İŞTE EVLİLİLİK HAZIRLIKLARI YAPAN ABDURRAHMAN İZZET ADLI GENÇ BİR İHVAN MENSUBUNUN ŞEHADET ÖYKÜSÜ
Şehidin annesinden darbecilere: Kendinize gelin ve hatalarınızı düzeltin. Vallahi, yaptıklarınızdan hesaba çekileceksiniz.
Şehadetinden önce bana şunları söyledi: Ağlama ve tasalanma. Eğer sana, sevgilinin rıhletini haber verirseler, bil ki bizim için dünyada ölmek, köle olarak yaşamaktan daha iyidir. Bana tebessümünü göster.
Oğlum, hakkını savunmak ve adalet devletinin ikamesi için sivil bir şekilde gösteriye katıldı.
Şehidin kız kardeşi: Kardeşimin şehadet haberini alınca tekbir getirdim. Allah'u Ekber.. Allah şehadetini kabul etsin.
Şehidin eşi Leyla
Ramazan sonrası evliliğe hazırlanıyorduk. Düğün gününe hazırlanıyorduk. Şehadeti temenni etti ve kavuştu. Şimdi bana acı ve ayrılığı bıraktı. Bana son sözü, "şehid olmam için bana dua et"oldu. Sana söz veriyorum ey Abdurrahman. Meşruiyeti savunmadaki yolunu tamamlayacağım.
Leyla Abdurrahman, önce derin bir nefes aldı ve gücünü topladıktan sonra "Ramazan sonrası evliliğe hazırlanıyorduk. Düğün gününe hazırlanıyorduk. Rıhletinden önce beni kutladı ve bana dondurmalı turta getirdi. Bugün beni terk etti ve hatıralarımla baş başa bıraktı. Şehadeti diledi ve elde etti. Hayatımda onun gibi temiz kalpli ve muttaki bir adam görmedim. Ona karşı sevgimi ifade edecek kelimeler bulamıyorum.
Ben, Müslüman Kardeşler Cemaati'nin bir üyesi değilim. Fakat olsam da bu benim için şeref sayılır. Abdurrahman, daima Müslüman Kardeşler'den bahsederdi. Cemaate ve İslami projeye olan sevgisini anlatırdı. Annesinin kendisini yetiştirdiği gibi benim de çocuklarımı yetiştirmemi isterdi. Kuran'ı hıfzetmelerini ve Allah yolunda mücahit olmalarını isterdi.
Şehadetinden önce bana telefonda "Leyla! Eğer ölürsem beni, aramızda geçen güzel anılarla hatırla" dedi. Ben de kızarak "neden böyle konuşuyorsun" dedim. O ise yüksek sesle gülerek "Şehid olmam için bana dua et" dedi.
Allaha andolsun ey Abdurrahman. Senin projen üzerinde yürüyeceğim ve senin yolunu tamamlayacağım. Uğrunda öldüğün meşruiyeti savunacağım. Cesedin gitse de sen benimle kalacaksın. Şehitler ölmezler.
Şehidin annesi:
Babası bana, oğlumun şehadet haberini vermeden önce kalbim bana onun şehid olduğunu söyledi. Giza meydanında tamamen sivil bir gösteri düzenleniyordu. Gençler annelerinin dua etmesi için sms gönderiyordu. Fakat Abdurrahman, endişelenmemem için bana sms göndermedi. Ben, Abdurrahman'ın o gençlerle birlikte olduğunu biliyordum. Bir süre sonra gençlerden annelerine sms yağmaya başladı. Baltacılar Zamalik köprüsü üzerinden onlara saldırıyordu. Gençler, gösteriye katılan kadın ve çocuklar için endişeleniyorlardı.
Annelerin gözyaşlarını gördüm. Onlar, dua ediyor, yalvar yakarıyorlardı. Allah'tan çocuklarını korumasını ya da şehid olmalarını istiyorlardı. O an kalbimin kasıldığını hissetim ve dilim şunu söyledi: "Allah'ım oğlumu sana emanet ediyorum. Benim kalbimi, oğlumun kalbini ve gençlerin annelerinin kalbini sabit kıl."
