Heil Hitler. Heil Mussolini!
Siz Hitler, Mussolini öldü sanıyorsunuz.. Küllerinden yeniden dirilen faşizm batıyı fethediyor.
Heil Wilders
Heil Pegida,
Heil Kurz,
Heil Le Pen
Yaklaşık 6,4 milyon seçmenin sandığa gittiği genel seçimde merkez sağ Sebastian Kurz’un partisi ÖVP % 30,2 oy ile ilk sırada. Koalisyon ortağı Sosyal Demokratlar % 26,3 oy alırken, aşırı sağcı ırkçı Özgürlük Partisi FPÖ 2. Dünya Savaşı›ndan beri ilk defa seçimlerden 2. parti olarak çıkarak, % 26,8 oy aldı. Bu durumda, faşistler ya hükümet ortağı olacaklar ya da ana muhalefet. Bu şartlarda 3. parti olan, koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti muhalefette kalmak istiyor.
Merkez Sağ ÖVP oylarını %6 artırırken SPÖ 1 puan kaybetti, Aşırı sağ parti ise oylarını en çok artıran parti oldu ve oylarını %6’dan daha fazla artırdı. Sağın toplam oy artışı %13’ü buldu.
Yeni Avusturya Partisi (NEOS) bir önceki seçimlerde aldığı oy oranını koruyarak % 5,3 de kaldı. 2013 seçimlerinde % 12,4 oy alan Yeşiller Partisi kurulduğu 1982 tarihinden bu yana % 4,7 ile en düşük seviyeye geriledi. Bu sonuçta Pilz’in Yeşillerden ayrılarak, ayrı bir liste ile seçimlere girmesi etkili oldu. Yeşiller Partisinden ayrılan Peter Pilz’in oluşturduğu “Liste Pilz” ise % 4,3’lük seçim barajını aşarak meclise girmeyi başardı. Böylece Yeşiller partisi oy kaybederken, Yeşil grub oylarını aslında %3.7 oranında artırmış oldu.
ORF’nin sandık çıkış anketlerine göre, 183 sandalyeden oluşan Avusturya Federal Meclisi’nde milletvekili dağılımı ise şöyle: ÖVP 57, FPÖ 51, SPÖ 49, NEOS 9, Yeşiller 9, Liste Pilz 8. Sonuç Hükümeti Kurz kuracak ama bu kez koalisyonda sosyal demokratlar değil, ırkçı parti olacak. Yani sağ-sol koalisyonu değil, sağ-aşırı sağ koalisyonu kurulacak.
Kurz Müslüman dostu, Türk dostu, yabancı dostu bir politikacı(!). AB’nin en genç başbakanı olacak. Seçim öncesi Dışişleri bakanı olarak görev yaptı. “Müzakerelerin kesilmesi için elimden geleni yapacağım” şeklinde konuşmuştu.
Seçimlere 9 eyalette 39 seçim bölgesinde, 16 partiden 2 bin 55 aday katıldı. Adaylar arasında Türk kökenli 20 aday da bulunuyordu. 16 yaş üstü 300.000 kişi ilk kez oy kullandı. Avusturya’da 300 bin Türk vatandaşı yaşıyor ve 110.000’i ülkede oy kullanma hakkına sahip.
Kurz’un, aşırı sağcı parti ile koalisyona gitmesi durumda Avusturya Özgürlük Partisi, 17 yıl sonra ilk kez hükümette yer alacak. Kurz için bir diğer koalisyon seçeneği olarak sandıktan ikinci çıkan Başbakan Christian Kern’in liderliğindeki Sosyal Demokrat Parti öne çıkıyor.
Genç seçmenin desteklediği Kurz, öğretmen bir annenin ve teknisyen bir babanın oğlu. Genç yaşta siyasete girdi. Göçmen karşıtı politikaları savunan Kurz Bosna Savaşı’ndan “kaçarak” Avusturya’ya yerleşmiş göçmen bir aileden geliyor(!).
2013 yılından beri dışişleri bakanı olan , “Mültecilerin Balkanlar üzerinden Avrupa’ya gelişini engelleyen isim” olarak tanınıyor. Yabancı karşıtlığını agresif bir şekilde savunan Kurz “yabancılara yapılan insani ve sosyal amaçlı maddi yardımları kesmek”ten söz ediyor.
Kurz’u zor günler bekliyor. Kurz’un ve partisinin çöküşü de yükselişi gibi hızlı olabilir.. Sol Kurz’un suç ortağı olmak istemiyor. Sağ koalisyonda ise Kurz aşırı sağa teslim olacak. Bu durum hem Avusturya içinde hem de AB içinde ciddi sorunlara sebeb olacak.
Viyana, 2018’in ikinci yarısında AB’nin dönem başkanlığını üstelenince ne olacağını göreceğiz. Bu dönem İngiltere’nin birlikten ayrılma döneminin sona erdirileceği zamana denk geliyor.
Kurz’un başarısı ya da başarısızlığı AB’deki aşırı sağın geleceğini yakından etkileyecek.
Avusturya’da yabancılar, Müslümanlar, liberal demokratlar, solcular hep birlikte aşırı sağa karşı işbirliği yapacak. Kurz bir yandan kendilerinden daha sağda olanların taleplerini engellemeye çalışırken, öte yandan demokratların muhalefetine karşı direnmek zorunda kalacak.
Batının doğusundaki Avusturya’da bundan sonra ne olacağını hep birlikte göreceğiz. Alplerin zirvelerinden seçmenine seslenen Kurz, Avusturya’yı Avrupa’nın zirvesine taşıma hayallerinden söz ediyordu. Hayal ve gerçek arasındaki farkı görmek için biraz beklemek gerekecek.
Hollanda’da sandıktan 2. çıkan Wilders’in seçim zaferinden sonra, Avusturya’da ırkçı Özgürlük Partisi sandıktan 2. Parti olarak çıktı. Avrupa doğusu, batısı ile ırkçılara teslim oldu.
Kurz’un en büyük avantajı ve riski iç içe. Gençlerden oy alıyor. Hiçbir gerçek, hayalin kışkırttığı talepleri karşılayamaz. Kurz büyük vaadlerde bulunuyor ve destekçileri ondan çok şey bekliyorlar.
Kurz daha ilk günden AB’den Türkiye’nin üyeliğinin dondurulması yönünde çalışmalarına başladı bile. AB’nin de artık bir karar vermesi gerekiyor. Erdoğan geçen gün TRT’de batıya verdi veriştirdi. 4500 PKK dosyasına Almanya hiçbir cevap vermemiş. ABD yüzlerce TIR silah vermiş PYD’ye. “Dünya 5’den büyüktür” vurgusunu yenilerken, “Dünya 2. Dünya savaşı yıllarında değil” diye, o yıllarda çizilen sınırlar ve oluşturan kurumlarla 21.YY’ın sorunlarına çözüm üretilemeyeceğini söyledi.
Tekrar söylemek gerekirse bu kriz kapitalizmin krizidir. Sanki “Ortadoğu krizi” gibi gözükse de batının krizidir bu ve bu kriz giderek derinleşmektedir. Kurz’un gelişi ile batının ikinci yüzü bir defa daha bütün çıplaklığı ile gün yüzüne çıkmış oluyor. Bu durumda AB’nin hali için en çarpıcı serlevha şöyle bir şey olurdu herhalde: “Demokrasi öldü, yaşasın Faşizm!” Ver bir Nazi marşı şimdi! Heil Hitler(!). Hitler öldü diyorlar, onun hayaleti Avrupa’da dolaşıyor. Selâm ve dua ile..
yeniakit