Siyasetçinin de önlerinde ciddi bir engele olabildiğine dikkat çeken Başbakan Erdoğan,"Çıkar çevreleri olabiliyor, hukuk dışı örgütlenmeler olabiliyor, hukuksuzluk olabiliyor, Ergenekon'da olduğu gibi... Bazen tamamı bir araya geliyor iş birliği, el birliği yapıyor ve üzerine üzerine geliyor. Çünkü Türkiye'nin sorunları var ama bir de bu sorunlardan beslenenler var. Bu sorunlardan kendilerine türlü çıkarlar sağlayanlar var. Hangi sorunu çözmeye kalkarsanız birilerinin kuyruğu acıyor" dedi. Konuşmasına Mehmet Akif Ersoy'un bir şiiriyle devam eden Erdoğan, "Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz" mısralarını okudu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, doğrunun ışığından hiç ayrılmadıklarını, hiç ayrılmayacaklarını ifade ederek, "İşte şimdi de tüm samimiyetimizle, açık yüreklilikle, art niyetsiz bir şekilde Türkiye'nin kanayan yaralarını tedavi etmenin gayreti içindeyiz. Terör bitsin istiyoruz, akan kan dursun istiyoruz. Gencecik fidanlar artık toprağa düşmesin istiyoruz" dedi. Erdoğan, Bingöl Şehir Stadı'nda düzenlenen il kongresine katılarak bir konuşma yaptı.
İllere, ilçelere, beldelere hizmet götürmeye devam ettiklerini anlatan Erdoğan, tüm ülkede olduğu gibi Bingöl'de de inançla ve şevkle seslerini yükselttiklerini söyledi.
"Durmak yok, yola devam" diyerek hizmeti sürdüklerini dile getiren Erdoğan, kendilerine oy versin vermesin kadını, erkeği, genci, yaşlısı 71,5 milyon vatandaşın emanetinin omuzlarında olduğunu kaydetti. Her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yaşam tarzı, arzuları, adetleri, beklentileri, hürriyetleri, haklarının, kendilerinin öz güvencesi sayıldığını ve böyle kabul ettiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Partimiz, teşkilatımız kendisine verilen bu emanetin bilincindedir. Bu kutsal emanetin hassasiyetinin bilincindedir. Etnik kökenler üzerinden siyaset yapmadık, yapmıyoruz. Kimlik siyasetini siyasetimizin ana gövdesi yapmadık, yapmıyoruz. Yapanlar gibi de düşünmüyoruz. Çünkü bunu ayrımcılık olarak görüyoruz. İnsanların dinlerini, mezheplerini, renklerini, gelenek ve göreneklerini ayrıştırıcı bir şekilde siyasetimize asla alet etmedik, etmiyoruz. Bu ülkenin bin yıllar boyunca oluşmuş kardeşliğine kasteden hiçbir yaklaşım, hiçbir girişim bizim siyasetimizde kendisine yer bulamadı. Biz her zaman birleştirici, her zaman bütünleştirici, kucaklayıcı olduk. 81 vilayetin tamamında 780 bin kilometre karenin bütününde siyaset yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Türkiye'de kimi partiler milli duyguları istismar ederek, şehitlerimizi istismar ederek ülkenin doğusuna, Sivas'ın ötesine geçemeden siyaset yapıyorlar. Kimi partiler halkımızı hayali tehditlerle korkutarak, sanal korkuları, evhamları tedavüle sokarak yine ülkemizin belli kesimlerinden oy toplamanın gayretine giriyorlar. Kimi partilerse benim Kürt kökenli vatandaşlarımın, Doğu'daki, Güneydoğu'daki kardeşlerimin duygularını istismar ederek, sadece Türkiye'nin belli bir kesimine hitap ederek, Sivas'ın batısına geçmeyerek siyaset yapmanın mücadelesini veriyorlar."
