İktidara gelişinden itibaren Müslümanlara karşı tutumunu sertleştiren ve en son medrese baskını ile yüzlerce talebeyi katleden, binlerce Müslüman’ı hapse atan, işkenceden geçiren ve Pakistan’ı bilinçli Müslümanlardan temizleme karşılığı iktidar bahşedilen Müşerref’e alternatif olarak Amerika tarafından Pakistan’a yeniden döndürülen Butto öldürülmüş, Müşerref yeniden Amerika’nın alternatifsiz adamı olarak kalmıştır.
Butto’nun, Müşerref’i seçimlerden sonra tamamen saf dışı bırakma ve iktidardan uzaklaştırma düşüncesi ile Müslümanlarla görüşmesi CIA tarafından tespit edilmiş, Butto planı bozmuş, devre dışı bırakılmıştır.
CIA ve MOSSAD’ın gerçekleştirdiği Amerika ve dünya kamuoyunda bugün artık sesli ifade edilen 11 Eylül saldırıları ve bununla başlatılan Büyük Orta Doğu Projesi’nin (BOP) önemli ayaklarından Afganistan işgali için Taliban ve o dönemin yine Amerika ürünü sözde aşırı dinci El-Kaide örgütü bahane edilmiş, kullanılmıştır. Amerika Afganistan’ı, sözde Taliban ve 11 Eylül’ün müsebbibi ilan ettiği El-Kaide’den kurtarmak, demokrasiyi getirmek için (!) işgal etmiştir. Aradan yıllar geçmesine rağmen ne 11 Eylül sanıkları bulunmuş ne de örgüt yok edilebilmiştir. Amerika Afganistan’da Müslümanları katletmeye devam etmektedir, Irak’ta olduğu gibi.
Amerika ve müttefikleri, BOP’un başta Irak ve Afganistan olmak üzere bütün safhalarında batağa saplanmış, çıkmaza sürüklenmişlerdir. Planlarını tekrar tekrar gözden geçirmekte, her gün yeni planlar yapmak zorunda kalmaktadırlar. Amerika Afganistan’da Taliban ve El-Kaide üzerindeki kontrolünü kaybetmiştir. Taliban ve El-Kaide Afganistan’ın birçok bölgesinde diğer İslami gruplar tarafından devre dışı bırakılmıştır. Müslüman gruplar komünist Rus işgali sürecindeki gibi Amerika ve müttefiklerine karşı birlik ve direniş içerisine girmişlerdir. Amerika ve Müşerref, ne kadar baskı ve şiddet uygulayarak tedbir almaya çalışsa da, Pakistan’daki İslami grupların Afganistan’daki muhalif İslami gruplara askeri, ekonomik, lojistik desteklerini kesememişlerdir. BOP’un önemli parçası olan bölgede istenilen sonucun alınamaması, direnişin uzaması ile zayiatın artması, sürecin Amerika ve müttefikleri aleyhine işlemesine yol açmaktadır. Amerika açısından Pakistan’ın esas önemi ve aynı zamanda en büyük sıkıntısı burada yatmaktadır.
Pakistan’ın Amerika ve batılı müttefikleri açısından ikinci önemi ise, dünyada atom bombasına sahip tek İslam ülkesi olması dolayısıyladır. Bilindiği gibi Müşerref, Amerika ve batılı müttefiklerine seslenerek, ‘Ben gidersem atom bombası birilerinin eline geçebilir’ diyerek, Müslümanları işaret etmiş ve Amerika’dan kendini sağlama almak için destek istemişti. Malum olduğu üzere, İran İslam Cumhuriyeti’nin nükleer silaha sahip olmaması için tehditler savuran ve işgali dahi göze alan Amerika’nın, Pakistan’ın sahip olduğu atom bombasının güçlü İslami bir yönetimin eline geçmemesi için neler yapabileceğini tahmin etmek zor olmasa gerekir.
