Cumartesi akşamı, dostlar İstanbul’da Çekmeköy’ün de gerilerinde, Alemdağ denilen mıntıkadaki bir yazlığa götürdüler. Orada, kimilerini yarım asır öncelerden tanıdığım, 20-25 kişilik bir seçkin toplulukla karşılaştım. Çoğu Mardin, Diyarbekir ve havalisinden..
Orada iki saatten fazla süren sohbetler oldu.. Dile getirilen konulardan birisi de, son zamanlarda ırkçı, kavmiyetçi söylemlerin yükselmeye başlaması idi. Düne kadar saf Müslüman hassasiyeti taşıyan nicelerinin bugün, ‘türkçü Müslüman’, nicelerinin ‘kürdçüMüslüman’, nicelerinin ‘arabçımüslüman’ vs. noktasına savrulduklarından yakınıldı.
Bu arada, Ortadoğu’da gerilimin neler getireceği ve asıl büyük resmin görülmesi gerekliliği üzerinde duruldu. Bu büyük resim, 11 Eylûl 2001’de B. Amerika’da meydana gelen büyük saldırıların Müslümanların üzerine yıkılmasıyla başlayan, İslam’a ve Müslümanlara karşı yeni bir ’Soğuk Savaş’ın başlatıldığı gerçeğiydi.
Evet, kapitalist emperyalizm, Sovyet Komünist İmparatorluğu’nu yenilgiye uğrattıktan sonra, yeni bir ‘Soğuk Savaş’a muhtaç idi. Bugün işte, sıcak ve soğuk, topyekûn bir savaşla karşı karşıya, Müslüman dünyası.. O zamandan beri sergilenen uluslararası entrikaların temelinde hep bu var.
Öyleyse, her zamankinden daha da fazla bir ısrarla, İslam kardeşliği idealine tutunmamız gerekiyor. En büyük gücümüz de, silahımız da bu..
***
Birkaç NOT:
1- ’Odatv’ isimli ve ideolojik duruşu bilinen bir internet sitesi, dünkü yazımın bir bölümünü alarak ve ‘Böyle buyurdu Star yazarı’ şeklindeki istihzalı bir başlıkla, ‘Suçsuzların FETÖ’den tutuklanması kemalistlerin tuzağıymış!’değerlendirmesinde bulunmuş..
Bu yaklaşım eleştiri sınırları içinde ele alınabilir. Ancak, hakkımda ileri sürülen iddiaları tahkik etmelerini beklerdim. Sözkonusu site ise böyle yapmayıp, beni ‘Uğur Mumcu Cinayeti’nin sanığı’ olarak takdim etmiş.. Ki, bu kof iddia, iki yıl önce, Star’da yazmaya başladığımda, Uğur Mumcu’nun oğlu tarafından da dile getirilmiş ve kendisine hitaben yazdığım yazıdan sonra konuyu sürdürmemişti. Öyleyken, bu sitenin o bayat ‘isnad’ ve iddiaya tekrar tutunmasını vicdanları uyanık kimselerin anlayışına havale ediyorum.
Sözkonusu yazıda ayrıca 35 yıl İran’da kaldığıma da işaret olunuyordu.
Doğrudur, 12 Eylûl 1980 Askerî Darbesi’nden önce, hakkımda o zaman yürürlükte olan TCK. 163. Madde’ye aykırı görüşlerimden dolayı 30 kadar dâva açılmıştı. Bu yüzden, askerî darbe olduğunda yurt dışına çıktım ve 18 sene İran ve civarındaki coğrafyalarda kaldıktan sonra, 1998 sonunda da Almanya’ya geçtim ve orada da 16 sene kaldıktan sonra 2015 başında ülkeme döndüm.
Sözkonusu internet sitesi, yazımı aktarırken hakkımda verdiği yanlış ve yanıltıcı bilgileri umarım, düzeltir.
2- Dünkü yazım üzerine Takvim’den bir arkadaş da, benim Star’dan ayrılan başka bir kalemin yerini almaya özendiğimi sözkonusu eden tweet’ler atmış.. Bu arkadaş, haksız muameleye uğrayanların ismini vermemi de yazmış.. Ben öyle yapamıyacağım. Çünkü, gece operasyonlarında, sosyal itibarları sıfırlanırcasına alınıp götürülen ve bir kısmı, serbest bırakılan binlerce insandan söz ediyor ve bu operasyonların yapılış şeklinin yanlışlığını ve yaralayıcılığını söylüyorum.
Ayrıcabelirteyim ki, 15 Temmuz Darbe Hıyaneti’nden 6 gün sonra, ilk kez, 21 Temmuz günü, Star’da, ‘Bu yara bizi öldürmedi, ama adaletsizlikler öldürür’ başlıklı bir yazıda, bir takım yanlış uygulamalara dikkati çekmiştim. Bu konuda, son 15 ay içinde muhtelif aralıklarla 10 kadar yazı daha yazdım.
Birilerine ‘benzemek veya benzememek’ gibi korku veya eğilimlerle yazı yazmayan bir kalem sahibi olarak, doğru olduğuna inandıklarımı her zeminde ve ideallerimin zarar görmeyeceği şekilde ve yıpratıcı olmamak dikkati içinde yazmaya- söylemeye inşaallah, bundan sonra da çalışırım.
3- Bu akşam (9 Ekim Pazartesi akşamı) saat 20.00’de Hedef Platformu’nun Üsküdar-Bağlarbaşı Kültür Merkezi’ndeki proğramında bulunacak ve milletimizin, İslam Milleti’nin temel meseleleri etrafında dertleşeceğiz inşaallah..
stargazete