Bulaç: Türkiye Sevad-ı Azamın Nüvesidir

Ama Türkiye Sevad-ı azamın nüvesidir, Sünnet'in ve Siret'in varisidir. Kansız, iç çatışmasız yani usuletle ve suhuletle, sabır ve azimle, bir geri iki ileri "ilerlemek"tedir.

Arap dünyasında bahar havası esmiyor. Rüzgârlar sert, fırtınalar, kasırgalar söz konusu.
Hiçbir şey yerli yerine oturmuş değil ve henüz hiçbir şey olması gerektiği gibi kendi mecrasında akmıyor. Libya ve Suriye'de ayaklanmalar vahşice bastırılıyor. Yemen ve Bahreyn'de sokağa dökülenler kimsenin umurunda değil. Giriş çıkışları tankların tuttuğu şehirlerin arka sokaklarında yapılan kıyımlar medyada haber bile olmuyor.

Tunus ve Mısır'da eski aktörler belki artık söz sahibi olmayacaklar ama yeni makyajla eski rejimin sürmesi için Anglosakson merkezler ellerinden geleni yapıyorlar. M. Hüseyin Tantavi, Mübarek'in silah tutan eliydi, bugün onu idam sehpasına götüren arkadaki zorlayıcı kuvvet olarak rol oynuyor. Aynı Tantavi, yükselen sesler susmayacak olursa tanklarını Tahrir Meydanı'na sürmekten çekinmeyecek. Batı medyası kafes içinde mahkeme salonuna getirilen Mısır'ın modern Firavun'unun çizdiği resmi, 60 senedir binlercesi öldürülen, zindanlarda çürütülen Müslüman Kardeşler'in değil, bir süreliğine tutuklanıp serbest bırakılan liberal Nur Eymen'in ahı olarak takdim ediyor.

Arap dünyası zorlu bir kışa mı giriyor, bahara şölen havası içinde adım mı atıyor? Bunu belirleyecek olan Türkiye'deki gelişmeler olacaktır.

Türkiye'nin, bahar temizliğine başladığı doğrudur, evimizin içini temizlemeye başladık. Ama şimdiden su ter içinde emek harcayan, risk alan ve kararlılıkla bu evi kutsal bir mekân gibi temizleyip içinde yaşanabilir hale getirme azminde olanlara, birileri "Hey muhafazakâr! Senin tek bir misyonun var, aldığın oy ne olursa olsun sadece yönetmek. Çoğunluk olmanın bir kıymet-i harbiyesi yok. Sakın ha eline tutuşturulan yol haritasından bir milim dışarı çıkmaya kalkışmayasın, ben beynini işletmekle görevli fikir jandarması olarak seni uyarmakla görevliyim" veya "Dindar arkadaş! Evet, çok çalıştın, ülkeyi bu noktaya getirdin, ama senin hakkın inancını ve hayat tarzını sadece özel alanda yaşamandır, kamusal alana göz dikmeye kalkışma" demeye başladılar bile. 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?
Abdurrahman Dilipak: Suriye nereye?
Abdurrahman Dilipak: Zamane cinlerinin esrarı
Abdurrahman Dilipak: Gelin yeniden iman edelim