Yaşadığımız son krizin toplumun hiçbir katkısı olmadan doğrudan doğruya sistem tarafından üretildiğini sık söylüyoruz.
"Siyasi" açıdan kriz değişim süreci karşısında temel direkleri sarsılan bir vesayet rejimi ve onun aktörlerinin ürünüdür. Mantıksız, zamansız, gerekçesiz, meşruiyet temeli zayıf bu kriz aslında bu aktörlerin yaşadığı iç bunalımın da ifadesi olarak karşımızdadır"
"Toplumsal" açıdan ise yaşanan kriz, kendisine "laik" adı veren, laikliği bir kimlik olarak, hatta ana siyasi duruş olarak algılayan toplumsal bir kesimin iç bölünmesi ve bunalımıdır"
Bu toplumsal yön, üzerinde düşünmeye değer görünüyor"