Bu üç siyaset tarzını da AK Parti'nin reddettiğini ve elinin tersiyle ittiğini belirten Erdoğan, "AK Parti, istismar siyasetine asla tenezzül etmemiş ve bütün samimiyetiyle milletin karşısına çıkmıştır" dedi.
"DİRENİŞLE KARŞILAŞTIK"
Bu nedenle 29 Mart seçimlerinde partisinin, ülkenin 7 coğrafi bölgesinde de birinci olduğuna işaret eden Erdoğan, AK Parti'nin 81 ilde halktan teveccüh gördüğünü ve yüzde 20 oy oranının altına düşmediğini söyledi. Diğer siyasi partilerin çok çok geride kaldığını dile getiren Erdoğan, 6,5 yıl boyunca Türkiye'nin hangi kronik meselesine el atarlarsa, çözmeye çalışırlarsa çalışsınlar belli bir direnişle karşılaştıklarını ifade etti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bazen bürokrasidir, bazen siyasettir. Siyasetçi de önünüzde ciddi bir engel olabiliyor. Çıkar çevreleri olabiliyor, hukuk dışı örgütlenmeler olabiliyor, hukuksuzluk olabiliyor, Ergenekon'da olduğu gibi... Bazen tamamı bir araya geliyor iş birliği, el birliği yapıyor ve üzerine üzerine geliyor. Çünkü Türkiye'nin sorunları var ama bir de bu sorunlardan beslenenler var. Bu sorunlardan kendilerine türlü çıkarlar sağlayanlar var. Hangi sorunu çözmeye kalkarsanız birilerinin kuyruğu acıyor ama biz ne dedik hani Mehmet Akif demiş ya 'Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz/ Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz/ Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz/ Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz.' İşte biz de 'milletimizden icazet aldık, milletimizden emanet aldık, arkamızda milletimiz var' dedik. 'Bu kararlılıkla Bingöl'ün, Bitlis'in, Diyarbakır'ın, Ankara'nın, İstanbul'un, Yozgat'ın, Çankırı'nın, Rize'nin, Artvin'in yükünü omuzlarımızda hissettik ve bu kararlılıkla bu yola devam ediyoruz' dedik."
"HİÇBİR ENGEL KARŞISINDA YILMAYACAĞIZ"
Hiçbir engel karşısında yılmayacaklarını belirten Başbakan Erdoğan, hiçbir engelleme karşısında da vazgeçmeyeceklerini söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kimi zaman yalanla geldiler üzerimize, iftirayla geldiler. Kimi zaman hukuk dışılıkla geldiler, hukuku çiğneyerek, hukuku kendilerine göre evirerek çevirerek geldiler; çeteyle geldiler, mavzerle geldiler, terörle teröristlerle geldiler. Hiçbirisine eyvallah etmedik, Bingöllü de etmedi. Hiçbirinin karşısında eğilmedik, bükülmedik; eğilmeyeceğiz, bükülmeyeceğiz. Doğruyu her zeminde, her yerde savunduk. Doğrunun ışığından hiç ayrılmadık, hiç ayrılmayacağız. İşte şimdi de tüm samimiyetimizle, açık yüreklilikle, art niyetsiz bir şekilde Türkiye'nin kanayan yaralarını tedavi etmenin gayreti içindeyiz. Terör bitsin istiyoruz, akan kan dursun istiyoruz. Gencecik fidanlar artık toprağa düşmesin istiyoruz. Ocaklar sönmesin analar yavruları için ağıt yakmasın istiyoruz. Doğu ve Güneydoğu'daki illerimiz kalkınsın, buradaki illerimizin, insanlarımızın batıdakilerden fırsat ve imkanlar noktasında hiçbir farkı kalmasın istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki insan masumiyetine kastederek netice almak beyhude bir uğraştır. Lanetli bir yöntemdir. Bugünün dünyasında yeri yoktur, olamaz. Terörle şiddetle, öldürmekle hiçbir davaya hizmet edilemez. Hiçbir meşru hedefe ulaşılamaz. Hiçbir hak, en temel hak olan yaşama hakkını ortadan kaldırma gibi bir yöntemle elde edilemez.
