"Seni de vurular bir gün ey acı!" Acı da, tatlı da geçer.. Geçmiş sadece bir hatıradır!
Deprem! En az yıkım ve ölüm halinde bile dehşet vericidir.. Ölüm en büyük ibret dersidir.
Ve insanoğlu hep bu acı ile yaşayacak.. Bazan yer sarsılacak, bazen tufan olacak, bazen tsunami.. Hastalık kırıp geçirecek bazen, bazen kıtlık olacak, bazen çekirge sürüleri gelecek.. Ve bazen insan insanın kurdu olacak! Savaş ve terör belası karartacak ufkumuzu.
Biz imtihan oluyoruz. Eğer bu musibetler olmasaydı, ya hayatın aroması olmayacak ya da hayatın anlamı kalmayacaktı. O zaman sarhoş kalabalıklara dönmeyecek mi idik!
Her şey zıddı ile kaimdir.. Gece olmadan gündüzün kıymetini bilmezdik.. Acı olmasa tatlı da olmazdı. Çirkin olmadan nasıl güzeli anlayacaktık? Dağlar olmasaydı çukurları, ovayı nasıl anlayacaktık? Çöl olmadan yeşil vadilerin güzelliğini nasıl anlayacaktık?
Damağımızda tad, tattığımız acıların şiddetinden daha fazla değildir..
Ölüm olmadan hayatın anlamını anlayabilir mi idik?
Sanıyor musunuz ki, başıboş bırakıldık ve bütün bunlar bir tesadüfün eseri ya da olacak olanları değiştirebilirdik! Yaşadığımız olaylar tekil değil, her şey, sünnetullaha bağlı olarak sebep-sonuç ilişkisi ile ezeldeki ilk iradeye bağlı olarak tecelli etmektedir.. Ebede kadar da bu böyle.. Sevk-i tabii içinde olan canlı ve cansızlar arasında kendilerine akıl verilenler genel akışı değiştirip dönüştüremezler, ama bu süreç içinde akılları ve şartlara bağlı olarak kendi sorumluluklarının gereğini yerine getirerek ya da getirmeyerek sevap ya da günah kazanırlar..
Hep söylüyorum, eğer Allah"ın hakkınızdaki takdirini anlamak istiyorsanız, sizi neyle meşgul ettiğine ya da sizin bu süreçte nerede durduğunuza bakın..
Allah, cahil ve zalim bir kavme hidayet nasib etmez.. Fay hattı üzerine ev yapar, malzemeden de çalarsanız veya onu yapan adama güvenip ondan ev alırsanız, başınıza gelebilecek olanlar bellidir..
Yamaca ev yapıp, çevrenizdeki ağaçları keserseniz toprak kayabilir ve altında kalabilirsiniz..
"İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden" başımız belaya girebilir. Onlara güvenir, görev verirseniz. Kediye ciğer emanet edilmez. Sarhoş araç kullananların başına gelecek olanlar belli değil mi?
O zaman başımıza gelenlere bakıp tevbe edelim ve kendimizi değiştirelim.
Geçmiş geçmişte kaldı.. "Şöyle olmasaydı böyle olmazdı" demek, şeytandandır. Geçmiş bizim için övgü ya da sövgü kitabı değil, ibret dersi ve tecrübeler birikimidir sadece. Söz dinleyen, akıl yürüten bir topluluk için onda ibretler vardır..
Siz sanıyor musunuz ki, eceli gelen canlılar ve işler için hükmün ertelenmesi söz konusudur..
Gelecek sadece dua ve niyetlerimizle, hayallerimizle süslediğimiz bir zamandır.. Gerçek olan bugündür ve gerçek, geçmişin birikimi ile geleceğin hayalleri, planları arasında bugünkü imkanlar ölçüsünde gerçekleşir..
Deprem vurdu geçti. Şimdi yaraların sarılması, enkazın kaldırılması zamanıdır.. Ver bu depremden gelecek afetler için gerekli derslerin çıkartılması zamanıdır.. Van halkının yaşamak durumunda kaldığı güçlükler, kendilerinden sonrakiler için, yanlışların tekrarlanmamasına ve bu anlamda bir ders alınmasına sebep olsun. Hani bir musibet, bin nasihattan daha iyidir derler ya, o hesap.
Terör konusunda da zor günler yaşadık milletçe. Bana kalırsa terör örgütü ve ona destek verenler de Van depreminde enkaz altında kaldı.. Dilerim artık bu terör afetinden de milletçe kurtuluruz..
Ufukta bayram var.. Hacı adayları Mekke yolunda.. Kurban Bayramı için her şey hazır..
29 Ekim"de Cumhuriyet mitinglerini konuşmuyor Türkiye.. Ya da ulusalcıların sesi bu bayram da pek duyulmuyor.. Bayram, arkasında anayasa tartışmaları arasında bir 10 Kasım..
Türk ve Kürt Ergenekoncularının niyetleri kötü idi. Global kriz, dolardaki yükseliş, derken borsa krizi, öğrencileri, işçileri sokağa dökme planları. Terör bölgede insanlara göz açtırmayacak, büyük şehirlerde panik havası oluşturulacaktı.. Ama hepsi ters tepti..
Bayram sonrası Türkiye anayasayı tartışmaya hazırlanıyor.. Ergenekon, Balyoz, Andıç davası, yeni açılacak 12 Eylül, Muhsin Yazıcıoğlu ve sırada bekleyen davalarla yeniden darbe konusu gündeme gelecek.. Bir yandan Arap Baharı"nı konuşacağız, öte yandan İsrail"i, ABD"yi, Batı"yı, Çin"i, Rusya"yı..
Hayat bir şekilde devam ediyor. Bizler tarihin yaşayan tanıklarıyız.. Herşey biz yaşarken oluyor.. Tarihin kavşak noktalarından birinde bulunuyoruz ve tam da tarihin fay hattının üzerinde bir coğrafyada yaşıyoruz. Ve bizler bütün bu hercümerç içinde imtihan oluyoruz.. Tek ve en büyük gerçek bu! Selam ve dua ile...
akit