Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, "paralel yapı"nın telefon dinlemeleri iddiasına ilişkin olarak, "Konu soruşturma kapsamı içerisindedir. Şu anda ortaya çıkabildiği kadarıyla maalesef çok üzücü bir gelişme" dedi.
Bunlar tamamen kanunsuz dinleme talepleri ve kararları
Arınç, "paralel yapı"nın telefon dinleme iddialarına dair, "Şu anda sadece bu iki savcının uhdesinde bulunan bir dosyadan alabildiğimiz bilgileri size sunuyorum. Bunlar tamamen kanunsuz, dinleme talepleri ve kararlarıdır" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Bunlar dinlenirken hükümet neredeydi?" açıklamasıyla ilgili olarak da Bülent Arınç, "Hükümet buradaydı ama bu dinlemeyi talep eden savcı ve dinleme kararını veren hakime bizim herhangi bir etki yapmamız, bunlardan haberli olmamız mümkün değil. Yasama, yürütme, yargı birbirlerinden bağımsız hareket eder" karşılığını verdi.
Darbe girişimi olup olmadığını elbette yargı bilir
Başbakan Yardımcısı Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"17 Aralık öncesi ve sonrasında yaşananların sivil hükümetlere, seçilmiş hükümetlere AK Parti hükümetine karşı bir darbe olduğunu Sayın Başbakan ifade ediyor. Burada yapılan işin bir darbe girişimi olup olmadığını elbette yargı bilir. Ancak şu haliyle bile bu izinsiz dinlemelerin ilgili ilgisiz herkes hakkında özel hayatıyla ilgili konuşmaların bile takibe alınması, bunların mutlaka birilerine karşı kullanılabileceğini ortaya koymaktadır. Suç vasfını mahkemeler tayin eder. Eğer bir tahkikat açılıp da iddianame tanzim edilecekse savcıların bu konuda nasıl bir soruşturma yaptıklarını hep beraber göreceğiz."
Dinleme iddialarına ilişkin, "Yasadışılıklar tespit edilirse o kişilerle ilgili olarak da yasal işlem yapılacaktır" diyen Başbakan Yardımcısı Arınç, "Her iki savcının bunu reddetmesini olumlu görmek lazım. Ama onların reddetmesinin, böyle ifşa edilen bir suçlama karşısında savunmaya yönelik olduğunu da düşünebiliriz" şeklinde konuştu.
Çözüm süreci için öngördüğümüz şartlar bellidir
Arınç, çözüm süreci için öngördükleri şartların belli olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Onların söyledikleri de kendi kitlelerine veya bir başka yerlere mesaj vermek noktasında belki onların bir çabası olarak görülebilir. Ancak Demirtaş veya bir başkası bu sözleriyle, bu hareketleriyle, bu fiilleriyle şu anda mevcut yasalarda herhangi bir suçu önümüze getiriyorsa Türkiye'nin yargıçları bu konuda harekete geçebilirler. Ama biliyorsunuz Terörle Mücadele Kanunu'nda propaganda maddesinde bir iyileştirme yaptık. Şiddete yönelecek herhangi bir çağrı yoksa propaganda konusunda bir özgürlük esastır."