"TERÖR, KARDEŞLİĞİN DÜŞMANIDIR"
Terör, insanlığın da hukukun de demokrasinin de kardeşliğin de düşmanıdır. Terörün çıkmaz bir yol olduğunu görmek, bu yanlış yoldan dönmek en doğrusudur. Çünkü biliyoruz ki yıllarca terör ortamının olumsuzluklarından beslenenler, güç devşirenler, menfaat sağlayanlar oldu. En önemlisi de terör ortamının devamını çözüm gayretlerinin önüne bir duvar gibi çektiler. Terör odaklarını bir engel olarak koydular.
Hükümet olarak her konuda çözümden yana olduk. Kronik sorunların çözümü için güçlü bir siyasi irade ortaya koyduk. Bazı sorunların mutlak bir çözüm yolu olmayabilir ancak önemli olan çözüm süreçlerini başlatmak, samimiyetle gayret göstermektir. Sorunları hafifletmek, çözüm yoluna koymak, meseleleri yumuşatmak olması gerekendir. Terörle mücadele 71,5 milyon vatan evladının ortak meselesidir. Ülkemizde kimlik siyasetini öncelikli mesele haline getirmek bu ülkeye ihanettir diye düşünüyorum. Biz ülkemizde Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Zazasıyla, Çerkeziyle, Abhazasıyla tüm vatan evlatlarını 'yaradılanı yaradandan ötürü severiz' anlayışıyla seviyoruz. Hiçbir vatandaşıma farklı mesafede bulunamam, bunu da ihanet kabul ederim. Hepsine aynı mesafedeyim. AK Parti iktidarı hepsine eşit mesafededir."
"SİHİRLİ FORMÜLLER YOK"
Onun için Türkiye'nin doğusundan batısına kalkınma hareketini başlatırken bunu hedef aldıklarını anlatan Erdoğan, "Hiçbir zaman çözümsüzlüğü çözüm olarak görmedik, hiçbir zaman sorunlara gözümüzü yummadık. Çözüm süreçlerini baltalamak isteyenlere karşı herkese düşen sağduyuyu, fazileti, iyi niyeti ortaya koymaktır. Bütün siyasi partilerden biz bunu bekliyoruz. Diyoruz ki (herkes sorunun değil, çözümün bir parçası haline gelmek, çözüm süreçlerine katkıda bulunmak, sorumluluk duygusuyla hareket etmek durumundadır)" dedi.
"Ortada sihirli formüller, geceden sabaha gerçekleşecek mucizeler yok" diyen Erdoğan, ama bir çözüm iradesinin var olduğunu kaydetti. Erdoğan, "İyi niyet var, samimi bir gayret var. Sorunları ertelemeyen bir anlayış var. İşte bunun için diyoruz ki önümüzdeki dönemde herkes sorumluluk bilinciyle, itidalle, sabırla pozitif bir bakış açısıyla hareket ederse aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Her meselede demokrasinin, hukukun, kalkınmanın mücadelesini veriyoruz" diye konuştu.
YALNIZ DİKKAT EDİN"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kanı durdurmak, bölgeyi huzur ve istikrara kavuşturmak konusunda son derece kararlı olduklarını belirterek, "Yalnız dikkat edin, muhalefet sadece terör örgütünden gelmiyor. Ankara'dan başını uzatamayan siyasetçiler, çözümü engellemek, çözümü kör düğüme çevirmek için tarihi rolleri yeniden üstenmiş durumdalar" dedi.
Erdoğan, Bingöl Şehir Stadı'nda partisinin il kongresinde yaptığı konuşmada, Doğu ve Güneydoğu'ya iktidarları döneminde gerçekleştirilen yatırımları anlattı. 6,5 yılda bölgeye 12,5 katrilyon lira yatırım yaptıklarını belirten Erdoğan, bölgenin artık üniversitesi olmayan ili kalmadığını ifade etti.
