CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Ergenekon soruşturması kapsamında basına sızan haberlerle ilgili Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu göreve davet ederek, zanlıların avukatlarına bile dosya verilmezken, bilgilerin basına sızdırılmasına tepki gösterdi. Anadol, "Savcı, yardımcıları, katipleri ve emniyet mensupları hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz" dedi. Anadol, Ergenekon soruşturmasını "kimin olduğu belli olmayan, sahipsiz çocuğa" benzetti. Anadol, soruşturma kapsamında tutuklanan ve kanser olduğu gerekçesiyle tahliye edilen Kuddusi Okur'un durumunu gündeme getirdi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Ergenekon soruşturmasını değerlendirdi. 27 Mart 2008'de verdiği bir soru önergesinde, operasyonlara isimlerin kim tarafından verildiğini sorduğunu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın da "Emniyet'in vermediğini" söylediğini kaydeden Anadol, Ergenekon soruşturmasını "kimin olduğu belli olmayan, sahipsiz çocuğa benzeyen bir soruşturma" olarak nitelendirdi. Ergenekon soruşturmasıyla ilgili 13 aydır iddianamenin ortaya konulamadığını kaydeden Anadol, "ben bunu yüreğim yanarak söylüyorum. 12 Eylül'de, 6 ay sonra barış davasında hakim karşısına çıkabildi. O zaman darbe dönemiydi. Şimdi güya değişimden, dönüşümden yana bir iktidar var. Böyle normal bir dönemde insanlar 13 aydır tutuklu, bir türlü hakim karşısına çıkamıyor. Vahamet burada" diye konuştu.
-"KUDDUSİ OKUR'U YENİDEN TUTUKLAYIN"-
Anadol, Ergenekon soruşturması kapsamında cezaevinde bulunan ve kanser olduğu gerekçesiyle tahliye edilen Kuddusi Okur'un durumunu da gündeme getirerek, "Sözde örgütün finans işlerinden sorumlu ancak bağ kur aidatlarını bile ödeyemeyecek durumda. Kanser oluyor, hastane hastane dolaştırılıyor, eşinin haberi bile yok. Öleceğinden korktukları için tahliye ediyorlar. Tam bir kara mizah örneği. Tekrar tutuklayın bu adamı. Hastane ücretlerini ödeyecek gücü bile yok Ya tutuklayın ya da tedavi ücretlerini Adalet Bakanlığı üstlensin" dedi.
"İNSAN HAKLARINI GÖREVE DAVET EDİYORUZ"
Ergenekon soruşturması ve Kuddusi Okur'un durumuyla ilgili İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunu göreve davet ettiklerini söyleyen Anadol, "her konuda konuşan Lagendijk, Olli Rehn, İnsan hakları savunucuları neredesiniz?" dedi. Gazetelerde, Ergenekon savcısı Zekeriya Öz'ün MİT, Emniyet ve Genelkurmay'a yazı yazdığına ilişkin haberlerin yayınladığına işaret eden Anadol, Ergenekon soruşturmasında gizlilik ve yayın yasağı olduğunu hatırlatarak, "Zanlıların avukatlarına bile dosyaları verilmiyor. Savcıya soruyorum, avukatlara bile verilmeyen bu bilgiler nereden çıkıyor, basına kim sızdırıyor. Savcı mı, yardımcıları mı katipler mi, iyi saatte olsun birileri dosyaları alıp gazetelere mi götürüp veriyor" dedi. Emekli Albay Erdal Sarızeybek'in dün katıldığı bir televizyon programında Savcı'yı suçladığını hatırlatan Anadol, AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'ın Baykal'a yönelik suçlamalarına da yanıt verdi. Anadol, "İddianame var mı ortada. Godot'u bekler gibi iddianame bekliyoruz. AKP Genel Başkan Yardımcısına bu suçlamaları kim söylüyor, savcı mı? Yoksa Fırat palavra mı atıyor. Fırat nereden biliyor bunları, kimden öğrendi.?" Diye konuştu. Anadol, "sonuna kadar gideceğiz" diyen Başbakan Erdoğan'a ise "sen kimsin, bu davanın savcısı mısın?" karşılığını verdi.
-"SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUZ"-
Ergenekon soruşturmasıyla ilgili bilgilerin basına servis yapıldığını belirten Anadol, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu göreve davet etti. Anadol, "savcı, yardımcıları, katipler ve emniyet mensupları hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz" dedi. CHP olarak bu soruşturmada bulamadıkları adaleti bulmak için bütün güçleriyle çalışacaklarını kaydeden Anadol, "ne zaman dava açılır o zaman saygıyla sonucu bekleriz" dedi.
-"BOMBALARIN İMHASI DELİLLERİ KARARTMAKTIR"-
Anadol, basın toplantısında bir soru üzerine Ümraniye'de ele geçirilen bombaların imha edilmesini de değerlendirdi. Savcının ortaya koyabileceği tek delilin bombalar olduğunu ancak bombaların da imha edildiğini belirten Anadol, "Savcı sanıkların aleyhine delilleri toplamakla olduğu kadar lehteki delilleri de toplamakla görevlidir. Bu bombaların üzerinde kimin parmak izi var. Ele geçirildikten bir gün sonra imhasını istemek, suç işlemek, delilleri karartmaktır. Bunun hesabını sorumluları vermeli" dedi.
ajanslar