Bize 'intikam alın' dediler...

Yazıcıoğlu'nun vefatı sonrasın BBP'nin başına geçen Topçu karanlık yılları ve geleceği anlattı...

Röportaj: Seda ŞİMŞEK

BBP'nin yeni Genel Başkanı Yalçın Topçu, BUGÜN'e çok özel açıklamalar yaptı:

BiZi SOKAKLARA DÖKMEK iSTEDiLER


Muhsin Yazıcıoğlu'nun cenazesindeki kalabalığın birilerini rahatsız ettiğini söyleyen Yalçın Topçu, "Bize 'boş durmayın, çıkın sokaklara, liderinizi öldürdüler intikamını alın' demeye getirdiler, Allah'a hamd olsun kadrolarımız bunu gördü ve boşa çıktı" dedi...

Şimdi Muhsin Bey'in koltuğunda oturuyorsunuz neler hissediyorsunuz?

Şimdi size odayı göstereceğim. (Gözleri doluyor, bir süre konuşamıyor) Dünyanın en güzel gülen adamıydı. En umutsuz anında bile bir insana baktığında bir rahatlık verirdi. Biz sadece genel başkanımızı kaybetmedik, ülkülerimizin, ilkelerimizin, ideallerimizin timsali olan birisini kaybettik. Mümkün olsa, kızmayacağını bilsem, Allah şahit, evimden dışarı çıkmam. Onun ifadesiyle başımıza atom bombası gibi düştü.

Odasında oturmuyorsunuz.

Böyle bir dava, ülkü, ilke adamı. Onun yerinde oturmuyorum, hayatta da oturamam. Onun fotoğrafının yanına fotoğrafımı resmimi asmam. Onun canını vereceği bayrağı kapısına astık, içeride koltuğunda bir bayrak var, resmi var. Sağken yenge hanıma "Şu elbiseleri ayır, Yalçın'la bizim bedenlerimiz aynı, bana olmayanları ona verelim" demiş. Getirdim, elbisesini de oraya astım. Ben bu hareketi temsil ettiğim müddetçe de resimleri hep asılı duracak. Onun kullandığı masa, koltuk bizim için kutsal bir emanet olacak. Bir tüzük değişikliği ile "Ebedi siyasi liderimiz" sözünü tüzüğümüze geçireceğiz.

Aramız limoniydi

Kazadan önce Muhsin Bey ile en son ne zaman görüşmüştünüz?

Seçimler için bir strateji belirlemiştik. Genel Başkan her zamanki tevazusuyla stratejiyi deldi. Son 10 gün Ankara'da medya programları düzenleyecektik. Ama, o kimseyi kıramadı, gitti. "Orada 300 kişiye hitap etseniz ne olacak? Belediyeyi alsak ne olur almasak ne olur" demiştim. Gitmesini istememiştim, o yüzden biraz limoniydi aramız. Yine dayanamadım, Çağlayancerit'teki konuşmasından sonra aradım. Bir yerden para bekliyorduk, o paranın geldiğini, bazı ödemeleri yapacağımızı söyledim.

Çağayancerit'te yaptığı konuşmanın ardından, helikoptere binmeden önce mi konuştunuz?

Evet. "Miting güzel oldu" dedi, ben de "Evet güzel oldu, çok şükür" dedim. "Yerköy'de de kalabalık büyükmüş" dedi, ben "İnşallah" dedim. Sonra partiden çıktım. Yolda beni bir okul arkadaşım aradı, "Genel başkanın helikopteri düşmüş" dedi. Partiyi aradım. Hemen geri döndüm. O arada Kayseri Valisi'nin açıklamaları geldi. Ben valiyi aradım, genel sekreteri "gidiyorlar, geliyorlar" diye açıklamalarını teyit etti. Arkadaşımın ısrarı üzerine ben Cumhurbaşkanı'nı aramak zorunda kaldım.

Siz aradığınızda Cumhurbaşkanı'nın haberi var mıydı?

Gül, kazayı benden duydu


Hayır, yoktu. Yurtdışına çıkacaktı. Cumhurbaşkanı ile çok enteresan dakikalar yaşadık. Ben çok panik olmuştum. Ben genel başkanı biliyorum, eğer nefesi varsa, beni arar, içim yandı. Cumhurbaşkanı bana, "Aman, aman, Allah korusun, Allah ağzından alsın, yok ya öyle şey düşünme" dedi. "Açıklamalar yapılıyor, 'gidiyor, geliyor' deniliyor, öbür taraftan bana düştüğü, yerinin bulunamadığı bilgisi geliyor" dedim. 10 dakika sonra döndüler bana, "Evet, helikopter düşmüş, yeri bulunamamış" dedi. Daha sonra Başbakan ile görüştüm.

Şimdi hangi noktadasınız?

BBP hukukun içinde kalarak, kanuni hakkını arıyor. Başbakan bana "Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopteri o havada niye uçtu?" diye sordu. O helikopter, o havada niye uçuruldu? Benim aradığım bu. Sistem çürümüş. Sistem kurumu çürütmüş, kurum içini çürütmüş.

