CHP: Erdoğan hukuku katletmiştir

Meclis'te telekulak iddiaları tartışıldı. CHP'li Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın hıkuku katletmekle suçlarken, DTP ise 'Dinlemeler siyasi şantaj olarak kullanılıyor' dedi.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kııçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yasaya aykırı bir uygulama yaparak yasadışı dinlemelere ortam hazırladığını iddia ederek, ''Yargıtay kararı ortaya çıktıktan sonra Emniyet Genel Müdürlüğü onayını kaldırdınız mı, kaldırmadınız mı? Eğer bunu kaldırmadıysa Sayın Başbakan hukuk sistemini katletmiştir'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında verdikleri soruşturma önergesi üzerinde, önerge sahibi olarak yaptığı konuşmada, haberleşme gizliliğinin ihlal edildiğinin Türkiye'de öteden beri gündemden düşmeyen bir konu olduğunu, konunun geçmiş yıllarda da Meclise geldiğini anlattı.

TBMM'de 1997 yılında kurulan Araştırma Komisyonunun raporunda, ''telefonların yasadışı şekilde dinlendiği yolunda yaygın kanaat gözlemlendiği, ancak kanıt elde edilmemiştir'' denildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, o gün yapılan çalışmanın sonuçsuz bırakıldığını ifade etti.

Konuyla ilgili olarak Meclisten bir yasa çıkarıldığını, bunun temel noktasının dinleme olay ve olgularının, hukuk devletine özgü bir yapıda gerçekleşmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Yasayı, Parlamento bu şekilde çıkarmakla birlikte yürütme organı ve Sayın Başbakan, bu yasaya aykırı bir uygulama yapmıştır ve yasadışı dinlemelere ortam hazırlamıştır. Diyeceksiniz ki bu nasıl oluyor? Bu mahkeme kararıyla da Yargıtay kararıyla da sabit hale gelmiştir. Önce Emniyet Genel Müdürlüğü Türkiye genelinde bir izleme yetkisi almıştır. Arkasından Jandarma Genel Komutanlığı yine Türkiye genelinde bir izleme yetkisi almıştır. Yargı kararlarına ve yapılan başvurulara baktığımızda, telefonu dinlenecek kişi yok, telefon numarası yok, kimler olduğu belli değil. Ama Türkiye genelinde sanki herkes teröristmiş, sanki herkes yasadışı bir örgütlenmenin içindeymiş gibi o mantıkla izlemeye alınmıştır. Parlamentonun vermediği bir yetkiyi, yürütme organı nasıl bu kadar yasalara aykırı olarak kullanabilir?''

Kılıçdaroğlu, AK Parti'li milletvekillerinin kendisine laf atması üzerine, ''Bakın, topu yargı organına atmaya gerek yok. Bizim muhatabımız yürütme organıdır. Yürütme organından birisi çıkar, 'ben yasadışı izlemeyle ilgili olayı hazırlayanlar hakkında soruşturma açtım' der mi, diyecek mi? Bekliyoruz...'' diye karşılık verdi.

Jandarmanın aldığı yetkiden sonra, Telekomünikasyon Kurumunun bunun yasaya aykırı olduğu iddiasıyla Adalet Bakanlığına başvuruda bulunduğunu, Adalet Bakanlığın da ''kamu yararına'' bozulması için dava açtığını anlatan Kılıçdaroğlu, bunun Yargıtay kararıyla kesinleştiğini savundu.

''HEM ATAMA HEM DENETİM YETKİSİNİ ELİNDE BULUNDURAN BAŞBAKAN...''

Kılıçdaroğlu, ''Telekomünikasyon Kurumu kime bağlı, Kurumun Başkanını kim atar? Yasada, Kurum doğrudan Başbakan'a bağlı ve Başbakan atıyor. Diyeceksiniz ki bu kadar önemli bir görevde sadece Başbakan değil; Cumhurbaşkanı onayı da var. Maalesef yok. Cumhurbaşkanı bu atama sisteminde dışarıda tutulmuş'' dedi.

Başbakan'ın, atamanın yanı sıra denetim yetkisine de sahip olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, ''Hem atama hem denetim yetkisini bir kişi elinde bulundurursa, arada demokrasiden, hukuktan, insan haklarının korunabileceğinden söz edebilir misiniz? Böyle bir anlayış olabilir mi?'' diye konuştu.

