Bir kişi, Pensilvania Şeyhi’nin ‘Kuzey Irak İmamı’ imiş.. Yakalanmış.. Denildiğine göre, PKK içine sızmış olan MİT ajanlarının listesini PKK’ye vermiş.. Tabiatiyle reddetmiş, ama telefon görüşmelerinin dökümleri PKK liderleriyle bu kişinin bir takım görüşmeler yaptığını doğruluyormuş..
Bu nasıl bir örgüt, hayret ettiriyor.. Halk içinden sıradan tipler.. Sessiz ve derinden çalışıyorlar ve hiç görünmeyen ya da dikkat çekmeyen tiplerden, ya da bir takım hayır çalışmaları görüntüsü altında uluslararası ilişkiler bile çıkıyor.
Pensilvania Şeyhi’nin elinde, Amerikan medyasına göre, 25-30 milyar dolarlık bir servet bulunuyor.. Para insana sadece akıl değil, şeytanlık da öğretiyor..
***
Bir diğer kişi.. Mevlûd Mert Altıntaş.. Rusya’nın Türkiye’deki Büyükelçisi Karlov’u Ankara’da bir sergideki konuşması sırasında, orada vazifeli bile olmadığı halde, koruma polisi gibi durup, arkasından ateş açarak katletmesi..
Ama, daha da ilginç olanı, o cinayet esnasında bu kişinin de öldürülmesinden iki saat sonra, bilgisayarındaki e-mail bağlantılarının geri dönüşü olmayacak şekilde silinmiş olması..
O polisin hemen öldürülmesi de cinayetin nice iltisaklarını örtbas etmiş oldu..
Bereket ki, hem Erdoğan ve hem de Putin, bu işin arkasında bir takım gizli ellerin olabileceğini düşünerek, soğukkanlı davrandılar ve yeni bir buhran ortaya çıkmasına fırsat vermediler.
Ama en önemlisi, o polis memurunun bilgisayarındaki bilgileri, geri dönüşü olmayacak şekilde silen el, kimdi?
Şimdi, bu bilgilerin asıl kaynağı olan Amerika’dan bilgi istenmiş.. Amerika ne kadarını verecek, o da ayrı bir konu.. Verirse, bazı şeyler açıklığa yine de kavuşabilecek..
***
Yunanistan Yüksek Mahkemesi,Türkiye’deki mahkemelerden yine de erken davrandı. Türkiye’de yargı, o darbe hıyanetine dair, -sanki her şey ap-açık ortada değilmiş gibi-, delil toplamakla meşgul olurken.. Yunan Mahkemesi, 15 Temmuz gecesi katıldıkları o büyük hıyanette başarılı olamayacaklarını anlayınca bir helikopterle Yunanistan’a kaçan yüzbaşı ve binbaşı rütbesinde darbeci 8 asker kişinin Türkiye’ye iade edilmemesine karar verdi.
Halbuki, Yunan Başbakanı Çipras, darbecilerin iade edileceğini açıklamıştı.
Ama, daha da ilginç olan şu ki, bu kaatil darbecileri iade etmeme kararının en çok da alman medyasında alkışlarla karşılanması.. Frankfurter Algemaine Zeitung bu kararın, ‘yargının bağımsız olduğunun en iyi örneği olduğunu’ yazarken, Alman devlet TV ARD de, bu kararın, bütün Avrupa ülkeleri için de bir örnek oluşturacağını yazdı.
***
Hatırlayalım, NATO’daki en üst Amerikalı generallerden birisi de, ‘Türkiye’deki ortak güvenlik çalışmaları yaptığımız pek çok general arkadaşımız tutuklu durumdalar..’ diye yakınmıştı..
Zâten bilinen durumu bir daha belirtmek gerekirse, geçmişteki bütün askerî darbelerin arkasında nasıl ki, emperyalist güçlerin parmağı var idiyse, 15 Temmuz’da aynı durum söz konusu idi ve Yunanistan’ın son kararın Avrupa ülkelerinde alkışlanması da bunun bir diğer delili.. Bu kararı alkışlayanlar, gerçekte, o darbe teşebbüsünün başarılı olmamasından dolayı duydukları mutsuzluğu, ‘kendi adamlarının kurtarılması’yla kısmen de olsa telafi etmiş oldular.
Şimdi NATO’da veya Batı Avrupa ülkelerinde askerî personel veya diplomat olarak bulunan 400 kadar TC vatandaşının da sığınma talebinde bulundukları bildiriliyor.. Onlar da aynı şekilde, bu darbenin bir yerlerinde bulunduklarını zımnen itiraf etmiş oluyorlar..
***
Amerikan gizli belgelerinin bir kısmı üzerindeki yasaklar 10 gün önce kaldırılınca, anlaşıldı ki, 27 Mayıs Askerî Darbesi’nden de, diğerlerinden de CIA’in haberi vardı.. Bu zaten biliniyordu da, resmen açıklanmamıştı.‘CIA-RDP79R00890A001200050027-0’ kodu ve ‘gizli’ başlığıyla kayıtlı belgede, o darbenin hazırlanış süreci ve CHP liderlerinin darbeden haberlerinin olduğunu anlatılıyordu.
Bütün öteki darbelerde de öyle olmadı mı? Ve 15 Temmuz hıyaneti de başarılı olsaydı, CHP farklı mı davranacaktı sanki?
stargazete