Bütün çürükler de gelmiş Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarına çatmış. Bu helikopterleri uçuran kurum düzelmedikten sonra, yarın uçacak her helikopteri aynı akibet bekliyor. "Yaralılar, geliyorlar" bilgisinin nereden bulunduğunun ortaya çıkarılmasını istiyorum. Neden hâlâ bir idari soruşturma açılmadı?

Tehlikeli bir süreç yaşadık

Sizin vicdanınızda bir suikast mı bu?


Ben Genel Başkanıma asla bunu kondurmam. Genel Başkan barış adamıydı, sevgi adamıydı. Muhsin Yazıcıoğlu Ülkü Ocakları Başkanı olduğu zaman "Eller silah değil, kalem tutmalı" diyen bir insan. Yazıcıoğlu'na kim suikast yapacakmış? Yazıcıoğlu Türkiye'nin barışını, huzurunu, dünyanın barışını, huzurunu istiyordu. Bunun mücadelesini verdi. Kimin tavuğuna kış demişiz, kimin elinden imkanlarını koparıp almışız?

Daha sonra yaşadığınız ilginç bir olay var mı?


 Törene katılan 1 milyon iyi insan birilerinin aklını başından aldı. Hemen harekete geçtiler, birileri "bu aslında bir yerlerin adamıydı, işi bitti, gereğini yaptılar" demeye getiriyorlar. Öbür taraftan da bize "siz de boş durmayın, çıkın sokaklara, liderinizi öldürdüler intikamını alın" demeye getirdiler. Bu kadar tehlikeli bir süreç. Allah'a hamd olsun bizim kadrolarımız bunu gördü. Bu boşa çıktı.

Evren binlerce gencin intiharına neden oldu

Darbecilerin yargılanması gerektiğini söyleyen Yalçın Topçu, "Beni yargılamayın intihar ederim" diyen Kenan Evren'in sözlerini duygusal serzeniş olarak değerlendirdi...

Mevcut Anayasa'nın değiştirilmesi tartışmalarında duruşunuz nedir?

Hepimiz biliyoruz ki bu Anayasa bir cunta anayasası. Bu Anayasa millete dar geldi. Bu Anayasa devletle milleti karşı karşıya getirdi. Bundan kurtulalım, atalım üstümüzden.

Duygusal feryatlar

12 Eylül darbecilerinin yargılanması tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

O sabahı hiç unutmam. Güya "kardeş kavgasını engelliyoruz" diye kışladan çıkanlar, aslında Atlantik ötesindekilerin yakın coğrafya üzerindeki operasyonlarının gereğini yapmışlar. Birilerinin işareti ile ikbal, istikbal vaadeden, millet, memleket meseleleri ile dolu olan o kuşağı kıranlar mutlaka yargılanmalıydı.

12 Eylül öncesinde sağcısının da solcusunun da ülküleri, idealleri, ülke için, millet için kaygıları vardı. 12 Eylül ile ilgili anamuhalefet partisinin çağrısını çok yerinde ve önemli görüyorum. Ama, anamuhalefet partisinin göstediği bu tutumu Anayasa'nın tümünün değişmesi için de göstermesini bekliyoruz.

Kenan Evren'in açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?


 12 Eylül'ün baş müsebbinin, yaşına mütenasip duygusal feryatlarına katılmıyorum. İntihar etmesine gerek yok. Onun zulmüyle intihar eden, faili meçhule uğrayan binlerce genç var. Öyle duygusal serzenişlere gerek yok. Ben 1986 yılına kadar pasaport alamadım, neden alamadığımı hâlâ bilemiyorum. Herkes yaptığının hesabını vermeli.

"İrtica ile Mücadele Eylem Planı" ortaya çıktı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sayın Genel Başkanımız 28 Şubat sürecinde "namlusunu millete dönmüş tankı selamlamam" dedi. Ben de "tanka selam durmayan o yiğit demokrata selam olsun" dedim. Onun geride bıraktığı kadroları aynı şeyi söylüyor. Biz tanka selam durmadık ki, ıslak mı kuru mu olduğu belli olmayan imzaya selam duralım. Milletin iradesi dışındaki hiçbir iradeye baş eğilmez.

Gurur duydum

Türkçe Olimpiyatları'nı izlediniz mi?

Türkçe Olimpiyatları'nı gururla izledim. Bizi ziyaret ettiler. Genel Başkanı'mızın şiirini okuyan Tataristan'dan gelen kardeşimizi dinledim. Babam türküsünü, Sivas'ın Yolları türküsünü dinledim. İki tane minicik çocuğun İstiklal Marşı'nı okumasını izledim. Çok gurur duydum. Bu işin fikir babalığını yapanlara, o fikri hayata geçiren kadrolara dua ettim. Bizim öteden beri dünya milletleri ile buluşma idealimizi gerçekleştirenleri gördüm. Türkçe'nin dünya dili olmasının dünya barışına ciddi katkılar getireceği kanaatini taşıyorum.

