Bizim ırkçılığımız niçin hep Araplara ve Kürtlere yönelik?

Mehmet GÖKTAŞ

Bizim ırkçıların hiç Batılılara karşı ırkıyla övünenine, onları küçük ve hakir görenine rastladınız mı? Bir Amerikalıya bir İngiliz’e bir Fransız’a bir Alman’a tepeden bakanına, özellikle onlarla aynı fotoğrafta görünmek istemeyen, onların dillerini konuşmaktan, işyerlerine onların isimlerini vermekten, onların markalarını giyinip her daim üzerlerinde taşımaktan nefret eden bir Türk ırkçısına rastladınız mı? Sizi bilmem ama ben rastlamadım. Türkiye’deki ırkçılar sadece Araplara, Kürtlere, Afganlara, Farslara ve doğu toplumlarına gösteriyorlar ırkçılıklarını.

O zaman demek oluyor ki “Ne Mutlu Türküm diyene” demek bu saydığımız toplumlarla yani İslam’la savaşmanın öteki adıdır. Aslında bir anlamda ırkçılık da değil, doğrudan İslam ve Müslümanlara karşı sürdürülen bir savaşın adıdır bu.

Belki diyeceksiniz ki, bu sloganları bazı durumlarda Batıya karşı da atıyorlar. Peki, ne zaman?

Bayan voleybol ve basketbol takımları kısa şortlarıyla kupa kazandıklarında coşuyorlar, “ne mutlu Türküm diyene, İşte Atatürk’ün kızları...” diye kendilerinden geçip coşuyorlar.

Peki, soruyoruz, o sporcu bayanlar birazcık uzun giyinseler, tesettürlü olsalar.. Veya güreş, boks, karate ve halter gibi diğer spor dallarında madalya kazanan tesettürlü kızlarımız için niçin bu sloganları atmıyorlar?

Daha da önemlisi; Batı emperyalizmine karşı en önemli cephe olan savunma sanayiinde en büyük başarılar elde edenler için niye bu sloganlarla sahip çıkmıyorlar?

Uzatmayalım, merhum Aytunç Altındal’ın uzun araştırmalar sonunda ortaya koyduğu gibi “ne mutlu Türküm diyene” sloganının “Elhamdülillah Müslümanım”ın yerini alması içindir.

Bakalım bu ülkenin şu son günlerde burun buruna geldiği emperyalist kuşatma karşısında ırkçılık damarlarımızı birazcık olsun törpüleyebilecek miyiz? Karşı karşıya olduğumuz belanın coğrafyamızın tamamını tehdit ettiğinin farkına varıp Çanakkale ruhuyla Türk, Kürd, Arap hep birlikte kucaklaşmaktan başka çaremizin olmadığını görebilecek miyiz?

Bahçeli’nin uzattığı el, Neçirvan Barzani’nin ziyareti ve medyanın birazcık da olsa yumuşayan dilini biz hayra yoruyor ve daha güzel noktalara ulaşmasını diliyoruz.

Atılan bu adımları birileri Cumhur İttifakı’nın devamı, Cumhurbaşkanı’nın bir daha seçilebilmesi gibi küçük hesaplara yorsa bile biz iyi niyetimizi muhafaza ediyoruz, bu mazlum coğrafyanın hayrına olacağını ümit ediyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle herkesin cumasını tebrik ediyorum!