TRT'de yayımlanan Ayrılık dizisiyle başlayan Türk İsrail gerginliği tırmanıyor. İsrail, veto ettiği dizinin 'kin ve nefteri' körüklediğini iddia ederken, TRT ise dik duruş sergiliyor. 'Politik kriz' mağduru olduğunu savunan dizi ekibi ise üzgün. Onlara göre, bu çekişme 'dünya çapında Ağlama Duvarı ve Mescid-i Aksa'da film ya da dizi çeken ilk ekip' oldukları gerçeğini baltalamış bulunuyor.
BÜYÜK BİR EMEK VAR
Bugüne kadar pek çok uluslararası yapımda çalışan Ayrılık dizisinin yurtdışı yapım prodüktörü Kaan Acemi, sessizliğini bozdu. Söze, "Ortada büyük bir emek var ama olayın politik tarafı konuşuluyor" diye giren Acemi, "Oraya gitmeden 2 ay önce çalışmalara başladık. İlk olarak İsrail'de prodüksiyon şirketi aramaya başladık. Deneyimli ve en iyileri araştırdık. Bir tanesinde karar verdim. Şu an adını vermeyelim çünkü zor durumda kalabilirler. İsrail'de bu işi yapan çok büyük bir şirket bu. Çekeceğimiz diziden bahsettik. Bütün ayrıntıları biliyorlardı'' dedi.
"BİLİYORLARDI"
Teknik malzemeleri de Türkiye'den götürdüklerini belirten Acemi, "Çekim izni için İsrail Konsolosluğu'na başvurduk. Orada çekim yapacağımızı, TRT adına çalıştığımızı söyledik. Kimse bize içeriğini sormadı. İzinlerimizi aldık ve orada 3 gün kaldık. Filmdeki çocuğun öldürülmesi sahnesi Türkiye'de çekildi" diye konuştu. Ağlama Duvarı ve Mescid-i Aksa'da dizi veya film çeken ilk ekip olduklarını belirten Acemi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Daha önce belgesel ve röportaj şeklinde yüzeysel çekimler yapılmış. Ancak, İsrail'e gidip oyunculu bir şekilde çekim yapan ilk biziz. Bir Amerikan projesi için daha önce Ağlama Duvarı'nın önünde çekim için izin istenmiş ama alınamamış."
KAPIDAN ALMADILAR
Acemi çekim sürecini ise şöyle anlattı: "Önce uzaktan genel çekimlerimizi yaptık. Daha sonra görüntü yönetmeni Alper Derli ile elimizi kolumuzu sallaya sallaya Ağlama Duvarı'na ulaştık. Kamerayla giriş yaptığımız an, yanımızda İsrail televizyonu da vardı. Hahamlar ibadetlerini gerçekleştirirken bütün sahnelerimizi çektik. Bin tane kamerayla güvenliği sağlanan 300-400 polis ve sivil polisin olduğu bir yer. İzin almış bile olsak onlar bize engel olabilirdi. Şansımız da yaver gitti ve çektik. 10 metre yaklaştık duvara. Ertesi gün Mescid-i Aksa'yı çektik. Oranın dış güvenliği İsrail polisinde, iç güvenliği ve işletimi Arap Vakfı'nda. Önce almadılar bizi içeri. Dört kapısını da tek tek denedim, kamerayı görünce, girişe izin vermediler. Dördüncü kapıda Türk olduğumuzu öğrenen polisle muhabbet ederek giriş yaptık. İlk önce Mescid-i Aksa'nın içini, sonra dış sahneleri çektik ve çıktık. İkinci bölümde var bunlar. Kudüs'te biraz şans, biraz kısmet, biraz çene kuvvetiyle çekimlerimizi bitirdik."
'BAŞARI, KAYNADI!'
Kendilerini politik tartışmaların ötesinde tuttuklarını belirten Acemi, "Benim üzüldüğüm şey, orada ilk defa çekim yapan bir ekibin bu başarısının göz ardı edilmesi. Kaynadı gitti. Ne yaparsanız yapın, bazı devletler arasında bu tür olaylar çıkmıştır. Bu problem yine çıkacak. Emeğimizi göz ardı etmesinler. Millet para verdi çekemedi o görüntüleri" dedi.
ARTIK ORAYA BİZİ ALMAZLAR
Kaan Acemi, Filistin tarafındaki çekimleri de anlattı: "İlk iki gün İsrail ayağını çektik. Alper'le Filistin görüntüleri almaya gittik. Uzaktan görüntüler, hastane sokak gibi... Bir minibüs kiraladık oradan bir yapım grubu bulduk. Filistin tarafına geçerken çok tehlikeli bir yerden geçtik. Yan yana köyler var biri İsrail biri Filistin köyü... Hem Hamas, hem de fanatik Yahudiler'in saldırıları oluyormuş. Min Ramallah'ı tepeden gören bir yerden genel görüntüleri aldık ve gizli çekim yaptık. İşimiz bittiğinde havaalanında kasetleri ayrı ayrı saklayıp geçirdik." Acemi'ye "Bundan sonra İsrail çekimi var mı?" diye sorduk, "Yok. Olsa da almazlar herhalde bizi oralara. Dizinin yayınlanmasından sonra o bölgedeki güvenlik görevlileri ceza almıştır herhalde" diye cevap verdi.
(SABAH)