"BRİC+T": Türkiye dünyayı şaşırtacak!

İbrahim Karagül

"Yıldızı parlayan ülkeler dünyayı değiştirecek" derken, "Dünyanın yeni haritası işte böyle şekilleniyor" derken bunu anlatmaya çalışıyorduk. Merkez ülkelerin gerilemeye, çevre ülkelerin merkez güç olmaya doğru gittiğini, yakın gelecekte bunun dramatik sonuçlarını göreceğimizi, Atlantik'in iki yakasının artık dünyanın merkezi olmayacağını, sarsıcı güç kaymalarının yaşanacağını söyledik durduk...

Tek yanlı bağımlılık içeren ittifakların ve "sadece Avrupa Birliği"ne uyarlanmış gelecek hesaplarının Türkiye'nin gözünü kör edeceğini, belki de bin yıl sonra ilk kez; Batı'yla birlikte Doğu'ya ve dünyanın geri kalanına da bakmak gerektiğini, bunun Türkiye'nin gelecek inşası için hayati bir tercih olacağını vurguladık..

Çünkü dünya yeni ve radikal bir eğilime girmişti ve bütün ülkeler bu eğilime göre en az bir yüz yıllık hesap yapmak zorundaydı. Yapamayanlar kaybedecekti. Bu değişimi algılamakta zorluk çekenler, otuz yıl önceki dünya algısında ısrar ederken kaybettiklerinin farkında bile olmayacaktı...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Financial Times'daki ifadesi işte bu gerçeği ortaya koyuyor. Türkiye'nin yıllardır sistemli ve sabırla inşa etmeye çalıştığı gelecek hesaplarının arkasında yatan düşünceyi..

"AB üyeliğinin Ankara için hala stratejik hedef olduğunu" belirten Gül, Avrupalı liderlere yönelik vizyonsuzluk suçlamaları sonrasında, Türkiye'nin ekonomik dönüşümünün onu Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'den oluşan BRİC ülkeleri arasına katılmasını sağlayacağını umduğunu ifade ediyor ve ekliyor; "Yakında BRİC'in yanında 'T' görürseniz şaşırmayın..."

Global milli gelirin yüzde 15'ine sahip, 2050 yılında dünyanın ilk beş ekonomisinden dördünü oluşturması beklenen, global büyümenin yüzde 70'e yakınını gerçekleştiren, küresel kaynakların ve nüfusun çok önemli bir bölümünü kontrol eden dört ülke (BRİC) dünyanın gidişatını etkileyecek ölçüde güç kazanıyor. Küresel ekonomik sistemi değiştirmeyi, ABD Doları'nın küresel hegemonyasını kırmayı, ulusal para birimlerini güçlendirmeyi, yeni küresel rezerv para birimi oluşturmayı, ekonomik krize karşı ortak hareket etmeyi, kendi aralarındaki ticarette dolar kullanmamayı içeren kararlar alıyor. Çok kutuplu dünyayı ve çok başkentli ekonomiyi talep ediyor. Atlantik ittifakının küresel hakimiyetini reddediyor.

Kontrolden çıkmış bir küresel sistem gerçeğinden hareketle, nüfuz alanlarını hızla genişletiyor. Mesela Çin; sadece Afrika'da değil, Doğu Avrupa'dan Kuzey Avrupa'ya kadar, Batı'nın can damarına girmiş durumda. Adeta Avrupa'yı kuşatıyor. Bu güçler; varolan ekonomik sistemin, dünya genelinde finansal temelini kaybedeceğini, küresel sistemin büyük oyuncularının ve blokların çıkarlarının daralacağını, ardından uluslararası sistemin çözüleceğini, büyük oyuncularda stratejik değişimlerin yaşanacağını çok iyi biliyor.

"Yıldız ülkeler şov yapıyor" derken, Türkiye'nin işte bu dünyayı değiştirecek dört ülkeye katılan beşinci güç olabileceğini not etmiştik. 13 Mayıs tarihinde burada; AB, kendini Türkiye'ye kapatmak için gülünesi bahanelere sığınırken, Pekin'den Moskova'ya, Cakarta'dan Yeni Delhi'ye, Ankara'dan Brasilia'ya uzanan "yeni ekonomik çevre"de küresel ekonomiyi canlandıracak, bu yüzyılı şekillendirecek, yeni siyasi ve ekonomik bloklar oluşturacak bir kuşağın şekillendiğini, yaygın ortaklık alanlarına yatırımlar yapıldığını, küresel politikalara yaklaşımların benzeşmeye başladığını belirtmiş ve "Dünyayı değşitirecek beşinci ülke Türkiye mi olacak" diye sormuştuk.

Cevabını şimdi aldık. Bu artık kaçınılmaz bir gerçek olarak belirginleşti. AB ülkeleri, Türkiye'nin "uzun yürüyüş"ünü henüz kavrayabilmiş değil. Tam üyeliğin "stratejik hedef" olması onlar için bir güvence değil, Türkiye için çok boyutlu küresel hesap yapmanın göstergesi sadece.

Yakın çevresinde derinlemesine bir etki alanı oluşturan Türkiye'nin çok geçmeden AB'nin kaprislerine aldırmaz hale geleceğinin bilinmesi gerekiyor. Yeni küresel aktörlerle ekonomik alanda dev ortaklıklara girişen Türkiye'nin Çin ile hava tatbikatından sonra kara tatbikatına başlamasının anlamının da kavranması gerekiyor.

Cumhurbaşkanı; "Yakında BRİC'in yanında T görürseniz şaşırmayın" sözü açık bir uyarıdır. Bu uyarıyı dürüstçe anlamak yerine her zamanki dolambaçlı ayak oyunlarıyla süreci boşa çıkarmayı deneyecekler..

Ama kaçınılmaz olarak yüzleşecekleri tek bir son var: Türkiye onları fena halde şaşırtacak!

 

yenişafak