Çoğu zaman dikkat etmişimdir; sofradakilerden birisi diğerlerinin de duyacağı şekilde yüksek sesle besmele çektiğinde derhal hepsi birden peş peşe besmele çekmektedir, bu ister evde aile içinde olsun, ister aile dışındaki sofralarda olsun.
Cemaat olmanın, Müslümanlar olarak birlikte olmanın en küçük getirisidir bu. Emr-i bil ma’rufun ilk meyvesi, ilk tezahürüdür bu.
Sadece besmele değil, hamd, şükür, istiğfar, tesbih ve benzer zikirlerde de aynı şey söz konusu olmaktadır. Yeter ki müminler birbirlerine Rablerini hatırlatmış olsun, hemen onun arkası gelmektedir.
Bakıyorum üç dört kişi bir aradayken onlardan birisi abdest almak için kollarını sıvayıp çoraplarını çıkardığında orada bulunanlar hemen abdest sırasına girmektedirler. Veya içlerinden birisi; “Ezan okundu mu? Haydin namaz kılalım. Arkadaşlar namaz vakti geçiyor…” gibi bir uyarıda bulunduğunda, elhamdülillah orada bulunan herkes namazlarını kılmaktadırlar. Hatta bunlardan bir kısmı namaz konusunda ihmalkâr olsa bile bu konuda oradakilerden ayrılmamaktadır.
Sizler Müslümanların bu şekilde birbirlerini daha nice iyi şeylere, doğruya, ma’rufa yönlendirdiğine günlük hayatta şahitlik edip durmaktasınız.
Yani basit bir birlikteliğin dahi farkında olmadan öylesine rahmet kazanımları vardır ki, insan iyice düşününce bunların farkına varıyor.
Sadece bu değil. Müslümanların bir kaç kişi de olsa bir araya gelmeleriyle nice kötülüklerden uzak kaldıklarını da unutmayın.
Okulda, iş yerinde ve hayatın diğer alanlarında beraber olan üç dört Müslüman farkında olarak veya olmayarak ne kadar günahtan uzak kalıyor, birbirlerini ne kadar haramdan ve mekruhtan uzaklaştırıyor biliyor musunuz? Yalnız başına kaldığı zaman dalıp gideceği çirkinliklerden, bataklıklardan kardeşleri sayesinde kurtulmaktadır.
Bütün bu ciddi kazanımlar sıradan ve basit birlikteliklerle elde edilenlerdir. Ya bir de ciddi ve şuurlu beraberliklerin bizlere kazandıracaklarını düşünün. Müminlerin birbirlerinin velileri olduğu şuuruyla bir araya gelerek mükemmel bir İslam cemaati oluşturduğunu, emri bilma’ruf ve nehy anil münker ilkelerinin en güzel bir şekilde işletildiğini düşünün. Söz konusu kötülüklerin neler olduğunu saymak uygun değildir, düşündükçe onların neler olduğunu bulur çıkarırız.
Rabbim işte bizleri bu kötlüklerin bir çoğundan beraberliğimiz sayesinde korumaktadır.
Darül İslam ne demektir biliyor musunuz? İnsanlara şahid oldukları her şeyin Allah’ı hatırlattığı, bütün işaret levhalarının hep Allah’a işaret ettği yerin adıdır. Ve bundan dolayı da günahların çok az işlendiği, güzelliklerin olduğu yerin adıdır. Çünkü Allah’ın çokça anıldığı yerler böyle olur.
Sadece ezanların, minarelerin değil, sadece nur yüzlü ihtiyarların değil, her şeyin ve herkesin Allah’ı hatırlattığı toprakların adıdır.
Orada insanlar isteseler de Allah’ı unutamazlar. Yani isteseler de kolay kolay günah işleyemezler.
Çünkü orada bütün ekranlar, bütün sesler, bütün defterler ve kitaplar, bütün teraziler, bütün ölçüler ve tartılar Allah’ı hatırlatır. Çünkü orada en küçük toplantılardan en büyük genel kurullara kadar her birliktelik Allah’ın adıyla açılır ve Allah’ın adıyla kapanır.
Nesimi’nin dediği gibi:
Gülden terazi kurarlar, gülünen gülü tartarlar,
Gül alırlar, gül satarlar, çarşı pazarı güldür gül.
Anladığınız gibi ideal bir Darül İslam, Darüsselam burada gül ile ifade edilmektedir.
Fakat bütün bu güzelliklere küçük adımlarla başlanır, söylediğmiz gibi üçer beşer kişilik oluşumlarla gidilir. Okullarda, fabrikalarda, iş yerlerinde ve sitelerde bşer onar kişinin
Bayanlarımız unutmasınlar ki, bulunduğunuz okulda, bulunduğunuz mahallede, yaşadığınız sitede ve binada sizlerin küçük de olsa bir gurup oluştuması Allah Teala’nın rahmetini üzerinize celbedecektir. Örtünmek istediği halde buna cesaret edemeyen nice bayanlara bir sığınak, bir güç ve cesaret kaynağı olacaksınız. Müslümanca bir hayat yaşamak için sadece birilerinin küçük bir desteğini bekleyen nicelerini bulacağız inşaallah.
Bırakmayın birbirlerinizin ellerini, aksi takdirde kaybolur, erir gidersiniz. Halbuki herkes kurtuluş için sizin gözünüze bakmaktadır.
doğruhaber