Eli silah tutan -tutabilecek durumda olan- Suriyelilerin Türkiye’de ne işi varmış! Niye ülkelerinde kalıp savaşmamışlarmış! Dönsünlermiş, savaşsınlarmış!
Pardon; hangi orduda?
Esed’in ordusunda mı?
Halep’te, Doğu Guta’da katliam yapanların içinde yer almadıkları için mi suçlanıyor bu kardeşlerimiz?
Esed rejimi ve müttefikleri tarafından bombalanan şehirlerden kaçıp Türkiye’ye sığınan muhacirler o rejime muhaliftir; öyle olmasalardı Türkiye yerine Esed rejiminin kontrolündeki sakin şehirlere hicret ederlerdi.
Demek ki “Esed’in ordusunda savaşsınlar” demek mantıklı değil.
“Hür Suriye Ordusu’nda savaşsınlar” demenin mantığı ise şartlara bağlı.
Bunun için gereken şartlar halihazırda mevcut değil.
***
Türkiye’deki üç veya üç buçuk milyon Suriyeli muhacirin 1 milyonu eli silah tutan erkek diyelim…
Bunların sadece onda birinin, 100 bin kişinin şimdi “Biz hazırız, Suriye’de rejime karşı savaşmak istiyoruz” dediğini ve Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı bölgeleri sathındaki muhtelif Hür Ordu birliklerine müracaat ettiğini var sayalım.
İlgili komutanlar onları “Aramıza hoş geldiniz” diye karşılayabilecek durumda mı?
100 bin yeni asker için gerekli altyapıyı oluşturulmadan bunu beklemek gerçekçi olmaz.
Bilakis; “Biz kendimize zor yetiyoruz, siz de nereden çıktınız?” diyecektir o komutanlar.
İlave asker için ilave silah, ilave mühimmat, ilave yemek ve ilave barınak gerek.
Diyelim ki para bulundu, imkânlar sağlandı, altyapı genişletildi ve Hür Suriye Ordusu’na 100 bin yeni asker alındı.
Nerede ve nasıl savaşacak bunlar?
Hür Ordu şu an sadece Türkiye’nin kontrolündeki bölgelerde var ve o bölgelerden başka bölgelere sıçraması, yeni cepheler açması Türkiye’nin iznine (Türkiye-Rusya mutabakatına) bağlı.
Türkiye, Hür Ordu’ya, TSK’nın PKK’ya karşı operasyonlarında yer almaktan başka rol vermiyor, Hür Ordu’nun kendi başına hareket etmesine müsaade etmiyor (Çünkü o takdirde Rusya karşısında müşkül duruma düşebilir).
Hülasa, “Bu adamlar niye vatanlarına gidip savaşmıyor?” tezviratının iler tutar yanı yok.
Suriyeli rejim muhaliflerinin hatırı sayılır bir kısmı halen Hür Ordu ve başka birliklerin saflarında silah altındadır ve bunlara muhacirlerden yüzbinlerce yeni askerin katılması muhacirlerin tercihine değil siyasi, ekonomik, coğrafik, diplomatik ve tabii ki stratejik şartlara bağlıdır.
Tekrar: Bunun için gereken şartlar halihazırda mevcut değil.
Türkiye’nin Suriye’deki nüfuzu makul bir siyasi çözümü zorlamaya yeter de buna zaten gerek olmaz inşaallah.
***
Not:
Özlem Albayrak’ın dünkü Yeni Şafak’ta yer alan “Yine Suriyeliler, yine ırkçılık” başlıklı enfes yazısını -okumadıysanız- okumanızı tavsiye ederim.