Bir kültür merkezine dönüşen Malatya’dan..

Selâhaddin Çakırgil

Son iki gündür Malatya’daydım; bu şehirde düzenlenen Kitab Fuarı’nda bulunmak üzere.. İnkılab Yayınevi’nin kontenjanından ve bu yayınevince kitapları yayınlananlardan Abdurrahman Dilipak ve hattat Ömer Faruk Dere’yle birlikte uçakla gittik Malatya’ya..

Malatya Büyük Şehir Belediyesi’nin tertib ettiği bu fuara hem yayıncı kuruluşlar ve hem de halkın katılım ve ilgisi oldukça yüksekti. Ülke çapında ve her inanç, ideoloji ve meslek grubundan yüzlerce yayınevi ürünlerini sergiliyorlardı. Yine, -başta İstanbul olmak üzere- ülkenin her kesiminden yüzlerce yazar-çizer de katılmıştı. Bu davetlilerin her birisinin gidiş-dönüş uçak biletleri, orada kaldıkları süre boyunca en mûtenâ otel ve restoranlarda ağırlanmaları, her misafir grubuna -hemen her birisi öğretmen veya diğer yüksek tahsilli kimselerden oluşan- bir mihmandar verilmesi.. Yani, epeyce bir malî külfet…

Ama, kültürel çalışmaların değeri, o uğurda harcanan malî imkanlarla değil, insana kazandırdıklarıyla ölçülür. Nitekim, bu etkinliğin de getirileri herhalde pek çoktur. Her şeyden önce özellikle orta ve alt ekonomik gruplara aid olduğu anlaşılan genç nesillerin ve diğer yaş gruplarından binlerce insanın bir kültür atmosferindeki havayı teneffüs edebilmeleri ve ismini duydukları yazar-çizerlerle konuşmaları ve hattâ edebî ve fikrî tartışmalarda bulunmaları bile bir büyük sosyal faydadır.

Sadece onlar değil, bizzat yazar-çizer taifesinden nicelerinin de boş zamanlarda sohbet edebilmeleri de ayrı bir zevk idi.. Nitekim, Hayri Kırbaşoğlu, Hakan Albayrak, Dilipak, Murad Koç, Özkan Hoşhanlı ve şair-yazarlar ikilisi olan Ali Emre, Mustafa Yılmaz vs. gibi arkadaşların gece yarılarına kadar uzayan sohbetleri bu cümledendi.

***

Çalışmalarıyla halkın takdirini kazandığı anlaşılan Malatya BŞ Belediye Başkanı Ahmed Çakır ve keza, halkın içinden birisi gibi davrandığı söylenen Vali Mustafa Toprak beylerin de bu kültürel etkinliğe yakın ilgi göstermesi büyük kazanç…

Hemen belirtmeliyim, Malatya son 40-45 yıl boyunca büyük sosyal değişimler geçirdi.

Burası, 2. Şef İsmet İnönü’nün memleketi olması hasebiyle, 1923- 1975 arası, onun başında bulunduğu siyasî partinin kalelerinden birisi olarak görülürdü.

Ancak, 1975’lerde Adalet Partisi adayı Hâmid Fendoğlu’nun Belediye Başkanlığına seçilmesi, bir değişimin habercisi mahiyetindeydi. Ama, asıl büyük değişim, Hâmid Fendoğlu’nun, torununa bir oyuncak olduğu havası içinde ve güya tanıdık bir isim tarafından postayla gönderilen paketteki bombanın patlamasıyla, üstelik de bir Ramazan akşamı iftar vakti öncesinde torunu ve geliniyle birlikte parçalanmasıyla yaşandı ve Malatya sadece politik açıdan değil, sosyal açıdan da çok geniş çaplı ve derin bir büyük değişim merhalesine geçti.

O zamandan bugüne, Malatya efkar-ı umûmiyesi ve sosyal yapısı yeniden şekillendi.. Malatya halkı genelde, kendi inancını sorgulama ve kendi doğru bildiklerini yeniden süzgeçten geçirmek açısından,  yeniden yoğrulup şekillendi ve denilebilir ki diğer illerden çok daha ileri bir sıçrama gösterdi. Bu yeniden yoğrulma ve şekillenmede Malatya’nın yetiştirdiği Said Hoca ve Said Çekmegil  gibi  ‘merhûm’ların çabası, emeği ve etkisi reddedilemez.

***

Beydağları’nın yamacında ve Fırat nehrinin de geçtiği verimli bir ovada kurulmuş olan Malatya, özellikle de ‘kayısı’nın payitahtı olarak bilinir.

Bunaltıcı sıcağa rağmen, Beydağları’nda henüz de kar vardı.. Şehir giderek Beydağları’nın yamaçlarına doğru tırmanıyor ve modernlik adı altında beton yığınları yükseliyor. Toplu meskenlerin etrafında  yeterli yeşil alanlar ve ağaçlandırma bile yok.. Böyle olunca da, geçmişte bağlar-bahçeler arasında Malatya yerine, ruhunu yitirmiş bir Malatya’nın ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır.

Beydağların yamaçlarının alt kısımlarında yeni yeni bir ağaçlandırma çabası görülse de yukarı kısımlarının da ağaçlandırılması  üzerinde durulmalıdır. O yamaçların yüksekliklerinde yetişebilecek - yaşayabilecek ağaç türlerinin tesbit edilmesi hele bugün için hiç de zor değil..

Malatya daha güzeli hak ediyor..

stargazete