"Çünkü saldırıdan Nisan 2001 tarihinde haberdar olmuştum. Gerçekleşmesinden aylarca önce CIA’den öğrenmiştim bunu. Bu bir sahte bayrak operasyonuydu (yanıltma harekatı), daha aylar önceden bilinmekteydi. Bizim dilimizle bu bir aldatma operasyonuydu, bir psikolojik operasyondu. Bütün gözler Dünya Ticaret Merkezine doğru uçan uçaklardaydı fakat gerçek eylem kontrollü yıkım idi."
Eski CIA Ajanından 11 Eylül İtirafı: Bu Bir Sahte Bayrak Operasyonu
Press TV eski bir CIA ajanı olan Susan Lindauer ile Amerikan hükümetinin resmi 11 Eylül saldırıları anlatısı üzerine bir röportaj gerçekleştirdi.
Press TV: Öyle gözüküyor ki insanlar bu son yıllarda 11 Eylül'ün resmi anlatımını protesto için farklı yollar arıyorlar ve siz de bu duruma aşinasınız.
Lindauer: Evet, ben hedeftim, 11 Eylül'ün gizlenmesi sürecinde hedef gösterildim çünkü saldırıdan Nisan 2001 tarihinde haberdar olmuştum. Gerçekleşmesinden aylarca önce CIA'den öğrenmiştim bunu -o sıralarda BM'de Irak ve Libya'ya bakıyordum- ve Irak misyonundaki diplomatik bağlantılarımdan bir tehdidin varlığını bildirmelerini istenmişti. Onlara, eğer uçakların kaçırılıp Dünya Ticaret Merkezine çarptırılmalarıyla -tam olarak böyle- ilgili herhangi bir komplo keşfetmeleri halinde arka kanalımızdan bize bunun istihbaratını vermemeleri halinde kendilerini bununla sorumlu tutacağımızı, onları taş devrine döndürene dek bombalayacağımızı söyledik.
Bunlar olurken ambargolara çok karşıydım ve Irak halkınının durumunu iyileştirmek için çalışıyordum. Irak büyükelçiliğinin ve Irak hükümetinin en tepesi kadar ne yaptığını tam olarak bilen gizli bir arka kanalım vardı, onlar da benim kim olduğumu ve ne yaptığımı iyi biliyorlardı.
Diplomasi ve diyaloğun çatışmaları çözmek için en iyi yol olduğuna inanıyorum. En azından buna çaba gösterdim. Irak halkı adına da çok üzgünüm, ama elimden geleni ardıma koymadım, maalesef başarısız oldum.
Press TV: Dolayısıyla kısaca 11 Eylül hakkında, bunun Irak'a savaş ilan etmek için bir bahane olduğunu söylüyorsunuz, fakat bununla ilgili elinizde başka kanıtlar da var, öyle değil mi?
Lindauer: Bu bir sahte bayrak operasyonuydu (yanıltma harekatı), daha aylar önceden bilinmekteydi. Bizim dilimizle bu bir aldatma operasyonuydu, bir psikolojik operasyondu. Bütün gözler Dünya Ticaret Merkezine doğru uçan uçaklardaydı fakat gerçek eylem kontrollü yıkım idi.
Yani bu şu anlama geliyor ki istihbarat düzeyindeki birileri koordinasyon içindeydiler, pilotları eğitiyorlar ve bunun olmasına müsade ediyorlardı. Ve aynı zamanda da Dünya Ticaret Merkezini, Amerikan hava sahasını koruyacak bütün koruma unsurlarını da -uçakları hemen düşürebilecek jet sistemi olan NORAD gibi- uzaklaştırıyorlardı. Yapılabilecek çok basit şeyler vardı ve bunların hepsi bloke edildi.
Ve tüm bunlara ilaveten üçüncü adım olarak da binaya bombaların ve patlayıcıların yerleştirilmesi geliyordu.
2001'in tüm yazı boyunca bana uçak kaçırmaları ve patlayıcılı saldırıları beklememiz gerektiği söylenmişti. Saldırı gerçekleştiğinde New York'ta olursam Dünya Ticaret Merkezi'ne gitmemem gerektiği söylenmişti, çünkü bütün bu resmin bir parçası olarak patlayıcıları da bekliyorduk. Bize Dünya Ticaret Merkezi'ne gitmememiz gerektiği, çünkü uçakların çarpmasından sonra patlayıcılarla çökertileceği uyarısında bulunmuşlardı.
Patlayıcıları nereden bulabileceklerini konuştuğumuzda “her hangi bir askeri üsse giderek askeri bir kimlik gösterip bir depo patlayıcıyı dışarı çıkarabilirsiniz” denmişti.
Tüm bunların halkın geneli tarafından bilinmemesinin sebebine gelince, bunlar aslında 11 Eylül Gerçekleri Komitesi tarafından biliniyor. Fakat bunun sizler ve genel kamuoyu tarafından bilinmemesinin nedeni, George Bush'un hakikati tamamen ezme kararı aldığında benim Vatanseverlik Yasası gereğince tutuklanmış olmamda yatıyor.
Ben bu yasa gereğince tutuklanmış olan ikinci Arap olmayan Amerikalıyım. Carswell'deki hava üssüne kilitlendim, Pakistanlı Aafia Sıddıki'nin hapsedildiği yerde. Orası bütün siyasi kadın mahkumların tutulduğu yerdir.
medyaşafak