin çıkarları gelmiyor zahir.
Oysa bugün, fiilen iktidara el koymuş olan 'Jüristokrasi', askeri cenahla mutabakata varıp başörtüsü yasağını kaldırsa, bal gibi biliyorlar ki, kıyamet kopmaz!
Yahut CHP'li bir iktidar böyle bir karar alsa, zerre kadar sorun çıkmaz!
Dahası, bir dakikalığına bile rejim sorunu yaşanmaz!
Peki, şimdi neden böyle?
Mesele başörtüsü değil, dibine kadar bir iktidar mücadelesidir de ondan!...
Bizlerden de, uygun gördükleri figüranlığa fit olmamızı istiyorlar, hepsi bu!

Gelin, mızıkçılık edip 'biz bu oyunu oynamıyoruz' diyelim.
Gelin, 'kim hangi rolü üstleniyorsa üstlensin ama biz figüran değil, esas oğlanız' diyelim.
Gelin, bizleri hiçbir şeyden anlamaz sanan statükoyu fena halde yanıltıp onları sobeleyelim"
Gelin, 'güzel ve yalnız' ülkemizin huzurunu sabote edenleri çırak çıkaralım"
Gelin, 'Damoklesin Kılıcını' bir güzel paketleyip geldiği adrese geri gönderelim"
Gelin, bir daha hiç vermemek için bir günlüğüne; 'buyurun memleket sizin olsun' diyelim"
Bir günlüğüne"

Şimdiye kadar denenmemiş bir eylem"
Bağırmak çağırmak yok!
Kırmak dökmek, hiç yok"
Üstelik bu özelliğinden ötürü, karanlık odakların tertipleyeceği provokasyonlarla manipüle edilme riski sıfır"
Yani dibine kadar 'barışçı' bir eylem!...
Buna bir tür, 'sessiz çığlık' da diyebiliriz.
Ensesinde inşa edilen boza fabrikasına; 'yetti artık!' diye itiraz eden herkesi, bu eylemin oluşumuna katkı vermeye davet ediyorum.
Yarın, güzel bir gün olabilir"
Not: Ertuğrul Özkök, Oktay Ekşi, Özdemir İnce, Bekir Coşkun, Yılmaz Özdil ve bilumum 'amiral gemisi' tayfası ile halkını düşman bilen 'alacakaranlık aydınımsıları', bu davetin muhatabı değildirler.

Gerçek Hayat Dergisi

Medya-Makale Haberleri

Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!
Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak
Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?