Cemaat Camide, Hizmet Belediyede Güzel

Dini dalından değil tezgahtan almayı seviyoruz. Sanki akşam pazarında ucuzuna talip olduğumuz bir şey oldu din.

Esra Elönü/ İnsan büyüklüğünde acizleriz. Allah’a varmak için illa bir dahili hat arıyoruz. Bir sekretarya, bir numarası olsun istiyoruz. Toplu kopya çekmeyi ve toplu tenefüse çıkmayı seviyoruz. Veli toplantımız olsun hoca gelsin imanımıza artistik notlar versin istiyoruz. Azrail karşısında yapacağımız reveranslardan tutun da teslimiyet cv’sinde bilmem kimin referansını inanmanın üstüne koyacak kadar. Dini dalından değil tezgahtan almayı seviyoruz. Sanki akşam pazarında ucuzuna talip olduğumuz bir şey oldu din. Çürük de olsa torba torba taşımayı seviyoruz işte. Melamet hırkasını bile marka giymek cazip. Vitrindekini beğenip kabinde deneme derdimiz olduğundan, Ezan cevapsız çağrı, camiler de seyrek saf merkezi olarak kalıyor. Biz marka arıyoruz, dine barkod basıp jelatine saranı yüceltiyoruz. Başkasının vird rüzgarında günah kurutmaya çalışan nitelikli kurnazlar olduğumuz cayır cayır ortada. . Sadelik bizi çıldırtıyor inanırken de yürüyen meyve tabağı gibi çeşit olmaya tav oluyoruz. Din, sezon indirimini haber veren mahalle hafiyelerinin anlattığı bir şey değil. Din Allahın senin için yazdığı bir konuşma metni ya da yaşam repliği. Camide cemaat olup, kardeşinin çorabındaki yırtığı görmeden, sağa selam verirken omzundaki dünya yüküne bir dualık el atmadan kardeş kalamayız ki. Kibri kurşuna dizen en sert dua alçalmadan alçak gönüllü olmaktı bildim. Secde alnı vicdanla karışlayan susturucuydu sustum. Dünya ölü doğmak için konforlu yalanlar fabrikası. Tarifini yeni öğrendiğim öfkemi günahla pembeleşinceye kadar izledim Elini sol tarafına götürdüğünde oturtacak bir kalbin olsun ki Rabbin temiz yarattığını şeytanın nefesiyle dağlama. Öfkelisin avucunda bir güvercin varmışçasına yumruğunu Dünya için sıkma. Haset etme Rab sende olmayanı başkasına verdiyse başkasında olmayanı da sana verecektir bekle ki sabrın öğüttüğü insan olasın. Payına düşenle kalk! Payına düşenin bile cömerti ol ki yoksulun duası her yiğide nasip olmaz. Yokuş yukarı yürüyen yavaş gölgelerle kendi dinçliğini sına ki onlar yaşlılardır rab onları rahmetiyle buruşturup atmaz . Yüzündeki çizikleri Allah biriktirir beklerken kırışırsın aynaların yüzüne nasıl bakacağının derdine değil rabbin yüzüne nasıl bakacağını düşün ki o zaman yaşlanmayı da seversin. Elin cebindeki yüzünden güçlüyse o gücün üstesinden gelecek kadar insan ol. Kibir soğuk savaştır, kazandığını zannettiğin kaybettiğinin ganimetidir. Böbürlenerek yürüdüğünde ayağının kursağından geçen ot bir gün gelir boğazına yapışır ölümünle özür dilersin ki insan ölene kadar yaşar. Kardeşinin ahı için kardeşinden af dilersin ama sende kalan hakkı için Allahtan af dileyeceksin. Kardeşinin ağıtını çek, feryadını dizginle, ihtiyacını sende var olanla şereflendir lakin hakkına çöreklenme. Ondan gelen fazlalık seni Allah'a eksik götürecektir ruh işlem hatası verecek kadar tarafsızdır unutma senin sandığın ruh da Allah taraftarıdır. İtibarın olabilir seni yerden yüksekte tutacak koltuklarda zamanı terletmiş de olabilirsin ama Allah doğruyu söyletecek dudakları herkese vermez sen alıcısı ol. Sadece malın ve zenginliğin adamı olanları onların karşısında eğilerek adam etme. Onurlu çıplaklığını onursuz elbiselerin kölesi kılma, kılma ki seni giydiğinle yargılamayacak olan Allah'ın eri olmak kolay değildir. Kardeşini kırma kırdığında dökülecek olan senin üzerinedir. Bu yükün taşıyıcısı olma. Kendimi katmadığım nasihatin tezgâhtarlığını yapmam. Öfkemiz yaşımızdan büyüktür yaşıt olacağımız merhametin kucağında büyümek üzere .. Vicdan ve merhametle cemaat ol..