Avrupa'dan bir izleyicinin 'Kurban bağışı' konusundaki sorusu üzerine,
- Avrupa'daki İHH'ların bizimle ilgisi yok. Biz kurbanda her yıl tek fiyat söylüyoruz. Kurban, farklı farklı ülkelerde farklı fiyatlarla kesiliyor. Biz de ortak bir havuz oluşturuyoruz. Kurbanları kestikten sonra bakiye bir miktar kalırsa, bunu da sosyal faaliyetlerde değerlendiriyoruz. Bağışçıları da bu konuda baştan bilgilendiriyoruz.
Mavi Marmara gemisine binip, daha sonra inen AkPartili vekiller olduğu iddiasının sorulması üzerine,
- Mavi Marmara'ya binmeyen vekiller ile ilgili bizi kullanmak istiyorlar. Biz bütün siyasilerle görüştük. CHP'den de ünlü bir isim gelecekti gemiye. MHP'den "gelmeyeceğiz ama destek vereceğiz" dediler. BBP'den genel başkan düzeyinde katılacaktılar. Ancak biz bir siyasi partiye malolmasın diye genel başkan düzeyinde bir katılım istemedik. Rahmetli Erbakan hoca bu geminin arkasındaydı. Bu geminin sivilliğine zarar gelmesin diye vekilleri biz istemedik.
Mavi Marmara’dan sonra Gazze’nin durumunun daha da kötüleşip kötüleşmediğinin sorulması üzerine,
- Mavi Marmara saldırısı sonrası Gazze'nin durumunu en iyi Gazzeliler bilir. Gazze halkı ne diyor? Mavi Marmara sonrası ambargo mallarının Gazze'ye girişi rahatladı. Bunun yanında, Filistin'in BM üyeliği kabul edildi. Başka yardım kuruluşları Gazze’ye giremedikleri için, o kurumların yardımlarını biz dağıttık. Maalesef onlar dağıtamadılar. Bize “otoriteden izin almadık” diyorlar ya. Evet biz İsrail'den izin almadık. Niye İsrail’den izin alalım. İsrail Gazze’den çekilmişti. Buna rağmen biz başvurduk, bize 1.5 yıl cevap vermediler. Gazze ablukası artınca, Mavi Marmara organizesine başladık. Şu Mısır’daki darbeci Sisi’ye kadar Gazze, abluka tarihinin en güzel günlerini yaşadı. Biz daha önce Mısır'dan da konvoylar götürdük.
Fatih Altaylı’nın; “Fransız bir gazeteci arkadaşım o günlerde Gazze’den bir fotoğraf paylaştı. Bir market ve raflarda herşey var görünüyordu” demesi üzerine,
- Allah'ın yardımı ile Gazze toprakları çok bereketli. Her türlü meyve orada yetişiyor. Ama hala ilaç yok, hastane elektrikleri yok, yakıt yok. İhtiyaç sadece meyve-sebze değil ki. O meyvelerin de çoğu, İsrail’in silahları yüzündenı insanların sağlığına zarar veriyor. Bazı dönemler yiyecekler bol olabilir. Ama insanların seyahat özgürlüğü yok. Duvarın diğer tarafındaki ablasını görecek mesela biri. Önce Mısır'a geliyor, sorgulanıyor, İsrail’e geçebilirse saatlerce yine sorgu vs. Bir çok şey yasak. O ablukanın kalkması lazım.
Başbakan “Gazze’ye gideceğim” dedi ama gidemedi, niye?
- Başbakan'ın Gazze'ye gidememesi ABD'nin ayıbı. Açıklamadan sonra baskılar geldi ama asıl sebep Mısır'daki hadiseler. Herkes beklenti içerisindeydi.
- Şunu bilmekte fayda var, biz İHH olarak BM'ye üyeyiz. Tecrübemiz 20 yıldır. Tüm savaş bölgelerinde varız. “İnsani Form” diye bir çatı var. Orada veto hakkına sahip tek kuruluşuz. İHH'nın başka bir misyonu da “arabuluculuk.” Hedefimiz barış. Filipin hükümeti ve Moro arasındaki arabuluculukta atanan 5 kişiden biri İHH’dan. Anlaşmanın garantörlüğünü İHH yapıyor.
Tayland ile Patani arasında arabuluculuk görevi yürütüyoruz. Birçok bölgede arabuluculuklar yapıyoruz. İslam Dünyasında son 200 yılda çıkabilen bir nefes olduk. Bunları yaparken birilerinin ayağına basıyoruz. Orta Afrika Raporunu dünyaya duyuran ilk teşkilatız. Çok yakın zamanda Afrika'da Hristiyan-Müslüman çatışması çıkaracaklar. Orta Afrika'da insanlar canlı canlı timsahlara atılıyor. 17 Aralık iç kargaşasından dolayı Türkiye, Orta Afrika'daki meseleyle ilgilenemedi.
İHH, dünyanın en ücra köşelerine gidiyor, Cemaat de gidiyor. Hiç birbirinize yerdım ediyor musunuz?
