2 Mayıs'ta kaleme aldığımız yazı, “Yerel seçimde CHP-MHP işbirliği ve olası ittifaklar” başlığını taşıyor ve şöyle devam ediyordu;
"Yaklaşan yerel seçimlerde oldukça bariz bir şekilde CHP - MHP işbirliğine şahit olacağız. Bu işbirliğinin temel amacı ve motivasyonu sadece belediye başkanlıklarını almakla sınırlı kalmayacak. 2014 yerel seçimlerinin hemen ardından başlayacak ve ilk defa halk tarafından seçilecek cumhurbaşkanı seçim sürecinde AK Parti'ye karşı bir blok oluşturmayı da hedefleyecek..."
O günler geldi...
Açıkça ilan edilip "seçim ittifakı" olarak adı konmamış olsa da, CHP ve MHP pek çok yerde ortak hareket etmeye başladılar.
Bırakın diğer illeri, İstanbul ve Ankara'ya yönelik yerel seçim stratejileri bile bunun en bariz göstergesi.
Daha önce defaatle bu köşede, açık ara MHP'nin güçlü olduğu yerlerde CHP'nin, CHP'nin güçlü olduğu yerlerde MHP'nin düşük profilli aday göstererek diğerini örtülü bir şekilde destekleyeceğinin altını çizdik.
Örneğin, her parti için seçimin tacı olabilecek İstanbul gibi muhteşem bir şehirde MHP'nin belediye başkan adayı olarak sahaya sürdüğü Rasim Acar ismini daha önce duymuş muydunuz?
Düşünün ki, mesleği gereği seçim kampanyalarıyla hem akademik hem de profesyonel anlamda ilgilenen biri olarak, MHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı açıklandığında adını Google'a yazıp, 'yahu bu da kim?' diye bakma gereği duydum.
31 Temmuz / 18 Eylül tarihleri arasında 13 farklı yazı halinde bu köşede kaleme aldığımız "Partilerin yerel seçim stratejileri" başlıklı yazı dizisi sırasında; 'MHP İstanbul'da düşük profilli bir aday çıkararak, CHP'nin adayı olması beklenen Mustafa Sarıgül'e örtülü destek verecek' yazdığımızda, MHP yönetimindeki dostlar da arayarak 'böyle bir şey imkansız' demişlerdi.
Rasim Acar ismini değil sadece ben, MHP'nin yönetim kadrosundaki isimlerinin pek çoğunun da daha önce duyduklarını sanmıyorum.
Nitekim Ankara'da da benzer bir olayı yaşıyoruz.
CHP, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı için, MHP'li eski Beypazarı Belediye Başkanı Mansur Yavaş'la temas halinde.
Hatta parti yönetiminden bazı isimler Mansur Yavaş'la el sıkıştılar. Süreç, Sayın Kılıçdaroğlu'nun kendisi ile son bir görüşme yaparak ismini açıklamasına doğru hızla ilerliyor. Siyaset kulislerinde uzun süredir konuşulan bu ittifakta geriye sadece prosedürlerin kaldığı iddia ediliyor.
Eğer çok büyük aksilik olmaz ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu parti içinden gelebilecek bugüne kadar gördüğü en büyük tepki ile karşılaşıp geri adım atmak zorunda kalmazsa, bir önceki seçimde Ankara'da MHP adayı olan Mansur Yavaş'ı, önümüzdeki günlerde CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı olarak göreceğiz.
Şu satırlar, bu köşede kaleme aldığımız ve Ankara'da partilerin kimleri aday gösterilebileceğini aktardığımız 21 Ağustos tarihli yazımızdan;
"MHP'nin Mansur Yavaş'ı aday yapmayacağının kesinleşmesi durumunda, CHP'nin kendisine adaylık teklifi götürmesi seçenekler arasında. Bu durumda CHP, geleneksel CHP oyları dışında, MHP'li seçmenlerden Mansur Yavaş'a gidecek oyları da devşirme ve bu konuda bir rüzgar oluşturulabilirse diğer seçmen kesimlerinden de oy alarak Melik Gökçek'i seçim yarışında zorlama arayışında olacak."
Zorlar mı? Zorlayabilir....
İyi bir kampanya her zaman sonuç verir.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi, sadece bir gazeteci değil, mesleği gereği seçim kampanyalarıyla hem akademik hem de profesyonel anlamda ilgilenen biri olmama rağmen, şu satırları yazarken, 'yahu MHP Ankara'da kimi aday göstermişti?' diye sorma gereği duyuyorum. Bu sorunun cevabını da, Google'a girip MHP Ankara'da kimi aday göstermişti diye bakmadan bilmem imkansız görünüyor.
Biz kendi bildiğimizi bazen herkes biliyor sanırız. Şu satırları okuyan okuyucularımızdan yüzde en az 70'inin de MHP Ankara'da kimi aday göstermişti sorusuna bir çırpıda cevap verebileceğini düşünmüyorum.
Bizim gördüğümüz bu tabloyu MHP liderinin görmemesi mümkün mü?
Elbette değil.
Açıkça ilan edilip "seçim ittifakı" olarak adı konmamış olsa da, CHP ve MHP pek çok yerde ortak hareket etmeye başladılar. Bu durum 2009 seçimlerinde pek çok yerde denenmiş ve oldukça başarılı sonuçlar vermişti. (Örneklerini buradan okuyabilirsiniz?)
MHP ile CHP, 2006 yılında başlayan Cumhuriyet Mitingleri'nden bu yana giderek ortak ses hale gelen ulusalcı damar nedeniyle giderek pek çok konuda benzeşmeye başladılar. Sorulduğunda MHP yetkilileri bunu kabul etmek istemese de, ortaya çıkan sonucun bu olduğu gerçeği değişmiyor.
Konuya devam edeceğiz.
Prof. Dr. Osman Özsoy - Haber 7