Çözüm Süreciyle birlikte iktidar - PKK arasında bizim bilmediğimiz bir anlaşma mı imzalandı? Devletin güvenlik güçlerine saldırmamak karşılığında bölge tamamen PKK’ye mi terk edildi?
Ülkenin batısına asker ve polis cenazeleri gelmemesi şartıyla bunun dışında ne yaparlarsa yapsınlar göz yumulacağı sözü mü verildi?
Bölgenin birçok yerinde silahlı çeteler tarafından giriş çıkışlarda rahat bir şekilde kimlik kontrolü yapılması bizim bilmediğimiz bu anlaşmanın göstergesi mi?
Bundan sonra dağdan inecek militanlar silahlarını bırakmadan sadece Öz Savunma Birlikleri, Özel güvenlikçiler, Zabıta ve benzer isimler altında üzerlerine üniforma mı giyecekler?
Yani bölge insanı artık sokaklarda caddelerde hep bu üniformalı militanlarla mı karşılaşacak, onlara mı emanet edilecek?
Yok, böyle bir söz verilmedi, böyle bir anlaşma yapılmadı fakat önce genel seçimler, şimdi de cumhurbaşkanlığı seçimi hatırına bütün bunlar geçici olarak mı görmezlikten geliniyor?
Bölgedeki dindar halka karşı estirilen terör ve eşkıyalık, bir buçuk yıldan bu yana Türkiye’nin batısına asker ve polis cenazesi gelmemesi hatırına mı sineye çekiliyor?
Son yıllarda sayısız İslami derneğin yakılması, bombalanması, molotoflanması ve neticede hiçbir takibata uğramaması, faillerin yakalanmaması ve araştırılmaması bizim bilmediğimiz o gizli anlaşmadan dolayı mıdır?
Ve şu anda gelinen nokta gösteriyor ki PKK bölgedeki Müslümanlara savaş ilan etmiştir.
İktidarın bu sessizliği ve suskunluğu PKK’ye bu cesareti vermiştir.
Öyle ya, siz Yüksekova’da şehid edilen Ubeydullah Durna’nın katillerini bulmak bir yana bu cinayetle ilgili bir tek dosya dahi açmamışsanız, bunca bombalama ve yakıp yıkma bunu yapanların yanına kâr kalmışsa, bunun ardından Lice’deki eşkıyalığın geleceği, ardından Mehmet Uğurtay’ın şehid edileceği ve Dicle HÜDA PAR İlçe Başkanı Ercan Alpaslan’ın kaçırılacağı görünüyordu.
Şimdi bütün kesimlere ayrı ayrı sesleniyoruz;
Eğer PKK zannediyorsa ki, çözüm sürecinin gereği olarak Kürdistan kendilerinin oldu, bu konuda çok fena yanıldığını anlayacaktır.
Önce şurası iyi bilinmelidir ki bu camia Müslümanca bir hayat yaşayabilmek için nice bedeller ödeyerek bugünlere gelmiştir.
Bir yanda kendisinden başka bölgede güç tanımayan söz konusu örgüt, bir yanda devletin illegal katliam makinesi Jitem, diğer yanda vicdansız ve insafsız bir medya baskısı ve bunun neticesinde diğer Müslümanlarca yalnız bırakılan bu camia bugün orta yerde muhteşem bir şekilde dimdik durmaktadır.
PKK, kendisinin en kuvvetli olduğu zamanlarda bile boyun eğdiremediği bu camiayı bugün sindireceğini, susturacağını zannediyorsa gerçekten çok ahmakça bir düşüncedir bu.
Bugün öyle bir merhaleye gelinmiştir ki, Kürdistan’ın bütün meydanlarında on binlerce kişi “Kahrolsun PKK” diye haykıra bilmektedir. Bunu herkes bir yere not etmelidir, çünkü bunun devamı gelecektir.
Bütün bu olup bitenleri bir türlü doğru dürüst okuyamayan mevcud iktidar da bunun bedelini ödeyecektir.
Çalgıcılarla, türkücülerle birlikte geldiği bu noktanın yanlış bir nokta olduğunu er geç anlayacaktır. Allah vere de iş işten geçmemiş olaydı.
Başta batıda yaşayan Müslüman kardeşlerimiz olmak üzere diğer bütün İslami kesimlere, yazıp çizen ağabeylere, ablalara sesleniyoruz:
LGBT adı altında açılımından bile hayâ ettiğimiz bütün müptezellerin özellikle bölgede bir birlerini desteklediği, iş birliği yaptığı bir günde, Müslüman kardeşlerinizi yalnız bırakmanız, karşı karşıya olduğu durumdan suskun ve habersiz olmanız onları gerçekten çok, ama çok üzüyor, bunu bilesiniz.
Rabbimden Mehmet Uğurtay kardeşimizi merhametiyle karşılamasını ve şehidler listesine almasını niyaz ediyorum. Ercan Alpaslan kardeşimizin de salimen evine dönmesini niyaz ediyorum.
doğruhaber