Kritik bir süreçten geçen bölgede Amerika, gelecek açısından hayati önem arz eden Pakistan’da yeni yönetimin seçilme inisiyatifini Pakistanlılara bırakma riskini göze alamamış ve sürece geç kalmadan Butto suikastında görüldüğü gibi direkt müdahil olmuştur. İktidara gelişinden itibaren Müslümanlara karşı tutumunu sertleştiren ve en son medrese baskını ile yüzlerce talebeyi katleden, binlerce Müslüman’ı hapse atan, işkenceden geçiren ve Pakistan’ı bilinçli Müslümanlardan temizleme karşılığı iktidar bahşedilen Müşerref bu işi becerememiş görülüyor. Her ne kadar Müşerref’e muhalif görünse de Amerikan Haber Alma Teşkilatı (CIA) ile yakınlığı bilinen Benazir Butto, bu süreçte alternatif olarak devreye sokulmuş, Müşerref’in kabul etmemesine, direnmesine rağmen Amerika tarafından ülkeye girişine ve seçimlere katılmasına müsaade edilmiştir. Plana göre Müşerref devlet başkanı, Butto başbakan olacak, Pakistan Müslümanlar Birliği Partisi Nevaz Şerif ve onu destekleyen Müslümanlar iktidara getirilmeyecektir. Böylece Afganistan’daki İslami gruplara Pakistan üzerinden yapılan yardımlar engellenecek, kontrol altına alınacak, atom bombası İslami kesimin eline teslim edilmemiş olacaktı. Butto, Pakistan’ın Amerika açısından önemini kavrayamadı. Amerika ona siyasi hayatı boyunca çok güvenmedi, güvenmediğini de geçici süreli iktidarlarının arkasında durmayarak gösterdi. Bu konuda da belki haklı çıktı. İşte Butto’nun sonunu hazırlayan süreç burada başlamıştır. Ülkenin, İslami kesimin eline düşmemesi/geçmemesi için Amerikan destekli/onaylı yukarıdaki plan sürecinde, bir iddiaya göre Butto’nun, Müşerref’i seçimlerden sonra tamamen saf dışı bırakma ve iktidardan uzaklaştırma düşüncesi ile Müslümanlarla görüşmesi CIA tarafından tespit edilmiş, Butto planı bozmuş, devre dışı bırakılmıştır. Diğer bir iddiaya göre ise Amerika kontrolündeki Pakistan askeri istihbaratı tarafından fevri hareket ederek Müşerref’i sıkıntıya soktuğu için ortadan kaldırıldığı söylenmektedir. Amerika ve Müşerref’in suikasttan ellerinde hiçbir delil/kanıt yokken ve soruşturma başında El Kaide ve Müslümanları sorumlu tutarak adres göstermesi, Pakistan’da Müslümanlara yeni bir baskı ve sindirme hareketinin işareti olsa gerek. Medrese baskınından sonraki Müslüman avı tekrar artarak devam edecek gibi görünüyor. Pakistan’da Müslümanları zor günler beklemekte. Dünya kamuoyu ikna edilebilirse Amerika yola Müşerref ile tekrar devam edecek veya alternatif bulunduğunda Müşerref gözden çıkarılacaktır. Şu an alternatifi bulunmadığı ve ondan daha sadık kimse görünmediği için Amerika açısından Müşerref hâlâ önemini korumaktadır. Müşerref de bunu bildiği için rahat ve açık oynamakta.
Sonuç olarak; çıkarları açısından Afganistan ve Pakistan’ın geleceklerinin sıkı sıkıya birbirine bağlı olduğunu bilen Amerika, Afganistan’daki geleceğini riske etmemek ve Pakistan’daki atom bombasının kendi kontrolü dışında bir yönetimin eline geçmemesi için elini uzun süre bu bölgeden çekmeme niyetinde. Ancak, BOP’un her safhasında olduğu gibi bu bölgede de Amerika adına hiçbir şey iyi gitmiyor, kontrol/inisiyatif kaybedilmiş vaziyette.
Müslümanlar çok uyanık olmak zorunda. Biliyorsunuz BOP demek 24 İslam ülkesi demek.
Amerika’yı Irak’tan sonra bu bölgede de zor günler bekliyor.
vakit