Bugün birileri "Müslüman yazar""analist""aktivist" vs. adı altında sözde Suriye üzerinden yola çıkarak, "İran"ın dünya Müslümanlarına yaptığı hiçbir yardım yok" cümlelerini kurabiliyor ve İran'ı mezhepçilik yapmakla suçlayabiliyorsa, her tarafı, her şeyi bir kenara bırakalım, gitsin, aynı araç içinde Boşnak komutan ile sırt sırta yatan İranlı Şehid komutanın kızıl kanına baksın"
Gerçekte mesele ne İranlıların şiiliği, ne de bosnalıların sünniliği idi. Ümmet şiisi ile sünisi ile bir bütün, kardeş ve bir olmalıydı. Müslümanlar arasında mezhep, içtihat farklılıkları onları birbirinden ayıramaz, kardeşliklerini ortadan kaldıramazdı. Bunun içindir ki, koli koli gönderilen kitaplarda kendileri "kafir" ve "müşrik" olarak gösterilse de İranlı kardeşlerimizin Bosna"nın, saldırıya uğrayan müslümanların savunulmasından başka bir dertleri yoktu"
Bizler dersimizi bu kanın kızıllığından aldık; Suud ve körfez şeyhlerinin torbalarla dağıttığı dolarların yeşilliğinden veya göz kamaştıran zerin sarısından, vadettikleri ikbal ve istikbalin süslerinden değil.