Geçen yıl bu sıralarda B. Amerika’da Donald Trump’ın ‘Fil’ amblemli Cumhuriyetçi Parti’den, Hillary Clinton’ın da ‘Eşek’ amblemli Demokrat Parti’den adaylığı kesinleşir gibi olunca, bazıları Clinton’ın diplomasideki tecrübesiyle daha tehlikeli olabileceğini; Trump’ın ise devlet yönetiminde hiç tecrübesinin olmaması hasebiyle, bunun, USA emperyalizminin iç çelişki ve zaaflarını ortaya daha çok çıkaracağını düşünüyorlardı.
***
Trump6 aydır işbaşında ve onun ‘züccaciye dükkanı’na giren bir ‘fil’, ya da bir ‘azgın boğa’ gibi davrandığını bugün hemen herkes kabul ediyor. Çünkü, o şimdi, kendisini hiçbir diplomatik kuralla bağlı hissetmeyen birisi.. USA emperyalizmi, onun bu tutarsız ve kontrolsüz davranışlarından dolayı zaafa uğrar mı, bilinmez ama Trump’ın son bir yıl içinde, 557 milyon dolarlık olduğu bildirilen malvarlığında 190 milyon dolarlık bir artış olduğu resmen açıklandı. Gözlemciler ise Trump'ın net servetinin 10 milyar doların üzerinde olduğunu belirtmekteler.
Yani, Trump’ın bir zarara uğramışlığı yok.. Ama Amerikan Kongresi’ndeki hattâ kendi partisinden üyeler bile onu ciddî surette sıkıştırıyorlar. Ayrıca Amerikan devletinde bağımsız çalışan ve gerektiğinde Richard Nixon’u 1973’de başkanlıktan, -kendiliğinden çekilmezse azledileceği- tehdidiyle istifa etmeye mecbur eden; kezâ, Bill Clinton’ı da 1999’larda, Monika Skandalı yüzünden, azlin eşiğine kadar getiren güçlü kontrol mekanizmaları var.
***
Nitekim, Trump, FBI Direktörü James Comey'yi kovmasıyla ilgili olarak soruşturma altında olduğunu açıkladı, 16 Haziran günü.. Üstelik de ‘Bana FBI Direktörünü kovmam gerektiğini söyleyen adam tarafından ve FBI direktörünü kovmam gerekçesiyle.. Tam bir ‘wicht hunt’/cadı avı..’ diye yakınarak..
Trump, Comey'nin kendisini yalan söylemekle suçlaması sonrası, o konuda yeminli olarak konuşmaya hazır olduğunu söylerken, Comey'e, ‘kendisinden sadakat beklediğini söylediği’ iddialarını ise reddediyor. Eğer, bu konuda Kongre’yi ikna edemezse, Trump’ı istifa veya azil bekliyor olabilir. Ama özellikle, orta ve alt gelir grubundaki Trump seçmenleri, kendilerine yeni bir Amerikan rüyasını yaşatacağı hayaliyle onun icraatını ahlâksızlık ve açgözlülük olarak görmüyor, alkışlıyorlar.
Trump’ın, hele de alman otomotiv sanayii için Merkel’e çıkardığı 363 milyar dolarlık fatura bile, materyalizmin pençesindeki o kitleleri sevindirmişe benziyor.
***
Trump, ‘bir Suûdî ziyareti’yle neler yaptığını gizlemiyor ve ‘ziyaretinin işe yaradığını’ iftiharla ifade ediyor.
Niye etmesin ki.. Suûdî rejimine, ilk merhalede 110 milyar dolarlık silah sattı. Hemen ardından, Katar’a karşı ablukayı başlattı ve o arap rejimleri Katar’a diz çöktürmeye çalışırken, Trump, bu kez de Katar’a ilk merhalede 10 milyar doları aşkın silah ve savaş uçağı satarak, oradan da ‘nemâ’landı.. Şimdi silahlanma sırası diğerlerinde..
Ayrıca, arab rejimleri Trump’ın işaretiyle Katar’ın üzerine çullanırken, bu kez de, Amerikan OrdusununKatar’laortak tatbikat yapacağı haberi bile erişti. İki adım ileri, bir adım geri; mehter yürüyüşü gibi bir siyasî taktik..
Dahası, bu buhranı bizzat tezgahlamış olan Amerikan emperyalizmi, Katar’ın Rusya’ya yaklaşacağı endişesiyle, aslan payının elinden çıkmaması için, Katar’a uygulattığı ablukayı yüzlerce uçak dolusu gıda maddesi göndermek suretiyle bizzat kırmaya çalışıyor.
***
Trump böyle yapar da, Suûd rejimi durur mu!
‘Katar’a uyguladıkları ablukayı bağımsızlık ve hâkimiyet hakkının kullanılması’yla izah edip, Katar’lılarla evli olanların 15 gün içinde Katar’dan ayrılmamaları halinde, bütün vatandaşlık haklarını yitireceklerini açıklayan Suûd ve ablukaya katılan öteki arab rejimleri; Katar’a gıda ve ilaç yardımı yapmaya hazır olduklarını söylüyorlar! İran makamları ise, Katar AVM’lerini Türkiye’den gönderilen malların doldurmasından ve kendilerinin bu alanda geriye düştüklerinden yakınmakla meşguller..
Katar Krizi’nin sonunda ortaya nasıl bir tablo çıkaracağını kestirmek güç..
stargazetesi