"Tunceli'de üniversite var mı?" diye bazı kesimlerin sorduğunu, artık bunun da gerçekleştiğini anlatan Erdoğan, kendilerini eleştiren, "dikili ağacı olmayanların", "AK Parti'nin diktiği ağaçların gölgesinden faydalandığını" söyledi.
Bu bölgenin gelişmesi için çaba sarf ettiklerini, dünyanın her yerinden öğrencilerin gelip buralarda eğitim görmeleri için çabaladıklarını dile getiren Erdoğan, "Bizim aşkımız bu. Demokrasi, insan hakları, siyasi ve kültürel haklarda tarihi nitelikte açılımlar yaptık. En son TRT 6, Kürtçe olarak yayına başladı. Bunlar cesaretle atılmış adımlar. İşte bunlar kültürel bazda atılmış adımlar" dedi.
Kimsenin bugüne kadar bunlara inanmadığını ama kendilerinin bunları gerçekleştirdiğini ifade eden Erdoğan, ülkenin dört bir yanını duble yollarla döşediklerini kaydetti. Okullar, hastaneler yaptıklarını anlatan Erdoğan, kısa bir süre sonra da Bingöl de modern bir devlet hastanesi açacaklarını bildirdi.
"İSTİSMAR ZEMİNİNİ YİTİRENLER PANİĞE KAPILDILAR"
Tüm bu adımların ardından, daha önce söz ettiği "odakların, istismar zeminini yitirdikleri için paniğe kapıldıklarını" ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Onlar, kardeş kavgası istediler. Ama bunu başaramadılar. Bunun için paniğe kapıldılar. Yolsuzluk istediler, ama yolsuzluk azaldıkça paniklediler. İstikrarsızlık istediler, bölge istikrara kavuştukça paniklediler. Emniyetsiz bir ortam arzuladılar, bölge huzura kavuştukça paniklediler. Şimdi çözüm konusunda sonuca çok daha yakınız. İnşallah önümüzdeki hafta içerisinde bir basın toplantısıyla gerek istihdam gerekse yeni yatırımların teşvikiyle ilgili bir açıklamamız olacak. Bütün bunlarla birlikte bölgemizde yeni bir dönemi aşkla, heyecanla sürdürmek istiyoruz. Kanı durdurmak, bölgeyi huzur ve istikrara kavuşturmak konusunda son derece kararlıyız.
Ama şimdi de provokasyonlarla bu işi engellemenin gayreti içindeler. Mayınlarla, kalleşçe saldırılarla bu ülkenin güvenlik güçlerini hedef alarak süreci baltalamak istiyorlar. Buna da izin vermeyeceğiz, inanıyorum ki en başta bu bölgede yaşayan kardeşlerim, bu provokasyonlara alet olmayacak. Bingöl, Perşembe günü sevgili evladımız Özkan Dumlu'yu, şehidimizi, Ulu Cami'den son yolculuğuna uğurladı. Bütün Türkiye ile birlikte Bingöl de şehidine, şehitlerine ağıtlar yaktı. Kendisine bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Acılı ailesine, Bingöl'e, milletimize baş sağlığı diliyorum.