Oğlum son olarak bana şunları söyledi: Anneciğim.. Sana, sevgilinin bu hayattan rıhletini haber verirseler sakın ağlama ve tasalanma! Anneciğim ben, rabbimin yoluna çıkacağım. Zillet altında yaşamak istemiyoruz. Ölüm bizim için daha iyi. Bana tebessümünü göster."
Bir süre sonra telefonum çaldı ve kalbim yerinden oynadı. Eşim bana, "Abdurrahman'ın yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını" söyledi.
Musibetler inince, yakin artar. Abdurrahman'ın şehadeti, Allah'a olan inancımızı daha da yakin hale getirdi. Hür gençlerin taleplerini savunma hırsımızı artırdı. O gençler, Allah'ın arzında sadece onurluca yaşamak istiyorlar.
Abdurrahman, kanun devletinin ikamesindeki hakkını savunmak için sokağa çıktı. Kim kendi makamını halkı katletmekte kullanıyorsa yargılanmayı hak ediyordur. Üç oğlumla birlikte, Mısır'ın en iyi gençlerini katledenlerden ve darbecilerin lideri Sisi'den hesap sormak için mücadeleye devam edeceğim.
Tüm siyasi örgütler kendilerine gelmeli ve hatalarını düzeltmelidirler. Vallahi herkes, yaptıklarında ve yapmaları gerekirken yapmadıklarından hesaba çekilecek. Vallahi geri duranları ve kayıtsız kalanları affetmeyeceğim.
Şehidin kız kardeşi:
İnsanların en iyisiydi o. Ailesine düşkündü. İyilikte en iyimizdi. En akıllımız ve dini en iyi anlayanımızdı. Kuran'ı hıfzeder ve ibadet yapmama teşvik ederdi. Farzları eda etmekten gecikmezdi. Namazları vaktinde kılardı.
Taleplerimizi geri çevirmez, her gün bir derdimizin olup olmadığını sorardı. Ev halkının babamızla bir talebi olunca, babamızla aramızda aracı olurdu. Kendisine has diliyle çevresindekileri kolayca ikna ederdi. Böylece başkaları onun taleplerini geri çevirmeye güç yetiremezdi.
Son iki senedir bana hiç kızmamıştı. Beni son ziyaretinde oğluma devrim dondurması getirmişti. O gün az konuşmuş ve sanki bize veda ediyormuşçasına bakmıştı. Ben kalktım ve ona sarıldım. Bana, "yakında sevineceksiniz inşaallah" dedi.
Kardeşimin şehadet haberini alınca tekbir getirdim: "Allahu ekber, elhamdulillah... Allahu ekber, şehadeti kabul oldu." Kardeşimle, şehid olursa ağlamayacağıma dair sözleşmiştik. Cumhurbaşkanının meşruiyetini, İslamı ve hakkı savunurken kardeşimin şehid olması beni mutlu etti.
Kardeşim bana imtihanlarda yardım eder ve bana İngilizce öğretirdi. Çünkü İngilizcesi iyiydi. Kitabı her açtığımda, mushafı her tuttuğumda onu hatırlayacağım. Nahda meydanında onun fotoğrafını göreceğim. Şehidin iradesi gerçekleşinceye kadar ben de orada kalacağım.
Şehidin kayınvalidesi:
Kızımı istemeye gelmeden önce Abdurrahman'ın kızımla evlenmesini temenni etmiştim. Abdurrahman'ın babası, eşimin arkadaşı oluyor. Eşim ameliyat olduğu zaman Abdurrahman, eşimi ziyarete geliyordu. Bir gün bize geldiği zaman kızımla evlenmek istediğini iletti. Ben de çok sevindim ve secdeye kapandım. Çünkü o iyi, nazik ve ahlaklı bir gençti. Kızıma bu sıfatlarda birisini bulamamıştım.
