Cennet yolcusu olabilmek
Hz. Ömer(r.a) buyurur ki:
"Şüphesiz, sevgi temeli üzerine kurulan çok az aile vardır. Ancak insanlar evliliklerini ya İslami kaygılarla veya başka nedenlerle sürdürürler."
Bu gerçeği düşününce birçok ailenin mutlu bir hayattan mahrum olarak yaşadığını tahmin edebiliriz. Ailede mutluluğu tatmayan eşler, mutluluğu başka bir şey ile dolduramazlar. Kaderim böyleymiş diye suçu kadere yüklemeyelim. Ölümden başka her derdin ilacının yaratılmış olduğunu bilen aileler, ailedeki huzursuzluğu gidermenin çözümlerini de üretmelidirler.
Bu hafta yazımızda kısaca bu konuyu işleyeceğiz. Ümit ediyoruz ki ortaya koyacağımız çözümler gerektiği gibi kullanılırsa, ailede huzurun temelini atmış oluruz.
Şunu bilelim ki erkek de insandır, kadın da insandır. İnsan kelimesi erkeği de kadını da içine alır. İnsan denilince genelde akla erkek gelir. Kur"an erkeğe ayrı, kadına ayrı olarak hitap etmemiştir. Aynı anda inen ayetler hem erkeği ve hem de kadını muhatap almıştır.
Evli erkekler şu gerçeği düşünmelidir. Kadın ile erkek yaratılış açısından eşit, sorumluluklar farklıdır. Bu fark fazilete dayalı üstünlük değildir. Erkeğin sorumluluğu, ailesini eğitip, yönetmek ve nafakasını temin etme görevlerinden dolayı onu bir adım öne çıkarmaktadır.
Birbirlerine yabancı eş adayları arasında önemli olan bağ nikâhtır. Nikâhla yabancılık kalkar, ilgi, sevgi, merhamet başlar. Nikâhın netice ve bereketi için şuurunda olmak gerekir. Bunun için nikâhta iki şey önemlidir.
Nikâhın birinci bölümü akit, ikincisi ahittir. Akit: Eşler arasındaki hak ve sorumlulukların belirlenerek evliliğe karar verilmesidir. Ahit ise; erkeğin eşinin hukukunu koruyacağına dair söz vermesidir.
Evliliğe ilk adım atacak eşler, nikâhtaki akdi ve ahdi idrak ederek "aldım" ve "vardım" sözlerinin ne anlama geldiği şuurunda olarak nikâhı hak ettiği yere koyarlar.
Evin yöneticisi, reislik vazifesi ile hanım ve çocuklarına hizmet eder. Hizmet eden, hizmet ettiklerinin reisidir. Ev reisliği erkeğe paylaşma ahlakını kazandırır. Rol ve sorumlulukların farklılığı önde tutulmuş ve denge bozulmamıştır.
Aile huzuru için eşler arası uyum sağlanmalıdır. Kadın, eşine boyun eğerek değil, sevgi ve saygıyla itaat ederek onu tamamlar. Güzel ahlak ile bezenmiş olan bey, hanımına emredici değil, rica eden, sevinç-kederde görevleri paylaşandır.
Bugün kadınlarımıza siyasal, sosyal ve ekonomik alanlardaki üstlendiği birtakım vazifelerde haksızlık yapılmaktadır.
Kadının alacağı vazifeler, onun, yaratılış gayesine uygun olmalı, anne ve eşlik görevleriyle çatışmamalıdır.
Eğitim almak zorundaki bir kadının, eşi tarafından öğreniminin engellenmesi uygun değildir. Ya kendisi bu boşluğu dolduracak ya da imkân hazırlayacaktır.
Evde bulunan aletler, eşlerin birtakım görev ve rollerinde de değişikliğe sebep olmuştur. Eşler kendilerini yenilemez, okumaz, eğitim programlarına katılmaz, kitap ve sünnetten habersiz yaşayacak olurlarsa, evde huzur ve mutluluğun yolu kaybedilmiş demektir. Çare nikâh akdindeki akit ve ahit unutulmamalı ve icra edilmeliydi.
Eşler arasında haklıdan yana olmak gerekir. Erkek için her şeyi meşru görüp, kadına yasaklama getirmek yanlıştır.
İskelet vücut bulmadan, varlık ortaya çıkamaz. Evlilikte bu düsturlar gerçekleşmeden, huzuru yakalamak bir hayaldir.
Ailede eşler cennet yolcusudur. Bu yolda yürüyenlere başarılar dileriz.
akit