İnsan büyüklüğünde acizleriz. Allah’a varmak için illa bir dahili hat arıyoruz. Bir sekretarya, bir numarası olsun istiyoruz. Toplu kopya çekmeyi ve toplu tenefüse çıkmayı seviyoruz. Veli toplantımız olsun hoca gelsin imanımıza artistik notlar versin istiyoruz. Azrail karşısında yapacağımız reveranslardan tutun da teslimiyet cv’sinde bilmem kimin referansını inanmanın üstüne koyacak kadar. Dini dalından değil tezgahtan almayı seviyoruz. Sanki akşam pazarında ucuzuna talip olduğumuz bir şey oldu din. Çürük de olsa torba torba taşımayı seviyoruz işte. Melamet hırkasını bile marka giymek cazip. Vitrindekini beğenip kabinde deneme derdimiz olduğundan, Ezan cevapsız çağrı, camiler de seyrek saf merkezi olarak kalıyor. Biz marka arıyoruz, dine barkod basıp jelatine saranı yüceltiyoruz. Başkasının vird rüzgarında günah kurutmaya çalışan nitelikli kurnazlar olduğumuz cayır cayır ortada. . Sadelik bizi çıldırtıyor inanırken de yürüyen meyve tabağı gibi çeşit olmaya tav oluyoruz. Din, sezon indirimini haber veren mahalle hafiyelerinin anlattığı bir şey değil. Din Allahın senin için yazdığı bir konuşma metni ya da yaşam repliği. Camide cemaat olup, kardeşinin çorabındaki yırtığı görmeden, sağa selam verirken omzundaki dünya yüküne bir dualık el atmadan kardeş kalamayız ki. Kibri kurşuna dizen en sert dua alçalmadan alçak gönüllü olmaktı bildim. Secde alnı vicdanla karışlayan susturucuydu sustum. Dünya ölü doğmak için konforlu yalanlar fabrikası. Tarifini yeni öğrendiğim öfkemi günahla pembeleşinceye kadar izledim Elini sol tarafına götürdüğünde oturtacak bir kalbin olsun ki Rabbin temiz yarattığını şeytanın nefesiyle dağlama. Öfkelisin avucunda bir güvercin varmışçasına yumruğunu Dünya için sıkma. Haset etme Rab sende olmayanı başkasına verdiyse başkasında olmayanı da sana verecektir bekle ki sabrın öğüttüğü insan olasın. Payına düşenle kalk! Payına düşenin bile cömerti ol ki yoksulun duası her yiğide nasip olmaz. Yokuş yukarı yürüyen yavaş gölgelerle kendi dinçliğini sına ki onlar yaşlılardır rab onları rahmetiyle buruşturup atmaz . Yüzündeki çizikleri Allah biriktirir beklerken kırışırsın aynaların yüzüne nasıl bakacağının derdine değil rabbin yüzüne nasıl bakacağını düşün ki o zaman yaşlanmayı da seversin. Elin cebindeki yüzünden güçlüyse o gücün üstesinden gelecek kadar insan ol. Kibir soğuk savaştır, kazandığını zannettiğin kaybettiğinin ganimetidir. Böbürlenerek yürüdüğünde ayağının kursağından geçen ot bir gün gelir boğazına yapışır ölümünle özür dilersin ki insan ölene kadar yaşar. Kardeşinin ahı için kardeşinden af dilersin ama sende kalan hakkı için Allahtan af dileyeceksin. Kardeşinin ağıtını çek, feryadını dizginle, ihtiyacını sende var olanla şereflendir lakin hakkına çöreklenme. Ondan gelen fazlalık seni Allah'a eksik götürecektir ruh işlem hatası verecek kadar tarafsızdır unutma senin sandığın ruh da Allah taraftarıdır. İtibarın olabilir seni yerden yüksekte tutacak koltuklarda zamanı terletmiş de olabilirsin ama Allah doğruyu söyletecek dudakları herkese vermez sen alıcısı ol. Sadece malın ve zenginliğin adamı olanları onların karşısında eğilerek adam etme. Onurlu çıplaklığını onursuz elbiselerin kölesi kılma, kılma ki seni giydiğinle yargılamayacak olan Allah'ın eri olmak kolay değildir. Kardeşini kırma kırdığında dökülecek olan senin üzerinedir. Bu yükün taşıyıcısı olma. Kendimi katmadığım nasihatin tezgâhtarlığını yapmam. Öfkemiz yaşımızdan büyüktür yaşıt olacağımız merhametin kucağında büyümek üzere .. Vicdan ve merhametle cemaat ol.. Haber7

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Siyonistler suçüstü oldu!
Abdurrahman Dilipak: Kurbağa haşlaması sever misiniz?
Abdurrahman Dilipak: Bize yalan Söylediler
Mücahit Gültekin: Suriye Tartışmaları, "Kökü Dışarıda Olmak" Söylemi ve Politik Hafıza Üzerine
Abdurrahman Dilipak: Suriye İsrail’le karşı karşıya gelirse!