- Bizim itikadımıza göre Allah'ın unuttuğu yer kavramı bize uymaz. Bizim cemaatten beklentimiz olmadı ama cemaate çok yerde destek verdik. Aslında aramızda hiçbir problem yoktu. Her şey Mavi Marmara olayından sonra başladı. Bu cemaatin tabanı samimi. Çok güzel insanlar yetiştirdiler. Cemaatin bir yerlerinde “ben” duygusu olanlar var. Mavi Marmara öncesinde de cemaat içinde bizi çekemeyenler vardı, görmezden geliyorduk. Mavi Marmara sonrası ben cemaatin kendi kendine karar aldığını sanmıyorum.
Mavi Marmara Türkiye’ye dış politikada zarar vermedi mi?
- Mavi Marmara ile Türkiye zenginleşti. Türkiye’nin eksenini ABD ekseni ile göreceksen doğru, Türkiye'nin başı belaya girmiştir. Biz Türkiye'nin Ortadoğu'ya girmesini istiyoruz. Bütün ABD niçin Ortadoğu'ya geliyor. Çünkü hammadde kaynakları Ortadoğu'da. Türkiye önemli bir ülke. Türkiye'ye karşı, “sen bağımsızlaşmak için bu kaynaklara neden benden izinsiz ulaştın” kavgası var.
Türkiye masanın karşısında söz sahibi olarak oturuyor. Kendi kimliğiniz ile olursanız büyük kötü bir tablo görmüyorum. Türkiye şu anda Irak, İran ilişkilerini düzeltiyor. Körfez'in sermayesi çok büyük ve büyük aileler var. Bu sermayelerin bir kısmı Türkiye'ye gelecek.
Son zamanlarda TIR vb. haberlerle İHH’nın üzerine geliniyor. Neden?
- Biz, İsrail*i Uluslaarası Ceza Mahkemesine götürdük. Mavi Marmara baskınına katılan İsrailli askerlerin resimlerini tespit ettik. İsrail de “bu İHH sivil toplum kuruluşu değil, Hizbullah, Hamas gibi bir terör örgütü” dedi. Raporlar hazırladılar. Türkiye'de yayın organlarına gönderdiler. Bundan bir kaç hafta önce İsrailli bakan “İHH bizim için tehdittir” dedi ve sonrasında TIR olayı patladı. Olaya müdahale ettik. TIR'ın bizimle ilgisi olmadığını tespit ettik. Haberi yapan gazeteci, “bir yapının” adamı. Cemaatteki arkadaşlara soruyoruz “biz değiliz” diyorlar. Today's Zaman hemen haberi İngilizce olarak dünyaya yaydı. Biz da onlara “sizin arkadaşlarınız İngilizce-Türkçe twitler atıyor “İHH’nın silah dolu TIR’ı yakalandı diye” dedik, Today's Zaman kimden? İsrail yanlısı medya organları “Mavi Marmara’nın arkasındaki İHH'nın silah dolu TIR’ı yakalandı” diye cemaat medyasından alıp haber yaptılar. İspiyonculuk ve iftira attınız. Biz 40 binden fazla yetime bakıyoruz. Biz bu çocuklara yardım götürüyoruz. Biz devamlı yardım TIR’ları gönderiyoruz.
Ya bu işleri yapan sizsiniz işte. Ben cemaatin tabanını seviyorum. Bu iftiralar sonrası yardımlarımız arttı. Halk bunlara bir saat içinde cevabını verdi. Suriye içerisinde her kesime yardım ulaştırabildiğimiz için, Norveç Kiliseler Birliği bile yardımlarını bizimle gönderiyor.
- Şu ana kadar Suriye’de 200bin insan katledildi. Biz bunları dünyaya duyurmak isterken, orada bir grup benzeri işkenceleri yaptı. İnsani Diplomasi çalışmalarımız da devam ediyor. Şu anda 12 rahibenin kurtulması için diplomasi yürütüyoruz. Biz dini ayrım yapmıyoruz ama İslami kimliğimizi de saklamıyoruz.
Bölge çok karışık. IŞİD ile elKaide de kavga ediyor. Bu örgüt ile, bu yapıyla herkes kavga ediyor. Bu yapılardan bir tanesi bizim bir arkadaşımızı da öldürdüler. Biz oradaki hiçbir yapıyı açıkça eleştiremiyoruz. Savaş sırasında silahlı insanların anlamayacağı şeyleri söylemek, başka insan hayatını tehlikeye atmaktır. Her yapının olduğu yerde kadın ve çocuk yok mu? Biz bu çalışmayı yapacağız. Bizi sevmeyen devletler bile bize başvuruyor. ABD'li biri kaçırıldı. ABD'li senatörden mektup geldi “bulabilir misiniz” diye. Dünyada İnsani Diplomasiyi bizden başka sadece Kızılhaç yapılıyor. Başka yok. Ben cemaatteki ve diğer herkese sesleniyorum. Herkes aklı selim düşünmeli. Dış bağlantıları bırakmalıyız. İHH olarak da halkımızın son yardımlarıyla bütçemiz artıyor. Biz çok umutluyuz. İHH ve diğer yardım kuruluşları insanlığın kazanımıdır.
Müslümanlar Yahudileri bir bölgede abluka altına alıp zulmetseydi (olmaz ya), biz yine o Yahudilere yardım için Mavi Marmara'yı kaldırırdık.
:
timetürk / tevhidhaber