Biz bu meseleyi Gemide hallettik

Mehmet GÖKTAŞ

Şu anda Türkiye"yi yakıp kavuran, bütün önemli gündem maddelerini unutturmayı ve geri plana itmeyi başaran terör ve ırkçılık meselesinin çözümünü Allah Teala bizlere Mavi Marmara gemisinde net ve berrak bir şekilde bir daha göstermiştir.
Biz bu gemiyle birlikte surda bir gediğin açıldığını zannediyorduk, sonra bir de baktık ki bir değil, bizim için Rabbimiz ne gedikler, ne ufuklar açmış.

Biliyor muydunuz, Mavi Marmara gemisinde siyonistler tarafından şehid edilen kardeşlerimizden en azından beş tanesi, yani yarıdan fazlası Kürt kökenliydi.

Şöyle bir düşünün;

Aynı gemide kucak kucağa şehid olmak nire,

Birbirlerini toplu toplu katletmek nire?

Şu anda bu ikisi aynı zaman dilimi içerisinde bu coğrafyada yaşanmaktadır.

İslam nimeti sayesinde birbirleriyle kardeş olanların şahsında Allah Teala çok şerefli sahneler gerçekleştirmekte ve adeta bu coğrafyanın gözünün içine sokmaktadır.

Belki birileri bin yıl gerilere uzanan kardeşliği unutmuş olabilir diye, Çanakkale"deki birlikteliği, Trablusgarb"taki ve Anadolu"nun bütün cephelerindeki işgal kuvvetlerine karşı birlikteliği unutmuş olabilir diye"

Elhamdülillah Rabbimiz bunu bir daha yaşatıverdi, bir daha gösteriverdi, İslam kardeşliğinin sadece kağıt üzerinde bir teori olarak kalmadığını, gerçekleşmesinin bu kadar kolay olduğunu ispat etti bizlere.

Gemi ashabının kimlerden oluştuğuna dikkat edin. Öncelikle ehli iman olan Türkler, Kürtler, Çerkezler, Lazlar ve Araplar" Sonra zulme karşı Ehli Vicdan olan Avrupalılar vs. Bütün bu insanlar nereye gidiyordu? Kendileriyle hiçbir ırk ve akrabalık bağı bulunmayan mazlum Gazze halkına yardıma. Ne büyük bir şeref, ne müthiş bir konum! Bir insan için, bir topluluk için ancak bu kadar yücelme olabilir.

Ya şu birbirlerinin kanını dökenlere, ülkeyi kan gölüne çevirenlere ne diyelim?

Hiç şüpheniz olmasın ki, İslam"dan uzaklaşmanın bedelini ödemektedirler. Öyle ya, Allah"tan uzaklaşmanın da bir bedeli olmalıdır.

Belki eksik bir benzetmedir ama, İslam bu coğrafyanın çimentosuydu, çimento kaybolunca, demirler, taşlar, kumlar birbirinden kopup ayrıldı, her biri bir yana dağılıverdi, birbirine düşman oluverdi.

Gerek toplum olarak, gerek fertler olarak herkes bunun hesabını Allah"a verecek, ayrıca bugün olduğu gibi b dünyada da bunun bedelini ödeyecek.

Fakat bu mübarek coğrafyanın cehenneme dönüşmesinde en büyük pay, insanımıza zoraki dayatılan Laik Kemalist rejime aittir.

Ey Kemalist laik rejim, İşte PKK!

Tam da senin yetiştirmek için çırpındığın ideal insanlardan oluşuyor, iyi bak.

Aynen senin istediğin gibi hepsi de laik, hepsi de İslam düşmanı, hepsi de ateist, sosyalist"

İşte onların tabanını oluşturan partiler, hepsi de laik ve seküler.

Senin hasretini çektiğin Batı tipi hayat tarzını Müslüman Kürt toplumuna yerleştirmeyi kendileri için en büyük görev bilen HADEP, HEP, DTP, BDP.

Sen istemiyor muydun böyle olmalarını, böyle yetişmelerini?

Sadece şu fark var ki, sen herkese Türk ırkçılığını, Türk ulusçuluğunu dayatmıştın, onlar da Kürt ulusçusu oluvermişlerdi, ayrıldığınız bir tek nokta bu değil mi?

Kürtlerin yaşadığı coğrafyanın dağına taşına "Ne Mutlu Türküm Diyene" yazmanın, çocuklarını doksan yıldır "Türküm, doğruyum"" diye bağırtmanın, dilini yasaklamanın bir bedelinin olduğunu bilmiyor muydun Allah aşkına?

Fakat biz yine gemiye dönelim. Elhamdülillah biz bu meseleyi Mavi Marmara gemisinde hallettik. Bu coğrafyaya yeniden hayat verecek olan büyük dirilişi bu gemide  insanlığa sunuverdik.

Gemi dedikse, her şeyi bu gemiden ibaret sanıp sevinmesin birileri. İslam Kardeşliği ve Peygamber Sevdasıyla katlana katlana dolup taşan stadları ve meydanları unutmasınlar

doğruhabergazetesi