Bir Köy Ki, Taşları Bağlamışlar, Köpekleri Salmışlar…

Nureddin Şirin

Ak Parti hükümeti ile birlikte "real-politik" deyimine iyice alıştık. İslam dünyasındaki, özelde de bölgedeki gelişmelerde Türkiye"nin üslendiği yeni rol, bir açıdan "Yeni Osmanlı"nın doğuşu" şeklinde tanımlanırken, diğer taraftan da, "Amerika"nın Türkiye üzerinden bölgeye yönelik yeni senaryoları" şeklinde tanımlanıyor.

Birinci seçenekten baktığımızda Türkiyeli Müslümanlar olarak seviniyoruz; artık Türkiye bağımsız bir İslam ülkesi olarak, hem Müslümanlara özgürlüklerini kazandırıyor, hem de bölge Müslüman halklarının yanında güçlü bir dost ve yardımcı olarak kendini gösteriyor. Artık Türkiye siyonist İsrail rejiminin strtaejik ortağı değil, Filistin halkının büyük bir destekçisi durumunda.

Siyonist rejimin Mavi Marmara özgürlük filosuna saldırıp 9 kardeşimizi şehid etmesine karşılık, Türkiye "İsrail özür dilemedikçe, tazminat ödemedikçe ve Gazze"ye uygulanan ambargoyu kaldırmadıkça Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler düzelmeyecek" diyor. Gazze"ye gidecek insani yardım gemilerine Türk savaş gemilerinin eşlik edeceğini ve yine aynı şekilde Türk savaş gemilerinin Siyonistlerin gasp ettiği Doğu Akdeniz"de seyru sefer yapacağını açıklıyor.

Siyonist medyayı da takip ettiğimizde ve siyonist rejim şeflerinin açıklamalarına baktığımızda, Türkiye ile siyonist rejim arasında ciddi anlamda bir gerginlik ve kavga olduğunu hissediyoruz. Bu zahiri durum karşısında bir Müslüman olarak sevinmemek, gururlanmamak mümkün mü? Türkiye ile siyonist rejim arasındaki "stratejik ortaklık" neredeyse bir "savaş hali"ne dönüşmüş durumda.

Fakat bu tablonun hemen ardından gelen "NATO füze kalkanı" bütün sevinçlerimizi kursaklarımızda bıraktı. NATO füze kalkanının Türkiye"de kurulmasına onay veren Ak Parti hükümeti anlaşılması güç bir çifte standarda imza atmış ve aslında Türkiye"nin bağımsız bir ülke olmanın ötesinde, "Amerika"nın bölgesel bir enstrümanı" olarak rol gördüğünü gözler önüne sermiş oldu...

Halk deyimiyle, "bu ne penrhiz ne lahana turşusu"

Bir taraftan siyonist rejimi "devlet terörü" uygulamakla niteleyeceksin, onun katilliğinden söz edeceksin, gerçekleştirdiği soykırım saldırıları ve katliamlarına karşı yaptırım kararları alacaksın, diğer taraftan Amerika ve NATO ülkeleri adına, siyonist İsrail rejimi için bir "can simidi" olacaksın...

NATO füze kalkanının Türkiye"ye yerleştirilmesi görüşmeleri sırasında, Türkiye, "özel bir ülke isminin yer almasına izin vermedik" diyerek, füze kalkanının İran"ı hedeflemeyeceğini belirtirken, bu füzeleri yerleştiren Amerika ise hiç gizleme ihtiyacı duymadan "bu füze kalkanı İsrail"e yönelik İran füze tehdidine karşı İsrail"i korumak içindir" diyecek.

Şimdi biz Cumhurbaşkanımız, başbakanımız veya dışişleri bakanımızın Müslüman kamuoyunu yatıştırma amaçlı açıklamalarına mı bakacağız, yoksa Amerika Savunma bakanı Leon Panetta"nın "bu kalkan İran"dan kaynaklanan füze tehdidine karşı İsrail"i korumayı amaçlıyor" sözüne mi bakacağız?

Panetta bu açıklamayı NATO ülkeleri savunma bakanları ile görüşmesinin ardından yapıyor. Yani Türkiye"nin savunma bakanı da orada var. Peki Türkiye savunma bakanı kalkıp "biz bu açıklamayı kabul etmiyoruz; ülkemizin İran"a karşı bir saldırının üssü olmasına izin vermeyiz. Ayrıca biz Türkiye olarak İsrail"i korumak gibi bir mislonumuz olamaz, zira bu İsrail"i katil ve terörist olarak görüyoruz" diyor mu?

Bir taraftan Amerika ve İsrail her geçen gün İran"a karşı saldırı planlarını açıklayacak, diğer yandan da, İran"ın caydırıcılığını önlemek için Türkiye"de füze kalkanı kurulacak. Bunun anlamı nedir acaba? Buna "taşları bağlamışlar, köpekleri salmışlar" denmez mi? Ve Türkiye bu planın stratejik bir parçası olacak.

Hani nerede siyonist rejime karşı söylenen onca söz? Nerede siyonist katillere karşı alınan yaptırım kararları ve nerede Filistin halkının yanında yer almak. Şunu mu demek istiyorlar;

"Biz her ne kadar Filistin halkının haklarını savunuyorsak da, biz her ne kadar Gazze"ye uygulanan ambargonun kaldırılmasını istiyorsak da, İsrail"e yönelik tehditleri önlemek için elimizden geleni yapıyoruz. Bunun için de ülkemizde İsrail"i koruyacak NATO füze savunma sistemlerini kuruyoruz"!"

Filistin"i savunmanın ve siyonist rejimi karşı olmanın adı bu mu?

Amerika ve siyonist rejimin veya müttefik güçlerininin bombaları İran"ın üzerine yağdığında, Türkiye"deki NATO kalkanı İran"ın elini bağlayacak. "Biz buradan tutuyoruz, siz de oradan vurun"!"

Peki İran niçin saldırı tehditleri ile karşı karşıya? Onun sebebini Washington ve Tel Aviv açılıyor zaten; "İran terörist ülke, teröristleri destekleyen ülke. Bölgede Amerikan ve İsrail çıkarlarına darbe indiren ülke."

Her şeyi bir kenara bırakalım; ABD Savunma bakanı Panetta"nın "Füze kalkanının amacı İran füzelerine karşı İsrail"i korumak içindir" sözünden sonra, Türkiye hükümeti ya bu kalkanın kurulmasını kabul etmeyecek, ya da Amerika ve İsrail bir taraftan İran"a saldırırken öbür yanda da Türkiye İran"ın ellerini bağlamak gibi bir ihaneti işleyecek...!

Ve yine her şeyi bir kenara bırakalım: Kendini "Müslüman" olarak tanımlayan sizler, bu yaptığınızın Allah"ın gayretine dokunduğunu bilmiyor musunuz? İlahi adaletin gelip sizi bulacağını ve akibetinizin Allah katında hiç de iyi olmayacağını düşünmüyor musunuz..?

Zira Allah gözetlemektedir".!

nureddin@velfecr.com