Yıllarda Tevhid Dergisi’ni çıkarmaktaydık. Tevhid Dergisi adına Bosna Hersek’te yaşanan trajediyi Türkiye halkına duyurmak için, 1992 yılında Bosna’ya iki kez gitmiştim. Savaş bittikten sonra da 1997 yılında eski dostları ziyarete gittim.
Zenica (Zenisa)’daki Müslim Snage (Müslüman Kuvvetler) karşılaştığımız bir Müslüman; dört ay kadar önce, Sırplar’a esir düşmüş. Esir değişimi vasıtasıyla kurtulmuş. Orada kendisinin ve diğer esirlerin gördüğü işkenceleri anlatması istendiğinde, anlatırken, her defasında bayılmış. Öğrendiğimize göre, bu Müslümanın gözleri önünde, altı tane arkadaşını canlı canlı, testere ile boğazlarından kesmişler. Kendisine her soruşta, bu anın dehşetini yaşadığı için, bayılıyormuş. Bize de anlatırken bayıldı.
Mareşal Josep Broz Tito; Müslümanları İslam dininin prensiplerini yerine getirmekten engellemeyi, büyük oranda başarabilmişti. Fakat, İslam’ı onların kalplerinden söküp atamamıştı. Bosna Hersek’te yaşayan Müslümanların, ancak kalplerinde koruyabildikleri İslam sevgisi, bu günlerde yeşerip filizlenmeye ve hatta İslam ümmetine fedakârlık örnekleri sunmaya başladı.
Bu fedakâr insanlardan ilk tanıdığımız Gorni Vakuf şehri komutanlarından Paraga lakaplı Hanefiya isimli komutandı. Bu komutan Almanya’da çalışırken, savaşın başlayacağını tahmin ederek, nesi var nesi yok satıp, Bosna’ya gelir. Şehrin ileri gelenlerini toplar ve silahlanmaları gerektiğini izah ederek, onları ikna eder. Böylece Gorni Vakuf, Müslümanların en kuvvetli bölgesi haline gelir. Bölge Müslümanları Paraga (Hanefiya)’ya olan sevgilerini türküye benzer bir marşla taçlandırmışlar. O günlerde hemen hemen her evde dinlediğimiz marşın sözleri şöyleydi:
Yukarı Vakuf Ufak Gradi
Hanefiya orayı koruyor.
Onun yanında genç delikanlılar
Yiğitçe dizilmiş, öne atılıyorlar.
Hanefiya kardeşim benim,
Ne zaman kızgın kalabalığa vuruyorsun..
Allah senin yanında olsun..
Sen hep mazlum insanları koruyorsun.
Yazın başında otların taze bitimi
Ayyıldızlı yeşil bereli
Hanefiya kardeşim benim,
Ne zaman kızgın kalabalığa vuruyorsun..
Allah senin yanında olsun..
Sen hep mazlum insanları koruyorsun.
SIRPLARLA SAVAŞAN MÜCAHİDE
Diğer birisi de Rasema Oruçeviç. Bu bacımız Saraybosna yakınlarında 24 bin nüfuslu % 62’si Müslüman olan Hadzici isimli bir kasabadan. Ağustos 92 başlarında, Sırplar’ın yoğun saldırılarına maruz kalmışlar. Annesini, babasını ve çocuklarını Sırplar vahşi bir şekilde katletmişler. Kendisi de savaşarak kasabasını terk etmek mecburiyetinde kalmış ve Gorni Vakuf şehrindeki Müslüman milislerin komutanlarından birisi olan, Prijiç Hanefija’nın birliğine katılmış. Bu komutanın birliğiyle beraber; Sırplar’ın Saraybosna kuşatmasını yarmak için yapılan savaşlara katılmış ve büyük yararlılıklar göstermiş. Rostova Kasabası’nın bir köyü olan Seona’da karşılaştığımız İsmet ve Fazıl Husiç kardeşler, daha önce Almanya’da çalışıyorlarmış. Sırplar Bosna Hersek’e saldırınca; annesini, babasını ve kız kardeşlerini Almanya’da bırakıp, kendileri dönmüşler ve köylerine yapılan Sırp saldırılarına karşı, kardeşlerinin yanında yiğitçe savaşıyorlar. Fazıl sol elinin baş, orta ve işaret parmaklarını küçüklüğünde bir kaza sonucu kaybetmiş. Fakat köylerinin savunmasında, o da yerini almış. Ağabeyi İsmet, Saraybosna’ya Sırp kuşatmasını yarmak için, bu bölgeden giden gönüllülerle, iki defa gidip savaşa katılmış.
Selami gibi Türkiye’den Bosnalı Müslümanların yardımına koşup Bosna’da şehid olan Türkiyeli Müslümanları, bilgilerine ulaşabildiklerimize göre şöyle sıralayabiliriz:
1- Selami Yurdan, 22 Ağustos 1992 İlyaş
2- Edip Sadioğlu, 17 Eylül 1992, Mostar
3- Adil Balat, 17 Eylül 1992, Mostar
4- Ebubekir Arıcı, 17 Eylül 1992, Mostar
5- Bahaddin Alaslan
6- Ahmet Demirer
7- Ahmet Pınar, 28 Aralık 1992 İlyaş
8- Ramazan Çelik, 28 Aralık 1992 İlyaş
9- Renda Tosuner, 28 Aralık 1992 İlyaş
10- Sait Başer, 28 Aralık 1992 İlyaş
11- İlhan Atlı
12- Mustafa Çolak
13- Ali Pınarbaşı
14- Mehmet Özdemir
15- Ömer Taşar
16- Muammer Aslantaş, Haziran 1993
17- Sait Başar, 28 Aralık 1992 İlyaş
18- Ahmet Şamil Karaoğlu, 21 Temmuz 1995 Zavidoviç
19- Abdülmetin
20- Ebu Müslim
21- Çanakkaleli Yusuf
Mahmet Ali Tekin / Vakit