Dr. Ömer Bolat: Bürokrasideki keyfîliğin önüne geçilmeli
4 yıldır başarıyla sürdürdüğü MÜSİAD Başkanlık görevine veda eden Dr. Ömer Bolat: MÜSİAD Genel Başkanı olarak dün son kez konuşan Dr. Ömer Bolat, sorumluluk makamında oldukları halde (bürakrasi), ülkemize ve halkımıza ağır faturalara yol açabilecek şekilde keyfî yetki kullanımlarının önüne geçilmesi gerektiğini bildirdi ve Türkiye'nin son aylarda karşı karşıya kaldığı tablonun gelecekte olmaması için gerekli hukuki ve idari düzenlemelerin acilen gündeme getirilmesi gerektiğini ifade etti.
Bolat, mevcut belirsizlik ortamından çıkılabilmesi için, Siyasi Partiler Yasası ve Anayasa'nın 69. maddesinde acilen gerekli değişiklikler yapılmasını istedi.
MÜSİAD'ın 17. Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı, dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Köksal Toptan, 8 bakan ve iş dünyasından geniş bir katılımla gerçekleştirildi. Dr. Ömer Bolat, Genel Başkanlık görevini devrettiği genel kurulda yaptığı konuşmada giderayak önemli mesajlar verdi. Türkiye'de son 1 yılın siyaset açısından gerçekten fırtınalı ve zor bir yıl olduğunu, bu süreçte ekonominin doğal olarak ikinci plana gerilediğini belirten Bolat, "Bu yoğun siyasi gündem altında 2007 yılı ekonomi açısından bir yavaşlama ve idare etme yılı olarak geçmiştir. Büyüme, enflasyon oranı ve cari açık açısından çok da iyimser bir performans gerçekleşemedi. Yine de, makro ekonomideki göstergelerin artıda kalmasını iyimser değerlendirebiliriz" dedi.
KAPATMA DAVALARI TÜRKİYE'Yİ BELİRSİZ BİR SÜRECE SOKTU
Geçen yıl yapılan genel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve referandumun ardından, siyasi istikrarın yeniden sağlandığını hatırlatan Ömer Bolat, "Şimdi gündem reformlara, mikro ekonomik tedbirlere ve AB üyelik müzakere sürecini hızlandırmaya çevrilecek" diye umutla beklerken, Yargıtay Başsavcılığı'nın ardı ardına iki siyasi parti hakkında kapatma ve geniş bir siyasi yasaklar talebi ile Anayasa Mahkemesi'ne dava açması ve bu davaya Anayasa'ya göre sorumsuz statüde olan ve devlet geleneklerimizde hiç olmayan bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanımızı da eklemesi, Türkiyemizi yeniden siyasi ve ekonomik alanda bir belirsizlik sürecine sokmuştur" dedi.
FATURAYI YİNE HALK ÖDEYECEK
Türkiye'de uzun yıllardır geçerli olan 'istikrarsızlık kural, istikrar istisna' anlayışını kırmaya çalışırken, kapatma davası iddianamesinin halkın iradesine, demokratik kazanımlara, hukuk devleti anlayışına, siyasi ve ekonomik istikrara, ülkemizin dünyadaki itibarına büyük zararlar veren bir teşebbüs olduğunu ifade eden Bolat, "Hukuki değil, siyasidir. Bir gün herkese lazım olacak olan hukuk ve adalet sistemi siyasi iktidar mücadelelerinin aracı yapılamaz" şeklinde konuştu. Bolat, dünya ekonomisinde finans, emtia ve gıda piyasalarının çok büyük bir çalkantı içinde olduğu bir ortamda açılan kapatma davasının yol açtığı belirsizlik ve tedirginlik karşısında, iç ve dış yatırımlar, üretim, tüketim ve istihdam piyasasında yol açmaya başladığı yavaşlamadan kaynaklanan ekonomik faturayı, yine halkın ödemek zorunda kalacağını dile getirdi.
ANAYASA MAHKEMESİ REDDETMELİ
Bolat, "Sorumluluk makamında olup, ülkemize ve halkımıza ağır faturalara yol açabilecek şekilde keyfî yetki kullanımlarının gelecekte olmaması için gerekli hukuki ve idari düzenlemelerin acilen gündeme getirilmesi gerekmektedir. Bizce, mevcut belirsizlik ortamından çıkılabilmesi için, siyasi partiler yasası ve Anayasa'nın 69. maddesinde acilen gerekli değişiklikler yapılarak, şiddeti ve terörü teşvik etmeyen hiçbir parti kapatılmamalıdır. Siyasi partilerin açılma ve kapatılma yeri halkın vicdanı ve iradesi olmalıdır" diye konuştu. Siyasi partilerin, iş dünyası kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve medya kuruluşlarının sağduyu ve uzlaşma zemininde ortak hareket etmesi gerektiğine işaret eden Bolat, şunları kaydetti: "Bu sağduyu ve uzlaşmanın ortak paydaları, 'özgürlükçü demokrasi, halkın iradesi, hukuk devleti, siyasi ve ekonomik istikrarın korunması' olmalıdır. Anayasa Mahkemesi'nden de bu ortak payda zeminine uygun bir karar çıkmasını bekliyoruz ve davaların reddedilmesini bekliyoruz."