Alabildiğine demokratım

Sizi kamuoyu pek de tanımıyor, fikirlerinizi merak ediyoruz.

Yalçın Topçu, Türk - İslam ülküsü kızıl elmasına inanır. Tıpkı lideri gibi milli duran, ama milliliğinden 72 milyonun hiçbir ferdi rahatsız olmayacağı biri. Milletin değerlerine, manevi değerlere önem verir, ama bu duruşuyla mescitteki vatandaşı da, meyhanedeki vatandaşı da rahatsız etmez.

Alabildiğine demokrat, kesintisiz 24 saat demokrasi isteyen biri. Delegenin teveccühü ile ebedi siyasi liderinin siyasi emanetini omuzlarına yüklenmiş, götürmeye çalışan, ilkeli, ülkülü, siyasi hedefi olan, iddialı birisi.

Kaç çocuğunuz var?

 Eşimle 1981'de evlendik. Üç çocuğum var, biri kız, ikisi erkek, en küçüğü erkek 11 yaşında.

Şımartılan yetim gibiyim

Yeni bir genel başkansınız, nasıl bir duygu?

Millet beni sanki onun bir emaneti olarak görüyor. Ben, şu anda çok şımartılan bir yetim durumundayım. Millet tarafından, siyasi erk tarafından, bürokrasi tarafından ona olan o sevgi ve muhabbet sanki geride bıraktığı arkadaşına, kardeşine de sunuluyor. Benim gurur duyduğum, şeref duyduğum 'kutsal yetim' muamelesi yapıyor.

Genel başkanlık sizin için bu ne anlam ifade ediyor?

Bizler hizmet adamıyız. Muhsin Yazıcıoğlu'na baktığınızda da bunu görürsünüz, biz ikbale matuf hiçbir yerde olmadık, hep milletin istiklali ve istikbali ile alakalı olduk. Hiçbir zaman "can" demedik, "canan" dedik. Biliyorum ki mahkeme kadıya mülk değil. Esas olan BBP'nin ülküsü, ilkesi ve idealleridir. Muhsin Yazıcıoğlu'nun sağlığında dediği gibi "BBP'liyim" diyen herkesin esası fikri müdriktir. Ben, bunun yürütülmesi için görevlendirildim.

Yazıcıoğlu iradesi sürecek

BBP'nin bundan sonraki misyonu ne olacak?


BBP, ebedi siyasi liderim Muhsin Yazıcıoğlu'nun sağlığındaki iradesi neyse aynı iradeyle devam edecek. Usulü ve uslubu neyse aynısı takip edilecek. Tabii ki farklı kişilikleriz, benim farklılıklarım olabilir, ama o asliyetten asla sapmayacağız. Misyonu olduğu gibi muhafaza edececeğiz. Bize emaneti olan bu hareketi iktidara taşıyacağız.

İnsanlar, "Bugüne kadar olmadı bugün mü olacak" demez mi?


Evet, bugün olacak. Çünkü, benim vuslat kurultayı olarak nitelendirdiğim onunla vedalaşmamızda 1 milyonu aşkın iyi insan sağlığında vermediğini, onun geride bıraktığı hareketine ve kutsal yetim olarak gördüklerine verecek. Zaten denenmemiş kalmadı.

YALÇIN TOPÇU KİMDİR?


Yalçın Topçu 1958'de Ardahan'da doğdu, Ahıska Türkleri'nin 93 muhaciri olan bir ailenin çocuğu. İlk, orta, lise tahsilini Ankara'da, yüksekokulunu Eskişehir Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümü'nde yaptı. Çocukluk yılları bugün Muhsin Yazıcıoğlu'nun mezarının bulunduğu Taceddin Dergâhı'nın karşısındaki evde ve okulda geçti.

12 Eylül öncesinde ülkücü camia içinde çeşitli görevler aldı. 12 Eylül sonrası kadre uğratılan 3800 öğretmenden birisi. Belgeli serbest muhasebeci olan Topçu, uzun süre müteahhitlik yaptı. 1986'da memuriyet hakkını aldı ve Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'ne başladı.. Yaklaşık 11 yıl Başbakanlık bünyesinde çalıştı ve 22 Temmuz seçimlerinden sonra Başbakanlık Basımevi İşletme Müdür Yardımcılığı görevini yürütürken emekli oldu.

Ağustos 2007'den 25 Mart 2009'a kadar BBP'de genel sekreterlik yaptı. "Ebedi siyasi liderim" dediği Merhum Yazıcıoğlu'nun helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından BBP'nin Olağanüstü Kongresi'nde Genel Başkan seçildi.

Politika Haberleri

HÜDA PAR'dan Bahçeli'nin çıkışına ilişkin ilk açıklama
HÜDA PAR'dan çok sert açıklama! İpini koparmış haysiyetsizler...
HÜDA PAR Milletvekilleri Meclis'te Şehid Heniyye ve Yahya Sinvar posterlerini açtı
HÜDA PAR'dan soykırım davası açıklaması: Gecikmiş de olsa önemli bir adım
"Ülkemde siyonist istemiyorum"