Biz artık bu acıları yaşamak istemiyoruz. Yurt içinde de Kürt kökenli vatandaşlarımızın tümünü terörizmle bağdaştıran zihniyeti, psikolojik duvarı yıkmanın mücadelesini veriyoruz. Kürt kökenli vatandaşlarımız anıldığı anda terörün anılmasını istemiyoruz. Yalnız dikkat edin, muhalefet sadece terör örgütünden gelmiyor. Ankara'dan başını uzatamayan siyasetçiler, çözümü engellemek, çözümü kör düğüme çevirmek için tarihi rolleri yeniden üstenmiş durumdalar. Benim iki sene, üç sene, dört sene önce söylediklerimi bugün söylemeye başlayan siyasetçiler var. O gün söylediğim zaman, o gün farklı yaklaşanlar, benim o gün söylediklerimi şimdi söylemeye başladılar. Yeni mi uyandınız? Neredeydiniz bu güne kadar? Zihinlerinde, lügatlarının da ne kadar kin dolu olduğunu görün. Ne kadar kin dolu kelime varsa görün diye söylüyorum. İhanet gibi, gaflet gibi, bölücülük gibi kolay kolay ağza alınmayacak kelimeleri adeta ağızlarına sakız ettiler. Ben bunları söylediğim zaman bana böyle hitap ettiler. Böylesine seviyesiz bir siyasetle, böylesine düşük bir siyasi profilin, böylesine yakışıksız siyasi üslup, bizim siyasi tarihimizde hiç olmamıştır."
SURİYE SINIRINDAKİ MAYINLARIN TEMİZLENMESİ
Şimdi benzeri bir davranışın Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesine ilişkin yasal düzenleme de yaşandığını anlatan Erdoğan, "O bölgenin mayınlardan temizlenerek, ülkemizin çıkarlarına, milletin çıkarlarına getirelim diye attığımız adıma karşı neler söylemediler. 'Burayı, İsrail'e verecek' dediler. 'Burayı, peşkeş çekecek' dediler. Bunları söylediler" diye konuştu. Bununla ilgili Salı günü yapılacak AK Parti TBMM Grup Toplantısında geniş bir değerlendirmesi olacağını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz yaptığımız işi inanarak, bilerek yapıyoruz. Bütün değerlendirmeleri A'dan Z'ye yaptık. Olumlu bir yaklaşım söz konusu değil, her zaman engellemek, her şeyle. Sadece olay, Suriye sınırı değil. Suriye tarafında mayınlı bölgeler yok. Bakın Suriye dün, 20-25 yıldır orada mahkum bulunan 4 vatandaşımızı, Cumhurbaşkanımızın ve şahsımın ricaları sonucunda serbest bıraktı. Dün onlar da ailelerine kavuştular. Bu iyi niyetler, karşılıklı dayanışmalar bu neticeleri doğurmaya başladı. Kinden, nefretten bir şey olmuyor. Bunu uluslararası düzeyde başarıyoruz da kendi ülkemizin içerisindeki siyasilerle başaramamanın sıkıntısını yaşıyoruz. Aynı parlamentonun çatısı altında, bunu başaramamanın sıkıntısını çekiyoruz. Sürekli engellemek, kanunları çıkarmamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bunlar ülkeye hizmet değildir. Bunlar vatana hizmet değildir. Engellemek suretiyle bir yere varılmaz. Bugün kaynakların çeşitlendirilmesi noktasında sistemler var. Bu sistemleri değerlendirmek zorundayız. Ama bunlar geçmişte bunların hiçbirin yapmadılar, yapamadılar. İktidar oldular, sorun bunları ne yaptılar. Cevapları yok. Ama bunları da aşacağız. Demokrasi, hukuk içinde bunları da geride bırakacağız."
Yıllar öncesine göre, Türkiye'nin çok daha ileri noktalara eriştiğini belirten Erdoğan, ülkenin değişmeye başladığını söyledi. Eğitimdeki, sağlıktaki ilerlemelere işaret eden Başbakan Erdoğan, tüm bu yapılanlara rağmen araya nifak sokmaya çalışanların olduğunu, ama bunlara fırsat verilmemesi gerektiğini kaydetti.
Huzura ve istikrara vurgu yaparak, hayallerin gerçekleşeceğini ifade eden Erdoğan, AK Parti'nin bu hayalleri gerçeğe dönüştürmek için çalıştığını bildirdi.