Düzenlemenin görüşmeleri sırasında eksikliklerine dikkati çektiklerini, ancak bunun kabul görmediğini anlatan Kılıçdaroğlu, yasanın Anayasa Mahkemesinin gündeminde olduğunu hatırlattı.

Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, Telekomünikasyon Kurumunun başvurusu ve Adalet Bakanlığının itirazı üzerine verdiği karara işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''Bu karar ortaya çıktıktan sonra Emniyet Genel Müdürlüğünün de aynı konuda bir onayı var. Başbakan, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı harekete geçti mi? Hayır. YARSAV'ın başvurusuna Bakan'ın verdiği yanıtta, konunun incelendiği söyleniyor. Konunu incelenmesi bir yana bu izni alan Telekomünikasyon Kurumu acaba niçin Emniyet Genel Müdürlüğü için Adalet Bakanılığına başvurmamış da sadece Jandarma için başvurmuş? Bu çok önemli bir konu. Biz bunun yanıtını Sayın Bakan ve Başbakan'dan bekliyoruz. Madem Sayın Başbakan, olayın bu kadar içerisindedir, o zaman bunun sorumluluğunu sırtında taşımak zorundadır. Yargıtay kararıyla yapılan işlemlerin Anayasaya, hukuka, çıkarılan yasaya aykırı olduğu söylenmiştir. Aykırılık tescil edilmiştir. Başbakan'ın sorumluluğu çok büyüktür. Sayın Başbakan bugün 'soruşturma önergesi havada kaldı' diyor. Sayın Başbakanın ve bizim bunun havada kalıp kalmadığını öğrenmemiz için gelip bunun hesabını vermesi lazım. Sayın Başbakan, siz Telekomünikasyon Kurumu Başkanını nasıl atadınız, bununla ilgili bir denetim yaptınız mı yapmadınız mı? Yargıtay kararı ortaya çıktıktan sonra Emniyet Genel Müdürlüğü onayını kaldırdınız mı, kaldırmadınız mı? Eğer bunu kaldırmadıysa Sayın Başbakan hukuk sistemini katletmiştir.''

''ÖZGÜRLÜK MÜ, GÜVENLİK Mİ?''

DTP Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş da kişisel görüşlerini açıklarken, konunun temel hak ve özgürlüklere hangi pencereden bakıldığıyla alakalı olduğunu belirterek, ''Konuya özgürlük mü, güvenlik mi penceresinden bakacağız? Geçmiş hükümetler döneminde başlayan ve AK Parti döneminde de sürdürülen bir anlayış var. Buna göre, toplumun tümünün tehdit altında olduğu bir güvenlik sorunu var. Yani, alınacak önlemler insan haklarına aykırı olsa bile hoşgörü gösterilmelidir'' dedi.

Toplumdaki çok ciddi ihlal iddialarının bulunduğunu, ancak buna karşı toplumun refleks göstermediğini kaydeden Demirtaş, şöyle konuştu:

''Ben, şunu iddia ediyorum; toplumda aktif siyaset yapan, bunun içine 550 milletvekili, üst düzey asker ve sivil bürokratı da dahil ediyorum izlenmediği, fişlenmediği, dinlenmediği, takip edilmediğini söyleyecek kimse yok. Sayın Bakanın içi rahat mı, izlenmediği, dinlenmediği konusunda... Bu işi yapan elbete kılıfını da hazırlıyor. Hükümet bu konuda gerekli önlemleri aldığı konusunda bizi ikna edemezse toplum da rahat olmayacaktır. Bu dinlemeler, siyasi şantaj aracı olarak kullanılıyor, basına sızdırılıyor. Çıkarılan yasa da yoruma açıktır. Kimse bu sistemde kendini güvende hissetmesin.''

Basında dinlemelerle ilgili çıkarılan haberlerin kupürlerini de okuyan Demirtaş, ''Kimseden saklayacak bir şeyimiz yok ama eşimizle dostumuzla konuşmamıza bile dikkat ediyoruz. Çünkü, bunu yarın basında görebiliriz '' diye konuştu.

Politika Haberleri

HÜDA PAR'dan Bahçeli'nin çıkışına ilişkin ilk açıklama
HÜDA PAR'dan çok sert açıklama! İpini koparmış haysiyetsizler...
HÜDA PAR Milletvekilleri Meclis'te Şehid Heniyye ve Yahya Sinvar posterlerini açtı
HÜDA PAR'dan soykırım davası açıklaması: Gecikmiş de olsa önemli bir adım
"Ülkemde siyonist istemiyorum"