Şehid Abdurrahman'ın son sözleri
Şehidin annesinden darbecilere: Kendinize gelin ve hatalarınızı düzeltin. Vallahi, yaptıklarınızdan hesaba çekileceksiniz.
Şehadetinden önce bana şunları söyledi: Ağlama ve tasalanma. Eğer sana, sevgilinin rıhletini haber verirseler, bil ki bizim için dünyada ölmek, köle olarak yaşamaktan daha iyidir. Bana tebessümünü göster.
Oğlum, hakkını savunmak ve adalet devletinin ikamesi için sivil bir şekilde gösteriye katıldı.
Şehidin kız kardeşi: Kardeşimin şehadet haberini alınca tekbir getirdim. Allah'u Ekber.. Allah şehadetini kabul etsin.
Şehidin eşi Leyla
Ramazan sonrası evliliğe hazırlanıyorduk. Düğün gününe hazırlanıyorduk. Şehadeti temenni etti ve kavuştu. Şimdi bana acı ve ayrılığı bıraktı. Bana son sözü, "şehid olmam için bana dua et"oldu. Sana söz veriyorum ey Abdurrahman. Meşruiyeti savunmadaki yolunu tamamlayacağım.
Leyla Abdurrahman, önce derin bir nefes aldı ve gücünü topladıktan sonra "Ramazan sonrası evliliğe hazırlanıyorduk. Düğün gününe hazırlanıyorduk. Rıhletinden önce beni kutladı ve bana dondurmalı turta getirdi. Bugün beni terk etti ve hatıralarımla baş başa bıraktı. Şehadeti diledi ve elde etti. Hayatımda onun gibi temiz kalpli ve muttaki bir adam görmedim. Ona karşı sevgimi ifade edecek kelimeler bulamıyorum.
Ben, Müslüman Kardeşler Cemaati'nin bir üyesi değilim. Fakat olsam da bu benim için şeref sayılır. Abdurrahman, daima Müslüman Kardeşler'den bahsederdi. Cemaate ve İslami projeye olan sevgisini anlatırdı. Annesinin kendisini yetiştirdiği gibi benim de çocuklarımı yetiştirmemi isterdi. Kuran'ı hıfzetmelerini ve Allah yolunda mücahit olmalarını isterdi.
Şehadetinden önce bana telefonda "Leyla! Eğer ölürsem beni, aramızda geçen güzel anılarla hatırla" dedi. Ben de kızarak "neden böyle konuşuyorsun" dedim. O ise yüksek sesle gülerek "Şehid olmam için bana dua et" dedi.
Allaha andolsun ey Abdurrahman. Senin projen üzerinde yürüyeceğim ve senin yolunu tamamlayacağım. Uğrunda öldüğün meşruiyeti savunacağım. Cesedin gitse de sen benimle kalacaksın. Şehitler ölmezler.
Şehidin annesi:
Babası bana, oğlumun şehadet haberini vermeden önce kalbim bana onun şehid olduğunu söyledi. Giza meydanında tamamen sivil bir gösteri düzenleniyordu. Gençler annelerinin dua etmesi için sms gönderiyordu. Fakat Abdurrahman, endişelenmemem için bana sms göndermedi. Ben, Abdurrahman'ın o gençlerle birlikte olduğunu biliyordum. Bir süre sonra gençlerden annelerine sms yağmaya başladı. Baltacılar Zamalik köprüsü üzerinden onlara saldırıyordu. Gençler, gösteriye katılan kadın ve çocuklar için endişeleniyorlardı.
Annelerin gözyaşlarını gördüm. Onlar, dua ediyor, yalvar yakarıyorlardı. Allah'tan çocuklarını korumasını ya da şehid olmalarını istiyorlardı. O an kalbimin kasıldığını hissetim ve dilim şunu söyledi: "Allah'ım oğlumu sana emanet ediyorum. Benim kalbimi, oğlumun kalbini ve gençlerin annelerinin kalbini sabit kıl."