İŞ DÜNYASININ BEKLENTİLERİ
Ekonomide iç piyasadaki yavaşlama, durgunluğun ve yeniden yapılanma sürecinde uyum zorlukları yaşayan bazı reel sektör işletmelerinin sıkıntılarına da değinen Ömer Bolat, iş dünyasının hükümetten beklentilerini de dile getirdi. Bolat, "Öncelikle Türkiye, Mayıs 2008'de IMF ile sona erecek 'kredili Stand-by anlaşması' yerine, imzalayacağı bir 'Program Sonrası Gözetim Anlaşması' ile yoluna devam edebilir. Sosyal güvenlik reformunun Meclis'te kanunlaşmasının olumlu bir gelişme olduğunu belirten Bolat, sanayici ve girişimci üzerinde maliyet doğuran mevzuat yüklerinin azaltılması gerektiğini, 5 puanlık sigorta primi indirme sözünün bu yıl yerine getirilmesinin, sanayicilere istihdamı artırmada en azından bir moral ve teşvik unsuru olacağını anlattı. Büyük Mağazalar Kanunu Tasarısı'nın yasalaşmasının aciliyet arz ettiğini vurgulayan Bolat, maliyenin, uzun süredir biriken, tedarikçilere ve müteahhitlere olan kamu borçlarını ve ihracatta KDV iadesi ödemelerini bir an önce yapmasını talep etti.
MÜSİAD'IN YENİ YÖNETİM KURULU BELLİ OLDU
MÜSİAD) 17. Genel Kurulunda yapılan seçimlerde yeni yönetim kurulu belli oldu. Tek liste ile girilen seçimde, kullanılan bütün oyları alan listede, şu isimler yer aldı: Ömer Cihad Vardan, Ali Rıza Arslan, Mehmet Nuri Görenoğlu, Yusuf Cevahir, Ali Gür, Mehmet Develioğlu, Dursun Topçu, Sadık Ayhan Saruhan, Mehmet Akif Özyurt, Nurettin Nebati, Eyüp Akdağ, Kenan Atalay, Hikmet Köse, Şevket Can Tülümen, Mustafa Erdem, Ali Reis Topçu, Nail Olpak, Eyüp Akbal, Özdemir İçin, Kerim Altıntaş.
----------
Hisarcıklıoğlu: Kavga ve kutuplaşma değil, uzlaşma olmalı
MÜSİAD Genel Kurulu'nda iş dünyasını temsilen konuşan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, "Bundan sonra ihtiyacımız kavga ve kutuplaşma değil bilakis başlayan iktisadi dönüşüm sürecini uzlaşma içinde ve doğru bir şekilde yönetebilmektir" dedi. Ekonomiyi yeniden gündemin ilk maddesi haline getirmek gerektiğini, MÜSİAD genel kurulunun buna vesile olmasını dileyen Rifat Hisarcıklıoğlu, "Biz iş alemi olarak Türkiye'de ekonominin konuşulmasını bekleriz. Biz dünyada esasen Türkiye ekonomisinin başarı öyküsünün ve geleceğinin konuşulmasını isteriz" şeklinde konuştu. Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin bir an önce ekonominin kurumsal alt yapısını yeniden tasarlayarak ikinci nesil reformlara başlaması, büyümede tempoyu düşürmemesi gerektiğini, uluslararası krizin etkilerini hafifletmenin yolunun burada olduğunu ifade etti.
-----------
Vardan: Kaoslardan krizlerden nemalanan kişiler değiliz
Genel Başkanlığını dün devralan Ömer Cihad Vardan ise, MÜSİAD'da Erol Yaşar, Ali Bayramoğlu ve Ömer Bolat'ın ardından 4. başkanlık döneminin başlayacağını söyledi. Bolat'ın başkanlığındaki 4 yıl boyunca MÜSİAD'ın belirlediği hedeflere ulaşmak üzere genel merkezinden en yeni şubesine kadar yaptığı çalışmalarda vizyon ve misyonuna uygun olarak, her zaman Türkiye'nin ve milletin varoluşundaki asil değerleri dikkate alarak hareket ettiğini belirten Ömer Cihad Vardan, yeni dönemde de görüşleri, raporları, projeleri ve çözüm önerileriyle Türkiye'nin gelişmesine yönelik hizmetlere devam edeceklerini dile getirdi. Vardan, şunları kaydetti: "Ama bunları yaparken tek dileğimiz, ülkemizde geçtiğimiz 2003-2007 yılları arasında yakalanan istikrarlı siyaset ortamı ve onunla gelen istikrarlı ekonominin devam ettirilmesidir. Çünkü istikrar, ümitleri yeşertir ve insanların yatırım yapmalarına imkân verir. Bizler MÜSİAD üyeleri olarak kaoslardan, krizlerden nemalanan kişiler değiliz. Bu nedenle sadece ülkemizdeki istikrar ve güven ortamının devam etmesini arzuluyoruz. Hatta bu güven ortamının devam etmesi arzusunun toplumun her kesiminin birinci öncelikli düşüncesi olması gerektiğine inanıyoruz."