Erdoğan, 'ailemizin mensupları' diye tanımladığı Erdem Beyazıt, Hasan Doğan ve Ersin Faralyalı'nın ortaya koyduğu eserleri hatırlatarak onların kişilerini öücü sözler söyleyerek başladığı konuşmasında "Onların boşluğunu doldurmak kolay değil ama doldurmak zorundayız" dedi.
Erdoğan konuşmasını özetle şöyle sürdürdü:
" Türkiye önemli bir süreçten geçiyor ve hepimize sorumluluk düşüyor. Bu günü anlamak için içinde olduğumuz şartları bilmek gerekiyor. İçinden geçtiğimiz tarih süreceinde yaşadığımız sancılar ekonomik değişim ve gelişmenin doğal bir sonucudur. 150 yıllık değişim maceramız toplumdan gelen talep üzerine yeni bir safhaya doğru ilerliyor.
Ülkemizin değişimini algılamıyorlar. 1970'lerde nüfusun yüzde 70'ie köylerde, şimdi yüzde 70'i şehirlerde yaşıyor. Bu değişimi görmediler.
Türkiye yukarıdan aşağıya doğru değil, aşağıdan yukarıya doğru değişiyor. Toplumsal olaylar değişimin rotasını belirliyor. Bu rota, Atatürk'ün çizdiği rotadır.
Bizin AK Parti'yi kurduğumuz günden bu yana, bu değişimi yansıtan bir siyaset izliyoruz. Bize göre siyaset millete tepeden bakan bir üslup değil, siyaset toplumsal meşruiyetin dışında yürüyemez. Yalnızca siyesetçiler için değil, muhalefet için de yargı için de böyledir.
Milletin onayından geçmemiş bir milli menfaat tarifi yapılamaz. Bizim siyasetten anladığımız budur.
Son zamanlarda, parlamento çatısını yok farzedenler var. Siyasi partilerin varlığını Anayasaya rağmen bir kenara itme çabası içinde olanlar var. Bu sbir kez kuvvetler ayrılığı prensibine de aykırıdır.
Bu çatı gücünü korumak durumundadır. Bu çatının altına gelenler sallana sallana gelenler değildir. 70 milyon oraya sığmayız, ama 550 kişiyi vekil olarak göndeririz diyenlerin sesidir.
Toplum dışı bir mekanizma haline getirmek isteyenler nafile gayret içindedir.
Bu millet hukukun, özgürlükklerin evrensel prensiplerini istiyor. Bunların gölgelenmesini arzu etmiyor. Buna karşı çıkanlara, "Durun kenarda" diyor.
Biz sorunların çözümü peşindeyiz. Mulafetetten de bunu bekliyoruz. Siyasetin konusu olmayanları siyasetin göündemine getirmenin kimseye bir faydası yoktur.
Yakın tarihimiz bunun açık örnekleriyle doludur. Gayri meşru arayışlardan Türkiye er ya da geç Türkiye kurtulmak durumundadır. Bu konuda bir şey varsa burada görev yargıya düşmektedir. Biz adli kolluk hizmeti verdik bunu yapıyoruz.
Eskisinden beri eksikliğinden şikayet edilen siyasi irade bizde mevcuttur. Medyaya da görev düşmektedir. Kurumlarımızı yıpratmamak bizim için çok önemli, onlar milletimiz için var.
AK parti kurulduğu günden bu güne kadar hukuka saygılı, önceliği insan olan bir çizgiyi takip etti. Bu kararlığımızı sürdüreceğiz. Milletimiz bize olan güveini boşa çıkarmayacağız. 81 vilayetimizin çıkarlarını aynı ciddiyetle koruyacağız.
Türkiye'yi çocuklarımızın gurur duyduğu bir ülke haline getirmek için çalışmaya devam edeceğiz. Bu ülkeyi seven herkesin ortak görev ve sorumluluğu da budur.
ÇETENİN AVUKATI DEĞİLİZ
Gelececekte bizi ayakta tutacak güç de budur.
Bir güncel bir gelişme olarak söylüyoruz. Biz mafyanın, çetenin ve çetelerin avukatı değiliz.