"GÜN BİRLİK VE BERABERLİK GÜNÜDÜR"
"Gün birlik ve beraberlik günüdür" diyen Erdoğan, "Birliğimize, kardeşliğimize, muhabbetimize gölge düşürmeye, huzurumuzu, selametimizi sabote etmeye çalışanlara asla fırsat vermemeliyiz. Bugün her zamankinden daha çok birbirimize kenetlenmeliyiz. Biz bu aziz milleti seviyoruz, bu güzel ülkeyi seviyoruz. Bu vatanı, bu bayrağı aynı hisle bağrımıza basıyoruz" dedi. Bingöl'e yapılan yatırımlarla ilgili bilgiler de veren Erdoğan, yatırım planları çerçevesinde ile bir havaalanının yapılması için gerekli çalışmaların başlatıldığını bildirdi. Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz'a bakanlık görevi verdiklerini, bunun da ile verilen önemin göstergesi olduğunu anlatan Erdoğan, millete efendi olmaya değil, hizmet etmek için iktidara geldiklerini ifade etti.
Kendileri için makamların, mevkilerin, koltukların gelip geçici olduğunu kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
"Asıl olan eser üretmek, hizmet etmek, gönül kazanmaktır. Bir gün bu makamlardan ayrıldığınızda ardınızda hoş bir seda bırakmaktır amaç. Şairin dediği gibi, baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş meğer. Biz bunun peşindeyiz. Bizim için milletimizin hayır duasını almaktan, gönlünü kazanmaktan daha büyük bir mutluluk olamaz. Çünkü biz dertli bir partiyiz, milletin derdiyle dertlenmiş bir kadroyuz. Biz bugüne kadar bu gayretle bu yola devam ettik. Ülkemizin en batısından, en doğusuna, en kuzeyinden, en güneyine bu anlayışla hizmete devam ettik. Bundan sonra da bu kararlılıkla bu yola devam edeceğiz. 81 vilayetimizin huzuru, 71,5 milyon vatan evladımızın huzuru için aynı aşkla, sevdayla bu yola devam edeceğiz.
Milletin emanetini bugüne kadar yere düşürmedik. Bundan sonra da düşürmeyeceğiz. Türkiye'nin menfaatlerini sıkı sıkıya koruyacak, kıyasıya savunacağız. Benim her bir arkadaşım bu harekete yüreğini koymuş. Her bir gönüldaşım, teşkilatımın her bir mensubu bu anlayış içinde oldu. Bundan sonra da bu anlayışla yolumuza devam edeceğiz. Şunu da açık yüreklilikle ortaya koymak zorundayız, eğer bu hareket içinde, kadrolarımız içinde kendisini yorgun, bitkin, tükenmiş hisseden arkadaşlarım varsa onlar kenara çekilsin dinlensinler. Eğer heyecanını kaybeden, coşkusunu kaybeden, azmini ve kararlılığını tüketenler varsa onlar arkalarından gelene yol versinler. Eğer kalbinde, yüreğinde, ruhunda, zihninde bu harekete ilişkin bir şüphe hissetmeye başlayanlar varsa onlar kendilerini sorgulasın. Zira biz, diğer siyasi partilerden çok farklıyız. Açık söylüyorum, bu partiden yozlaşma bekleyenler, beyhude beklerler. Bu partinin zamanla yıpranacağını düşünenler boş düşünürler. İktidarın bu partiyi yoracağını, yorgun düşüreceğini zannedenler hayal kırıklığına uğrarlar. Biz her yeni günle birlikte yeniden doğarız, yeniden tazeleniriz. Biz her ulaştığımız zirvede yola yeniden devam ederiz. Ulaşacak yeni zirvelere yöneliriz." Erdoğan, kongrenin yapıldığı stadyuma AK Parti'ye ait otobüsle gelirken, çocuklara oyuncak dağıttı. Erdoğan, daha sonra Bingöl Valiliği'ne geçti. Erdoğan, burada Vali İrfan Balkanlıoğlu'ndan ilin sorunlarına ilişkin bilgi aldı.
Ajanslar
Etiketler: Recep Tayyip Erdoğan Ak Parti Bingöl Suriye Ergenekon