Çin'in başkenti Pekin'de Çin Komünist Partisi ile Vatan Partisi heyetlerinin buluştuğu toplantıda konuşan ÇKP yetkilisi Yu Wei "Batılı ülkeler bilinçli olarak Çin'in etnik politikalarını hedef alıyor. Aynı ülkeler, Türkiye'nin de gelişimine karşı. Çin'in terörle mücadeledeki bu deneyimi, Türkiye için de model olabilir" diye konuştu.
Öldüğü iddiaları Ankara'nın sert tepkisine yol açan ancak daha sonra hayatta olduğu ortaya çıkan Uygur sanatçı Abdurrehim Heyit'in tetiklediği Türkiye-Çin gerginliği, her iki ülkenin yetkililerinin açıklamalarıyla sürüyor. Gerilimi tetikleyen ilk açıklama, Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy'dan gelmiş, Aksoy "Çin makamlarını, bu Çin toplama kamplarını kapatmaya davet ediyoruz" demişti. Türkiye'nin bu sert çıkışının ardından Çin, Heyit'in hayatta olduğunu ortaya koyan bir video yayınlanmıştı. Ancak iki ülke arasındaki sular, Pekin'in sunduğu bu kanıtla da durulmadı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Cenevre'de Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi toplantısında ‘Uygurlara yönelik hak ihlallerinin endişe verici' olduğunu söyleyerek, Ankara ve Pekin'i karşı karşıya getiren konuyu bir kez daha gündeme getirdi. Peki Pekin'in bu konudaki tutumu ne? Konuyla ilgili çarpıcı bir açıklama, Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Dışişleri Bakanlığı Batı Asya ve Kuzey Afrika Dairesi Genel Müdür Yardımcısı Yu Wei'den geldi. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in liderliğindeki parti heyetiyle Cumartesi günü gerçekleştirdiği temaslar esnasında açıklama yapan Çinli yetkili, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
‘ÇİN'DE HER VATANDAŞ DİNE İNANMA VEYA İNANMAMA HAKKINA SAHİP'
Yu, Çin'de 56 farklı milliyet olduğunu ve her bir milliyetin eşit olduğunun söyleyerek "Çin'de bulunan her milliyet eşittir ve onların her birinin gelişimine saygı duyuyoruz. Ancak bütün milletlerin ortak gelişmesi gerekiyor. Bu yüzden bazı etnik grupların bulunduğu bölgelere özel ekonomi politikaları uyguluyoruz. Mesela, Sincan'da Uygurlara özel politikalar uygulanıyor. Ayrıca, Çin'de bütün vatandaşlar dine inanma veya inanmama özgürlüğüne sahip. Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde de bu böyle" dedi.
‘EĞİTİM KAMPLARIMIZIDAN ÇIKAN BİR ÇOK İNSAN İŞ BULDU VE AİLE KURDU'
Yu, "Çin'in bir dine inanan nüfusu yaklaşık 200-300 milyon. Çin bir din ülkesi olmadığı için bu, büyük bir sayı olarak sayılabilir. Ülke genelinde 57 bin İslam görevlisi e yaklaşık 35 bin camii bulunuyor. Çin'de bir dine inanmak hiçbir zaman bir mesele olmamıştır. Mesela Sincan'daki sorunların kaynağı da inanç değil; terör ve aşırıcılık. Sincan'da bazı işsiz insanlar, terör düşüncesinden etkilenerek Sincan'da birçok terör saldırısı gerçekleştirip bir çok kişinin ölümüne sebep oldu. Biz biliyoruz ki, bir insan işsiz ve aç kaldığında bu tip eğilimlere kapılıyor. Bu yüzden de, biz mesleki eğitim kampları kurduk. Böylece terörü besleyen koşullar yok oluyor ve mesleki beceri kazanan kişi kolayca iş bulma şansı yakalıyor" ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti:
"Merkezi eğitim merkezlerinin diğer amaçları ise, bu insanlara hukuk ve Çin'in ulusal dilini öğretmek. Çünkü Çin ulusal dilini ne kadar iyi konuşursanız o kadar kolay bir şekilde iş bulabilirsiniz. Çin'in yaptığı bu önlemler, uluslararası toplumun terörizm konusunda aldığı önlemlerden tecrübe kazandık. Bazı insanlar mesleki eğitim merkezlerinde eğitim gördükten sonra artık sosyal topluma dönmüş ve ailesiyle tekrar yaşamaya başladılar."
‘BATI BİZİ HEDEF ALSA DA SİNCAN EKONOMİSİ ÇİN'İN GENELİNDEN BİLE DAHA HIZLA BÜYÜYOR'
Yu "Çünkü Çin 1 milyar 400 milyon nüfusa sahip ve terör, bu ülke için korkunç bir durum oluşturur. Bizim bunun önüne geçmemiz şart. Bizce her ülke için en iyi sistem, o ülkenin gerçeklerine uyan sistemdir ve bize göre bir sistemin iyi olup olmadığını anlamak için üç şart vardır; sosyal üretim gücünü tamamen canlandırması, ülkeye istikrar sağlaması ve halkın yaşam koşullarını iyileştirmesi. Sincan politikamız bu 3 kritere de uyuyor. Mesela Çin'in geçen yılki ekonomik gelişmesi oranı yüzde 6.6'dır. Geçen yıllara göre biraz yavaşlamış ama dünyanın diğer ülkeleriyle kıyaslandığında bu çok büyük bir orandır. Sincan'ın ekonomik artışının oranı bu orandan daha yüksek. Bu hem Çin hükümetinin Sincan'a verdiği politikaların desteklerinin sayesinde hem de Sincan'ın kendi ekonomik gelişme temelinin sağlam olması sayesindedir" dedi.
‘ÇİN VE TÜRKİYE, KENDİLERİNİ HEDEF ALAN ÜLKELERE KARŞI İŞBİRLİĞİ YAPMALI'
Sincan'da son yıllarda büyük terör ve şiddet olayının ortaya çıkmadığına işaret eden Yu "Bu iyileşen duruma rağmen, bazı Batılı ülkeler bilinçli olarak Çin'in etnik politikalarını sorumsuz bir şekilde hedef alıyor. Bazı ülkeler Türkiye'nin gelişmesini istemiyorlar ve bu yüzden bazı zarar getiriyorlar. Bizim de buna temkinli ve dikkatli olmamız lazım. Çin'de bir atasözü vardır; bir şey yapmak isterseniz kendinizin güçlü olması gerekiyor. Yani biz Çin ve Türkiye olarak kendi gelişmemize odaklanmamız lazım. Biz inanıyoruz ki Çin'in terörle mücadeledeki bu deneyimi, Türkiye için de model olabilir" ifadelerini kullandı.
sputnik