Washington’da, Demokrat Parti başkan adaylığı için yarışan Illinois Senatörü Barack Obama’nın, Cumhuriyetçi Partililerin "bir taşla iki kuş vurma" planında nasıl oyuna geldiği konuşuluyor.
Cumhuriyetçi Parti’ye yakınlığıyla bilinen muhafazakar gazeteci Robert Novak, hafta sonunda Washington Post gazetesinde, Washington çevrelerinin dikkatini çeken bir köşe yazısı yazdı. Bu köşe yazısında Novak, Demokrat Parti’nin başkan adaylığı için yarışan iki önemli adayını hedef aldı.
Novak, yarışın önde giden ismi, New York Senatörü Hillary Clinton’ın seçim kampanyasından bir kişiyle konuştuğunu ve bu kişinin kendisine, Clinton’ın parti içindeki rakibi Barack Obama ile ilgili "kirli bir sırrını" ele geçirdiklerini söylediğini yazdı. Novak, bu kirli sırrın ne olduğu konusunda ise yazısında ayrıntı vermedi.
Novak’ın köşe yazısının hemen ardından, Barack Obama bir basın toplantısı düzenleyerek Hillary Clinton kampanyasının "çamur at, izi kalsın" taktiklerini bir tarafa bırakıp hemen açıkça elinde ne iddia varsa ortaya çıkarmasını istedi. Obama, saklayacak bir şeyi olmadığını vurguladı.
Washington çevrelerine göre, başkan adaylığı yarışında ilk defa boy gösteren zenci Obama, "kurt Cumhuriyetçi Partililerin" oyununa geldi.
Basında da yer alan bazı iddialara göre, Cumhuriyetçilere yakın olan gazeteci Novak, ortaya bir iddia atarak hem Hillary Clinton’ı hem de Barack Obama’yı, Amerikan seçmenlerinin gözünde aşağı çekme planına alet oldu.
Hillary Clinton’ın seçim kampanyası yetkilileri, bir açıklama yaparak Obama hakkında "kirli sırlara" ulaştıkları yönünde ortaya atılan iddiaların doğru olmadığını bildirdi. Hillary’nin kampanya sözcüsü Howard Wolfson, yazılı açıklamasında, "Cumhuriyetçi Parti eğilimli bir gazeteci, bir Demokratı başka bir Demokrata düşürmeyi hedef alan bir makale ortaya atıyor. Deneyimli Demokratlar, bunun neden olduğunu görüyor. Deneyimsiz olanlar ise bu oyuna düşüyorlar" diyerek Obama’ya üstü kapalı atıfta bulundu.
Aralarında Hillary Clinton ve Obama’nın da olduğu Demokrat Parti başkan adaylığı yarışındaki isimler, geçen cuma günü Las Vegas’ta, televizyonlardan canlı yayınlanan bir tartışma programında yer almışlardı. Yarışın önde giden ismi olarak Hillary Clinton, kendisini bu yarışta yakından takip eden adaylar Barack Obama ve Senatör John Edwards’ın eleştiri yağmuruna tutulmuştu. Bunun üzerine Hillary Clinton, "çamur atma" yöntemlerinin bir tarafa bırakılması ve Demokrat Partililerin, Bush’un partisi olan rakip Cumhuriyetçi Parti’yi yenmek için birlik olması çağrısında bulunmuştu.
Hillary Clinton’ın, televizyon yorumcuları tarafından "çok başarılı" olarak nitelendirilen bu çağrısının hemen ertesi günü, Novak’ın yazısında, Bayan Clinton’ın da, söylediklerinin aksine bu tür "çamur atma kampanyalarına" meraklı olduğu iddiasını ortaya atması dikkati çekti.
ABD’de politikacıların birbirine karşı saldırgan tutum içinde olması, genellikle halkın ters tepkisine neden oluyor ve bu tepki Amerikan halkının oylarına yansıyor. Uzlaşmacı bir görüntü sergileyen politikacı, seçmenlerin gözünde daha makbul sayılıyor. Dolayısıyla politikacılar, birbirlerini çok sert ifadelerle eleştirdiklerinde ve olur olmaz iddialar ortaya attıklarında, bunun bedelinin kendileri için de büyük olabileceğini aklının bir köşesinde tutuyor.
Gazeteci Novak, daha önce de CIA ajanı Valerie Plame’in kimliğinin Amerikan yönetimi yetkilileri tarafından basına sızdırılması skandalında rol oynamış, Plame’in kimliğini ilk defa köşesinde açıklamıştı. Kimliği deşifre olan Plame işinden olurken, hangi üst düzey Amerikalı yetkililerin bunu basına sızdırdığı özel savcılığın soruşturmasına hedef olmuştu. Plame’in eski büyükelçi olan eşi Joe Wilson’ın, bu skandalın patlak vermesinden kısa bir süre önce, Bush yönetiminin, Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğu iddialarının temelsiz olduğu yönünde Amerikan gazetelerinde makalesi yayınlanmıştı. İddialara göre, Wilson’ı yıpratmak isteyen Bush yönetimi yetkilileri, eşinin CIA için çalıştığını Novak’ın da aralarında olduğu bir grup gazeteciye sızdırdı.
Amerikan yasalarına göre, bir CIA ajanının kimliğini deşifre etmek suç sayıldığı için basına bu bilgiyi kimin sızdırdığını tespit amacıyla soruşturma açılmıştı. Bu bilginin sızdırıldığı gazeteciler kaynaklarını açıklamaya zorlanmış, New York Times muhabiri Judith Miller, kaynağını açıklayıncaya kadar 3 ay hapis yatmıştı.