Irak Dışişleri Bakanı Caferi, Ankara'da Türk basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Irak ve Türkiye arasında artık bir kriz olmadığını söyleyen Caferi, Kürt petrolünden elde edilen gelirle ilgili olarak "şu anda emin ellerde olduğunu biliyoruz, ama bu konuyu daha sonra görüşmeyeceğimiz anlamına gelmez" dedi.
ÖZETLE
'Türkiye Irak'ın Avrupa'ya açılan kapısı'
'Türkiye'den destek talep ettik'
'Silah satış anlaşması henüz yok'
Soruların öncesinde bir açıklamaya yapan Caferi, Irak’ta yeni hükümet kurulduktan sonra bakan düzeyinde yapılan bu ilk ziyaretin iki ülke ilişkilerinde yeni ufuklar ve yeni bir sayfa açmayı amaçladığını söyledi.
‘Irak petrolünü Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyabiliriz’
Caferi, Türkiye ile Irak arasındaki ticari ilişkilerle ilgili konuşurken önceliği petrole verdi ve Irak’ın Türkiye’yi Avrupa’ya açılan bir kapı olarak gördüğünü söyledi:
“Türkiye, Irak'ın Avrupa'ya açılan kapısıdır. Bu bağlamda petrol ve doğalgaz ticaretinin geliştirilmesi söz konusu olabilir. Irak petrol ve doğalgaz üreticisidir, bu kaynaklarını Türkiye kapısı üzerinden Avrupa pazarına açılabilir.”
2013 yılından itibaren Türkiye’nin Bölgesel Kürt Yönetimi’nden petrol satın alması üzerine yaşanan sorunlara da değinen Caferi, “Irak ile Türkiye arasında petrol konusunda herhangi bir kriz söz konusu değil. Olmuş bitmiş bir sorundur, biz yeni bir sayfa açacağız” dedi:
“Erbil ile olan sorun iç meseledir, ulusal çerçevede ele alacağız. Petrol Irak’ın milli kaynağımızdır, her ilin nüfusuna göre geliri dağıtılacaktır. Erbil ile olan sorunu anayasal çerçevede çözeceğiz ve petrolü Türkiye üzerinden Avrupa pazarına açacağız.”
‘Petrolün dağıtımı da merkezin sorumluluğu’
Kürt petrolünün satışından elde edilen gelirin Halk Bank’ta olduğunun hatırlatılması üzerine Caferi, bu konuyu ele alacaklarını söyledi:
“Kürt petrolünün satışından elde edilen gelir şu an emin ellerdedir, bu konuya bu ziyarette değinmedik. Ancak bu daha sonra değinmeyeceğiz anlamına gelmiyor. Sonraki dönemde ele alacağımız konuların başında bu geliyor. Irak petrolünün dağıtımı da merkezi hükümetin sorumluluğundadır.”
IŞİD ile mücadele ederken Irak’ta güvenliğin sağlanması ve ülkenin yeniden yapılanması için komşu ülkelerle ticari ve siyasi ilişkileri geliştirmeyi umduklarını söyleyen Caferi, Türkiye’den de destek istedi. Saddam Hüseyin dönemi sonrasında güvenlik açığı olmasına rağmen Irak’a yatırım yapan Türk şirketlerinin önemini hatırlattı ve “Son dönemde Türkiye’deki kalkınma dikkatimizi çekiyor, bu tecrübeden ticaret, ulaşım gibi birçok alanda yararlanmak istiyoruz” dedi.
‘Terörizme destek veren ülkeleri anlamıyorum’
Irak’ın PKK’ya destek verdiği iddialarının sorulması üzerine Caferi, ‘Bizim terörden çok çekmiş bir ülke olarak hiçbir terör örgütüyle ilişkimiz yoktur, olamaz. Uluslararası anlaşmalar çerçevesinde terörist örgütleri ele alıyoruz’ dedi ve ekledi:
“Ben masada terörizmi kınayıp perde arkasında onlara gelir sağlayan, geçişini sağlayan, destek veren ülkeleri anlamıyorum.”
Caferi, ‘bu eleştirinize Türkiye de dâhil mi?’ sorusuna ‘hiçbir şekilde belli bir devleti kastetmiyorum’ yanıtını verdi:
“Belli durumlarda vatandaşlar sermayesiyle teröristlere destek olabilir, bu hükümeti temsil etmez. Teröristlerin bazı oyunlarla sınırı geçmesi ayrı, bir devletin bilgisi dâhilinde geçişine, eğitilmesine yardım edilmesi ayrı meseledir. Türkiye de terörizm kurbanı, Musul'da 48 vatandaşları kaçırıldı.”
‘Türkiye’den askeri alanda yardım talep ettik’
Perşembe günü yaptığı konuşmada Türkiye’den güvenlik alanında destek istediğini söyleyen Irak Dışişleri Bakanı’na talebin detayları da soruldu. Caferi şu yanıtı verdi:
“Koalisyondan askeri alanda yardım talep ettik. Bunlar eğitim, donanım ve istihbarat bilgileri. Türkiye'nin de terörle mücadelede güçlü bir altyapısı var. Eğit-donat alanında Türkiye'nin tecrübelerinden yararlanmak istiyoruz. Bu ziyarette Türkiye ile bir güvenlik, silah satış anlaşması yapılmadı. Ama herhangi bir ülkeyle belli bir anlaşma yapmanın önünde engel yoktur. Ancak biz kendi güvenliğimizi bu destekle birlikte kendimiz sağlayacağız, Irak’ın egemenliğini koruyacağız. Topraklarımızda yabancı bir ülkenin üs kurmasını, yabancı askerleri istemiyoruz.”
Peşmerge geçişiyle ilgili olarak da Caferi, “Terörizmle mücadele bölünemez, Başbakan silahlı kuvvetlere olağanüstü durumlarda emir verebilir” dedi.
Kerkük’ün statüsü
İhtilaflı bölgeler arasında yer alan ve Irak Anayasası’na göre nüfus sayımı yapıldıktan sonra statüsü belirlenecek olan Kerkük’te, 2007 yılında yapılması gereken sayım henüz yapılamadı. Haziran ayında IŞİD’le mücadele etmek için peşmerge bölgeye girdi, ardından Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesud Barzani Kerkük’e giderek ‘Kerkük'ü huzurlu ve güzel günler bekliyor. Kerkük, Kürdistan bölgesi sınırlarına geri döndüğünde, Kürtlerin ne kadar cömert ve dürüst olduklarını herkes görecek.’ demişti.
Bu gelişmeler Caferi’ye hatırlatıldı, ‘Kerkük’le ilgili bir adım atılacak mı?’ diye soruldu. Caferi, Kerkük’ün imar edilmesi için 2005’te 200 milyon dolar tahsis edildiğini hatırlattı ve bölgenin normalleşmesi gerektiğini söyledi:
“Kerkük'ün normalleşmesi için göç edenlerin geri getirilmesi, Kerkük'e zorunlu göç ettirilenlerin tespit edilmesi gerekiyor. Kerkük'te nüfus sayımının artık yapılmasını diliyorum. Ona göre gerekli önlemler alınacaktı."
Caferi, cuma akşam saatlerinde Ankara'dan ayrılacak.
Kaynak: Al Jazeera