‘Biz Bunu Neden Yaptık?’

Ağa ile kâhyanın hikayesini bilirsiniz. Atlı arabaya binmişler, şehre gidiyorlar. Ağanın keyiflenesi tutmuş. Ağa kimle keyiflenir, tabii ki kâhya ile...

Ahmet Taşgetiren/Buğün

Biz bunu neden yaptık?
Ağa ile kahyanın hikayesini bilirsiniz. Atlı arabaya binmişler, şehre gidiyorlar. Ağanın keyiflenesi tutmuş. Ağa kimle keyiflenir, tabii ki kahya ile...


Yolda gördüğü at pisliğini gösterip, seslenmiş kahyaya: -Bak kahya, demiş, şu pisliği ye, sana şu kadar altın lira vereyim... Kahya bir pisliğe bakmış bir altın liraları düşünmüş, yutkunmuş, yutkunmuş, para tatlı gelmiş.

-Olur ağa, demiş. "N'olacak, bir hamlede yutarım." diye düşünmüş. Ve yemiş. Ağa, altın liraları saymış kahyanın eline. Sonra, içi içini yemeye başlamış. -Ulan demiş, durup dururken altın liraları saydık kahyaya. N'olacak, adam yedi işte. Neyi eksildi? Biz de çok mühim bir şey zannettik pislik yemeyi... Sonra dönmüş kahyaya: -Ula kahya, demiş, hadi bir pazarlık daha yapalım. Ben yiyeyim şu yolun kenarındaki pisliği, sen o parayı geri bana ver. Kahya, bakmış, düşünmüş, ağanın pislik yemesi ona keyif vermiyor ama, ağayı kırmak olmaz, nasıl olsa ağa çıkarır bunun acısını kendisinden, iyisi mi ağanın suyuna gitmeli...

-Olur ağa, demiş. Ye vereyim parayı... Ağa da yutkuna yutkuna yemiş yoldaki pisliği... Sonra n'olmuş? Ağa şöyle demiş: -Bu para benim paramdı, sana gitti geldi, yine benim param oldu. Peki ama biz niye yedik o pisliği?

Evet, niye yaparız biz bu akıl almaz işleri? -Hadi darbe yapalım! Yaptın. N'oldu? Milletin canına okudun. Millet temsilcilerinin canına okudun. Sana emanet olarak verilen silahı yanlış kullandın, ve temsil ettiğin askeri kurumun canına okudun. Ülkenin canına okudun. Ama sonunda işler gene milletin tercihine kaldı. Şimdi şafaklarda "Türk silahlı Kuvvetleri ülke yönetimine el koymuştur" diyenler nerede?

Hadi parti kapatalım. Kapattın. N'oldu? Seçimlerin canına okudun. Sandığın canına okudun. Millet iradesinin canına okudun. Demokrasinin canına okudun. Temsil ettiğin yargı kurumunun canına okudun. Ülkenin ekonomisinin, siyasetinin, itibarının canına okudun. Ama işler sonunda gene milletin tercihine kaldı. Şimdi "Sizi buraya getirenler böyle istiyor" diyenler nerede? En kötü ihtimalleri düşünelim. Diyelim ki -Halktan yüzde 47 oy almış olan parti kapatıldı. -38'i milletvekili, 71 kişiye siyaset yasağı çıktı.

-Erdoğan'a da 5 yıl yasak geldi. Tarih sona mı eriyor bu "en kötü" nün senaryosu ile... Yoo, tarih yeniden başlıyor. -Yeniden parti, yeniden derleniş toparlanış, belki yeniden seçim, yeniden Meclis, yeniden Hükümet ve her şey yeniden... Bu iş biraz Sokullu Mehmet Paşa'nın Venedikli elçilere söylediği söze benziyor. Hani İnebahtı'da Türk donanmasını yakarlar ve o zaferin sevinciyle İstanbul'a gelip Sokullu Mehmet Paşa'ya akrep gibi sokucu laflar söylerler. Sokullu onlara şunu der:

"-Biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu kestik. Siz de donanmamızı yakmakla bizim sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kol yerine gelmez ama tıraş edilen sakal daha gür çıkar. Göreceksiniz bu millet, donanmamızın yelkenlerini atlastan yapacaktır. " Bakın yakın tarihin seyrine: Türkiye her kural dışı müdahaleden sonra, çok daha gür bir biçimde, milletin sağlıklı temsiline imkan veren bir demokrasiye doğru yol alıyor. Millet herkese "Bana bırak, diye sesleniyor. Benim tercihime saygılı ol. Her şeyi benden iyi bildiğini zannederek kaba kuvvetle devreye girme!" İkide bir devreye girip, millet iradesini tanzim etmek isteyenlerin mağrurane duruşu karşısında milletin canı da sıkılıyor.

-Ey bil cümle ağalar! Artık, "Niye yaptık biz bu işi?" demekten vazgeçsek, ha, olmaz mı? Memleket olarak ağzımızın tadının yeterince kaçtığı yetmez mi?

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!
Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak