Brezinsky demiş ki

Abdurrahman Dilipak


Son günlerde dikkatinizden kaçmamıştır, kredi notu veren kuruluşlardan Avrupa ülkeleri için arkası arkasına kötü puanlar geliyor. Irkçılıkla başı belada AB ülkelerinin. Aile çözülüyor. Yani ekonomi, insan hakları, sosyal doku her gün biraz daha kırılgan bir hal alıyor.

Brezinsky ABD için de durumun farklı olmadığını, giderek Türkiye'nin geçmişte ABD'nin dünyada üstlendiği role benzer bir rol üstlenmeye başladığını söyledi. Tarihin sonu filan derken geldikleri nokta bu.

Geçen ay Mardin'de Artuklu Üniversitesi'ndeydim. Bu arada Adıyaman Üniversitesi'ni de ziyaret ettim, Muş Alparslan Üniversitesi'ni de. Son olarak Malatya'da kitap fuarına katılmıştım. Önceki gün de Kilis'teydik. Komşumuzdan gelen misafirlerin kaldıkları kampı ziyaret ettik. Sağolsun vali bey, gelen gazetecilere ve yazarlara tarihi, bugünü, gelecek hayalleri ile Kilis'i anlattı.

Bu konuya daha sonra tekrar döneceğim de, asıl sözünü etmek istediğim şey Türkiye'deki büyük değişim.

Dün İstanbul'da önemli bir toplantı vardı. Onlarca ülkeden yüzlerce konuk geldi İstanbul'a. İstanbul artık geçici bir kültür başkenti değil, sürekli benzer etkinliklerin gerçekleştiği ekonomik, politik, kültürel bir merkez. Asitane'de tarih uyanıyor diyebiliriz. Irmak yatağını arıyor. Kökleri tarihin derinliklerinde gizli bir medeniyetin ihya ve inşası için dikkat çekici çabalara tanık oluyoruz.

Bugün burada sadece Türkiye'nin meseleleri değil, bölgenin ve dünyanın sorunları konuşuluyor, çözüm yolları aranıyor. İşin hukuki, ahlaki, felsefi temelleri, ekonomik arka planı sorgulanıyor.

Yeni bir durumla karşı karşıyayız.

Bugün burada Global Political Forum için bir aradayız, bir ay sonra World Economic Forum toplantısı yapılacak İstanbul'da.

Türkiye artık aktif denge politikası uyguluyor. Dinamik bir yapı bu. İpte yürümek gibi bir şey. Elinizdeki çitanın bir ucunda AB ve ABD var, öteki ucunda Asya ve Afrika. Türkiye denge noktasında duruyor.. Zor bir görev.

İstanbul forumu gelecek yıllar için daha fazla şey vaad ediyor. Dahası, bundan sonra sadece yılda bir defa toplanılmayacak, dünyanın birçok bölgesinde Asya'da, Afrika'da, Arap yarımadasında, Rusya'da ve Avrupa'da benzer ya da tematik, ekonomik, sosyal, politik, kültürel toplantılar yapacak, neşriyatta bulunacak. Hedef, bu buluşmanın bir sıçrama noktası olması..

Bugün Türkiye'nin dünyadaki rolü, misyonu, vizyonu çok farklı. Bütün bunları Türkiye'ye yükleyen bir güç var. O da tarih ve konjonktür..

Türkiye bu sorumluluktan kaçamaz..

Bu süreçte kimsenin kimseyi beklememesi ve dirsek temasını kaybetmemesi gerekiyor. Akıllı, dürüst ve cesur bir şekilde ilerleyecek olursak önümüz açık gözüküyor.

Önümüzde birkaç sorun var. Anayasa ve mevzuat. Bu devlet yapısı, yasa düzeni, mevzuat, Türkiye'nin ilerlemesinin önündeki en büyük engel. Onun için bir an önce Anayasa değişikliğinin yapılması ve hukuk reformunun tamamlanması şart.

İkinci temel sorun, terör ve darbe tehdidi. Yargılama sürecinin hızlandırılarak Türkiye'nin bu başbelasından bir an evvel kurtulması şart.. Ayağımızdaki bu prangalarla bu maratonu kazanmamız zor. Bunun için de herkese görev düşüyor. Bu işler tek başına siyasilere bırakılamayacak kadar zor ve önemli meselelerdir. Başarı için daha akıllı, daha dürüst ve daha cesur olmamız gerkiyor. STK'lar, DTO'ler, üniversiteler, sanayicimizin, tüccarımızın, gazetecimizin, sanatçımızın, herkesin bir şekilde bu sürece katılması ve destek vermesi gerek.

Bunu başaracağız inşallah. Selâm ve dua ile.

yeniakit