Çin’in başkenti Şangay'da insan kaçakçılığı suçlamasıyla 17 Kasım’da gözaltına alınan ve Çin polisinin yeni duyurduğu 10 Türk vatandaşının davası 25 Şubat’ta görülecek.
Şangay polisi, gözaltına alınan 10 Türk vatandaşının, ülkenin batısında Müslüman Uygurların çoğunlukla yaşadığı Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde ‘terör şüphelilerine’ sahte Türk pasaportu sağladığını iddia etti.
Türk Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, iki kadın sekiz erkek 10 Türk vatandaşının gözaltında alındıktan sonra 24 Aralık’ta mahkemeye çıktığı ve dava görülene kadar polis nezaretinde kalmasına karar verildiği bilgisini verdi. Türklerden ikisi ‘kişilerin yurtdışına yasadışı geçişini organize etmekten’ sekizi de ‘seyahat dokümanlarını satmaktan’ gözaltına alındı.
Türkiye’nin Şangay Başkonsolosluğu’nun devreye girdiği olayla ilgili olarak Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hong Lei, “Yasadışı göçe karşı sıkı önlemler almak uluslararası toplum tarafından da paylaşılan bir hedeftir ve Çin hükümetinin takındığı ısrarlı bir tutumdur” açıklamasını yaptı.
Devlete ait Global Times gazetesi, aynı olayda 11 Çin vatandaşının da gözaltına alındığını, bunlardan ikisinin işlemler için aracılık ettiğini, diğer dokuzunun ise yaklaşık 10 bin dolar karşılığında sahte Türk pasaportu alan kişiler olduğunu yazdı. Gazeteye göre bu dokuz kişi Şangay’daki Pudong Havalimanı’nda Suriye, Afganistan ve Pakistan’a gitmek üzereyken gözaltına alındı. Gözaltına alınan Çin vatandaşlarının çoğu Uygur kökenli Müslümanlar ve Türkçe konuşuyorlar.
Çin polisi, gözaltına alınan Çin vatandaşlarından birinin uzun süredir aranan bir terör şüphelisi olduğu ve bazılarının cep telefonlarında terörist gruplarla bağlantılı olduğunu gösteren video ve fotoğraflar bulunduğu bilgisini verdi.
Sincan’daki çatışmalarda yüzlerce kişi ölmüştü
Ekim ayında Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da 155 Uygur kökenli Çin vatandaşı sahte Türk pasaportu taşırken yakalanmış ve gözaltına alınmıştı.
Çin’in batısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde son iki yılda yaşanan etnik çatışmalar sonucu 400’den fazla kişi hayatını kaybetti. Kasım ayındaki gözaltılar öncesinde de bölgede yaşanan çatışmalarda altı kişi hayatını kaybetmişti. Çin hükümeti ve polisi, yaşanan çatışmalardan ‘aşırı İslamcı teröristleri’ ve ‘Uygurlar üzerinde etkili olan tehlikeli yabancı grupları’ sorumlu tutuyor. Uygur Türkleri ise kendilerini ülkede on yıllardır süren kültürel ve dini baskıya karşı direnen etnik grup olarak tanımlıyor.
Kaynak: Al Jazeera, Global Times ve Reuters