İtalya'da temiz eller yapıldığı zaman hayran bakanlar,. ülkeimzde bu adımlar atıldığında neden rahatsız oluyorlar. Acaba Başbakanın bildiği birşeyler mi var. Başbakanın bildiği şeyler var elbet. Hesap ondan soruluyor. En az senin kadar bilmesi gerekir.
Türkiye ekonomisine ilişkin sevindiren haberler almaya devam ediyoruz. Ama hala yalan yanlış haberler yaymayı sürüreneler var. Onun için bazı rakamları yeniden paylaşmak istiyorum.
Türkiye büyüyor, gelişor. 81 ili ve ilçesi ile geleceğe kararlı adımlarla yürüyor. Sene 1923 ve sene 2008. Bunun 5.5 yılında biz varız. Biz hiçbir zaman Türkiye'nin bütün sorunlarını çözdük eddiasında hiç olmadık. Son dece şeffaf bir şekilde hedeflerimizi ortaya koyduk.
2008'in ilk çeyreğinde Türkiye yüzde 6.6 büyüdü. Tam 25 çeyrektir büyüme başarısını gösterdi. Bizden önöceki 10 yılda büyüme ortalaması yüzde 3, 5 yıldaki büyüme ortalaması yüzde 6.7.
Milli hasılayı 659 milyar dolara yükselttik. Bu rakam yıl sonunda 10 bin doları aşmış olacağız. Bunlar bizim kararlılığımızın sonucudur. Dünyaya açık bilgileri toplalamızın bir sonucu. Bu sevindirici bir gelişmedir.
Bu gelişmeler sadece bir başlangıç. Bunun için çalışıyoruz, bunun için gayret ediyoruz. Gelirken yoksulluk, yasaklar olmasın istedik. 3 Y'ye savaş açtık.
İşsizlikte, fazlerde, üretim ve yatırımda, ihracatta bugünden daha iyi seviyede olmalıyız. Sana lgerilimlerle vaktimizi heba etmiyoruz. Biz karamsarlık üreten siyaset tarzına prim vermiyoruz. Türkiye'yi ve dünyayı addım adım dolayıyoruz.
2002'de biz geldiğimzde Türkiye'nin ihracatı 36 milyar dolardı, Haziran ayından geriye dönük 12 aylık ihracatımız 124 milyar dolara ulaştı. 5.5 yılda ihracatımız 3 kattan fazla arttı. Bunu görmek istemeyenler var.
Türkiye'inn potansiyeli budur. Biz Ankara bunu konuşsun istiyoruz. Biz istiyoruz ki 124 mimlar dolar az desinler, 200, 250 milyar dolar olsun desinler.
Allah aşkına yol gösteren oldu mu, öyle bir hazırlıkları yok ki. Bunların meseleleriyle ilgili bir projeleri yok. Engelleme ve gerilim üzerine çalışıyorlar.
Bunlardan katkı, teşekkür beklemiyoruz. Milletimiz zamanı geldiğinde sandıkta ifade ediyor, yine edecek.
Devletin borç stoku noktasında açıkladığı rakamlar komik. neler söylüyorlar. Devletin resmi rakamları ile ortaya koydum. Açın Hazine'nin web sayfasını orada var. 2005'ten itibaren borç stokumuz geriledi. 2004'te 274 milyar dolan olan borç 270'e, 2005'e 258'e, 2007'de de 248 milyar YTL oldu.
Bu yılın ilk üzç çeyreğinde indi ve 247 milyar YTL'ye igeriledi. GSYİH'ya bakacaksınız Bu oran yüzde 42.9 idi. Şimdişimdi yüzde 29'a kadar geriledi.
Benim oğlum bina okur döner döner yine okur.
Şirket sayısı 25 bin açıldı, 4698 şirket kapandı. 2008'nin ilk 5 ayında satılan otomobil sayısı 136 bin adet. Estirien karamsarlık havasına rağmen insanlar buna innanmamış.
Tüplu Konut konut yetiştiremiyor. bire 7, bire 8 başvuru var.