Oğlum son olarak bana şunları söyledi: Anneciğim.. Sana, sevgilinin bu hayattan rıhletini haber verirseler sakın ağlama ve tasalanma! Anneciğim ben, rabbimin yoluna çıkacağım. Zillet altında yaşamak istemiyoruz. Ölüm bizim için daha iyi. Bana tebessümünü göster."
Bir süre sonra telefonum çaldı ve kalbim yerinden oynadı. Eşim bana, "Abdurrahman'ın yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını" söyledi.
Musibetler inince, yakin artar. Abdurrahman'ın şehadeti, Allah'a olan inancımızı daha da yakin hale getirdi. Hür gençlerin taleplerini savunma hırsımızı artırdı. O gençler, Allah'ın arzında sadece onurluca yaşamak istiyorlar.
Abdurrahman, kanun devletinin ikamesindeki hakkını savunmak için sokağa çıktı. Kim kendi makamını halkı katletmekte kullanıyorsa yargılanmayı hak ediyordur. Üç oğlumla birlikte, Mısır'ın en iyi gençlerini katledenlerden ve darbecilerin lideri Sisi'den hesap sormak için mücadeleye devam edeceğim.
Tüm siyasi örgütler kendilerine gelmeli ve hatalarını düzeltmelidirler. Vallahi herkes, yaptıklarında ve yapmaları gerekirken yapmadıklarından hesaba çekilecek. Vallahi geri duranları ve kayıtsız kalanları affetmeyeceğim.
Şehidin kız kardeşi:
İnsanların en iyisiydi o. Ailesine düşkündü. İyilikte en iyimizdi. En akıllımız ve dini en iyi anlayanımızdı. Kuran'ı hıfzeder ve ibadet yapmama teşvik ederdi. Farzları eda etmekten gecikmezdi. Namazları vaktinde kılardı.
Taleplerimizi geri çevirmez, her gün bir derdimizin olup olmadığını sorardı. Ev halkının babamızla bir talebi olunca, babamızla aramızda aracı olurdu. Kendisine has diliyle çevresindekileri kolayca ikna ederdi. Böylece başkaları onun taleplerini geri çevirmeye güç yetiremezdi.
Son iki senedir bana hiç kızmamıştı. Beni son ziyaretinde oğluma devrim dondurması getirmişti. O gün az konuşmuş ve sanki bize veda ediyormuşçasına bakmıştı. Ben kalktım ve ona sarıldım. Bana, "yakında sevineceksiniz inşaallah" dedi.
Kardeşimin şehadet haberini alınca tekbir getirdim: "Allahu ekber, elhamdulillah... Allahu ekber, şehadeti kabul oldu." Kardeşimle, şehid olursa ağlamayacağıma dair sözleşmiştik. Cumhurbaşkanının meşruiyetini, İslamı ve hakkı savunurken kardeşimin şehid olması beni mutlu etti.
Kardeşim bana imtihanlarda yardım eder ve bana İngilizce öğretirdi. Çünkü İngilizcesi iyiydi. Kitabı her açtığımda, mushafı her tuttuğumda onu hatırlayacağım. Nahda meydanında onun fotoğrafını göreceğim. Şehidin iradesi gerçekleşinceye kadar ben de orada kalacağım.
Şehidin kayınvalidesi:
Kızımı istemeye gelmeden önce Abdurrahman'ın kızımla evlenmesini temenni etmiştim. Abdurrahman'ın babası, eşimin arkadaşı oluyor. Eşim ameliyat olduğu zaman Abdurrahman, eşimi ziyarete geliyordu. Bir gün bize geldiği zaman kızımla evlenmek istediğini iletti. Ben de çok sevindim ve secdeye kapandım. Çünkü o iyi, nazik ve ahlaklı bir gençti. Kızıma bu sıfatlarda birisini bulamamıştım.
Şehid Abdurrahman'ın son sözleri
isra haber