Her kafadan bir ses. Cevabını arayan bir sürü soru?
BM Güvenlik Konseyi’nden İsrail’i kınayan karara ABD nasıl çekimser oy kullandı..
İsrail, ABD’nin kararı veto etmesini bekliyordu.. İsrail kararı tanımadığını açıkladı.
ABD’nin Suriye’de, Türkiye ile Rusya ve İran’ın ortak bir masa etrafında buluşması karşısında sessiz kalması, ABD’nin Suriye’de masayı terketmesi şeklinde anlaşıldı..
Şimdi de Türkiye’nin El-Bab’dan sonra Membiç’e yönelmesi durumunda PYD’ye destek veren ABD’nin PYD’yi geri çekmeye ikna etmek için süre istemesi, “ne oluyor?” sorusunun sorulmasına sebeb oldu.
Fırat Kalkanı harekatı devam ederken bölgeden ilginç başka haberler de geliyor.. Barzani Membiç’ten çekilecek PYD’lileri de, topraklarında bulunan PKK’lıları da istemiyor.
Süleyman Soylu’nun PKK için Mart ayını tarih olarak vermesinin sebebi şimdi daha iyi anlaşılıyor..
Oradaki askerlerimiz hemen Suriye’den çekilmeyecek. Orada siviller için güvenli bölge oluşturulacak. Güvenli bölge politikasına Rusya da, Trump da karşı çıkmıyor.
Tabi burada İran faktörü, Irak faktörü belirsizliğini koruyor. Haşdi Şabi ve Hizbullah konusunu da akılda tutmak gerek.. Suudi Arabistan ve körfez ülkeleri bu süreçte Ankara’nın yanında.
Tabi bu süreçte Sykes-Picot deklarasyonu çerçevesinde bölgenin garantörü konumundaki İngiltere ve Fransa’nın izleyeceği politikayı da görmek gerek. Daha doğrusu AB’nin bu konuda netleşmesini beklemek gerek..
Türkiye El-Bab’da işini bitirdikten sonra Membiç’te eğer ABD verdiği sözü tutmamışsa namlusunu Membiç’e doğrultacak. Ardından da yüzünü Rakka’ya çevirecek..
Bu arada bölgede önemli bir gelişme oldu. El-Bab’da köşeye sıkışan 2000 kadar DAEŞ’li militan PYD’ye katıldı.. Dün DAEŞ ile PYD savaşırken, bugün ABD’nin kontrolündeki, aynı zamanda şemsiyesi altında haçlı milislerini de barındıran, karargahlarına ABD bayrağı çeken, Marksist bir örgüte DAEŞ’ten katılım oldu..
Öyle anlaşılıyor ki, DAEŞ’teki kripto batılı elemanların sayısı PYD’dekinden daha az değil.. DAEŞ militanlarının PYD’ye katılması, PYD kampına ABD bayrağı çekilmesinden daha az dikkat çekici bir durum değil..
PYD, daha doğrusu PKK bugün ABD, DAEŞ ile FETÖ ile Suriye’deki haçlı ittifakı ile aynı çatı altında buluşmaktadır..
ABD kötü bir şekilde deşifre oldu. Daha doğrusu suçüstü oldu. Şu habere bakar mısınız: “NATO’ya bağlı Teröre Karşı Savunma Mükemmeliyet Merkezi’nin yıllık dergisi yayınladığı bir makalede Batılı ülkelerin PKK ile PYD arasındaki ilişkiyi net bir biçimde bildiklerini açıkça ortaya koyuyor. Makalede, PYD’nin tamamen PKK’ya bağlı bir terör örgütü olduğu verilerle açıklanıyor.”
Dünyada çok ilginç şeyler oluyor.. Tekrar söylüyorum, bugünkü kriz kapitalizmin, NATO’nun, yeni dünya düzeninin, BOP’un, Siyonizm’in dünyanın başına bela ettiği bir krizdir..
Son bir kaç hafta içinde yaşananlara bakar mısınız; büyükelçi vuruldu, Rusya’da bir diplomat hayatını kaybetti, ardından bir NATO uzmanı Belçika’da öldürüldü ve intihar süsü verilmeye çalışıldı.. Berlin’de Noel çarşısına saldırı gerçekleşti.. Bir Rus uçağı Karadeniz’de düştü. Noel için tedirgin bekleyiş sürüyor.. Son haber şu: Eski FSB generali, Rosneft’te görevli, Rusya’da “Kremlin sırlarının koruyucusu” olarak bilinen Oleg Erovinkin arabasında ölü bulundu.
Peki, buna ne demeli. Bu Moskova’nın iç temizliği mi, yoksa Moskova’ya verilen bir mesaj mı? Her iki sorunun cevabı da zihinleri bulandıracak türden.
Batılı ülkeler ve ABD bu duruma bir açıklama getirmek zorunda. Batılı politikalar inandırıcılıklarını ve ciddiyetlerini tamamen kaybettiler.. Bir terör örgütü liderini Avrupa Parlamentosu genel kuruluna davet eden akıl nasıl bir akıl?. PKK’lı, PYD’li ve FETÖ’cü teröristleri himaye etmelerinin bir mantığı var mı? Bu nasıl bir ittifak anlayışı?
Bakalım, AB kendi içinde bir uyum sağlayabilecek mi? AB ve ABD kendi aralarında uyum sağlayabilecek mi? Bu ülkeler dünya ile uyum sağlayabilecek mi? Bekleyecek ve göreceğiz.
Selam ve dua ile..
yeniakit