Bir kıpırtı gören var mı?

Mehmet GÖKTAŞ

28 Şubat zulmünün yıllar sonra da olsa kaldırılacağına dair bir kıpırtı, bir ses duyan var mı, bir işaret alan var mı?

Hani biz Ankara'da değiliz, Meclise girip çıkan, yetkililerle arada görüşen biri değiliz ya onun için soruyorum.

Bunca ıstıraba, bunca çığlığa, bunca haykırışa rağmen bu konuda atılan somut bir adım görebiliyor musunuz?

Acaba derdimizi tam olarak anlatamadık mı? Yetkililerin önüne dosyalar konulmadı mı?

Müslümanları yirmi-yirmi beş yıldan bu yana inim inim inleten şeytanların yaptığı şeytanlıklar deşifre olmadı mı, onların hepsi şu anda suçüstü yapılarak görevlerinden uzaklaştırılıp ceza evinde değiller mi?

15 Temmuz bu konuda bir milat, bir dönüm noktası olmadı mı?

Bu ülke tarihinin en büyük ihaneti olarak kayıtlara geçmedi mi?

15 Temmuzla birlikte aslında devletin hafızasının tamamen güncelleşmesi, yenilenmesi gerekmiyor muydu?

Hatta birçok konuda böyle yapılmadı mı? Olağanüstü Hal ve Kanun Hükmünde kararnamelerle bu ihanet şebekesi büyük oranda çökertilmedi mi?

O halde niçin bu zulüm kaldırılmıyor? Müslümanlara kurulan tuzaklar ve kumpaslar ancak bu kadar net ve berrak bir şekilde ortaya çıkabilirdi.

Devlet yetkililerine soruyoruz; FETÖ'nün bu kumpaslarından bir tereddüdünüz var mı?

Bu zulmü, bu çarpıklığı kaldırmak için neyi bekliyorsunuz? Kimden çekiniyorsunuz?

Sizden istenen sadece adalettir, bir lütuf ve bir ihsan değildir.

Aylardır, yıllardır yazıyoruz, konuşuyoruz, haykırıyoruz.

Fakat bugün gelinen noktaya baktığımızda ümitsizliğe kapılıyoruz.

İktidardaki beyefendiler artık kendilerini müstağni görüyorlar galiba ki gündemlerinde böyle şeyler yok.

Yakaladıkları zafer rüzgârlarına, yeni yeni koalisyon ortaklarına çok güveniyor olmalılar.

Şunu iyi bilmeliler ki bu iş artık beddua merhalesine gelmiş durumdadır.

Mazlumların bedduası karşısında hiç kimsenin kolay kolay ayakta kalabileceği zannedilmemelidir.

Yavrularına hasret kalarak bu dünyadan ayrılan annelerin babaların bedduaları sizin masa başında yaptığınız bütün hesapları alt üst eder, bunu bir yere yazın.

Ömürlerinin büyük bölümünü zindanlarda geçiren, geride bıraktıkları küçücük yavrularının çoluk çocuk sahibi olduğu insanlar, yani dedelerini göremeyen torunlardan söz ediyoruz.

Bu insanların sesleri, gürültüleri belki Balyozcular gibi, Ergenekoncular gibi ortalığı velveleye veremiyor olabilir. Fakat unutmayın ki onların sesleri bütün perdeleri aşarak Arş-ı Âlâ'ya yükseliverir.

Bir 28 Şubat öncesi, bir Ramazan Bayramı, bir Kurban bayramı öncesi bir daha hatırlatalım diyoruz.