BBC'nin Türkçe internet sitesi http://www.bbc.co.uk/turkish/'te yer alan basın özetlerine göre, İngiltere gazeteleri bu sabah ABD'de Demokrat Parti'nin başkan adaylığı için 16 aydır yürütülen mücadelede sona yaklaşıldığını ve son iki genel seçimin dün Montana ve Güney Dakota'da yapıldığını yazıyor.
Güney Dakota'yı Hillary Clinton alsa da, Barack Obama Demokrat Parti'nin adaylığını kazanmak için gereken toplam delege sayısına ulaşmayı başardı ve zaferini ilan etti. Hillary Clinton ise henüz yarıştan çekildiğini açıklamadı.
Tablo henüz bu kadar netleşmeden baskıya girmiş olsalar da, İngiltere'de yayınlanan gazeteler Obama'nın zaferinin yakın olduğunu duyuruyor. Kiminin ön sayfasını, düşünceli-hüzünlü Hillary Clinton, kimininkini ise gülümseyen Barack Obama fotoğrafları süslüyor.
"Clinton'ın Beyaz Saray hayalleri sona yaklaşıyor" manşetiyle çıkan Guardian, New York Senatörü'nün adaylık yarışında yaptığı hataları şöyle sıralıyor:
"Çılgınca değişim isteyen seçmeni anladığını gösteren mesajlar veremedi. Iowa'daki ön seçimde ya da 24 eyalette birden ön seçimin yapıldığı 5 Şubat'ta, Obama'yı yenememesi durumunda uygulanacak bir B planı ortaya koyamadı.
Kendi oluşturduğu yenilmezlik mitine kapılan Clinton kampanyası, harcamanın ucunu kaçırdı. 120 milyon dolarlık bütçesi öylesine çabuk tükendi ki bazı kritik eyaletlerin Şubat ayındaki ön seçimlerinde televizyon reklamı vermeye para ayrılamadı. Kampanyanın en büyük hazinesi iyi yönetilemedi. Bill Clinton, eşinin önündeki en büyük engele dönüştü".
Hillary Clinton'ın mücadeleyi kaybetmesine neden olan hataları böyle sıralayan Guardian, Barack Obama için ise yarışın daha yeni başladığının altını çiziyor. Gazetenin yazarlarından Michael Tomasky, Kasım ayındaki başkanlık seçiminden zaferle çıkmak istiyorsa, Barack Obama'nın 5 şey yapması, üstelik elini çabuk tutması gerektiğini söylüyor. Tomasky'e göre, Clinton kampının saldırılarıyla, kampanyasının başındaki pırıltısını kaybeden Obama'nın, öncelikle kendisini yeniden tanımlaması gerekiyor.
Obama'nın yapması gereken ikinci şey ise, rakibi Cumhuriyetçi Parti başkan adayı John McCain'i yeniden tanımlamak. Obama - Clinton mücadelesi sırasında rahatça kampanya yürüten McCain'in, Obama tarafından özellikle de Irak savaşına desteği konusunda savunma pozisyonuna geriletilmesi gerekiyor.
Guardian yazarına göre Obama'nın üçüncü hedefi, Clintonlarla iyi geçinmek olmalı. Michael Tomasky, "Kasım'da onlara çok ihtiyacı olacak ve yakınlarda Clinton destekçilerinin yüzde 40'ı, Obama'ya oy vermeyeceklerini açıkladı" diyor.
Tomasky'nin Obama'ya dördüncü önerisi, partiyi kendi etrafında birleştirmek için daha fazla çaba sarf etmesi. Özellikle de mavi yakalı çalışanların ve yaşlıların özel ilgi beklediğini hatırlatıyor.
Guardian yazarı Tomasky'nin Obama'ya beşinci ve son öneri ise seçim gününe kadar çokça duyulacak ırkçı söylemlere hazırlıklı olması.
Demokrat Parti'deki adaylık yarışı Independent'ın da manşetinde yer alıyor.
Obama'nın keyifle gülümseyen fotoğrafına, "Şimdi sıra McCain'de" manşeti eşlik ediyor. "Amerikan tarihindeki en pahalı ön seçim kampanyası sona erdi. Barack Obama Demokratların tacını giymeye hazırlanırken, Hillary Clinton kampı telaş içinde" diyen Independent, şöyle devam ediyor:
"İlk siyah aday ile Beyaz Saray şansı açık olan ilk kadın aday arasındaki vahşi ve bazen de çirkin yarış, şimdiden Amerikan siyaset tarihinde ayrıcalıklı bir yer edindi. En masraflı, en çekişmeli ve seçmenin ilgisi açısından en büyük yarıştı bu.
Ancak bu yarışın, Demokratların Kasım ayında zafer kazanma şansını da zedeleyen bir mücadele olduğu düşünülüyor. Zira Obama'ya karşı ırkçı önyargıların alevleri bu dönemde körüklendi. Obama'nın soğukkanlı tarzı, Amerika'nın üniversite mezunu elitleri ve siyahlarının gözlerini kamaştırdı. Nazik üslubu ve hitabet yeteneği de öyle.
Ancak işçi sınıfından birçok Amerikalı için güvenilmez bir figür olmaya devam ediyor. Bu özellikle Ohio ve Pennsylvania gibi ne yöne kayacağı belli olmayan eyaletlerde tehlikeli olabilir. Zira Cumhuriyetçi aday McCain buralarda, asker geçmişini kullanarak oy toplayabilir."
Times'ın "Obama tarihin eşiğinde bekliyor" manşetini attığı haberin devamı şöyle:
"Barack Obama, partisinin bayrağını Kasım ayındaki başkanlık yarışında taşıyacak siyah adam olmak için tarihin kapısında bekliyor. Dün gece Demokrat Parti'nin başkan adaylığını kazanmak için gerekli sihirli sayıya, yani 2118 delegeye ulaşması bekleniyordu. Hillary Clinton ise Amerika'nın ilk kadın başkanı olmak için yürüttüğü tarihi kampanyanın sona ermesi ihtimali ile karşı karşıyaydı.
16 ay süren maratondaki son ön seçimlerde, daha Montana ve Güney Dakota'daki oyların sayımı tamamlanmadan, Obama'nın başkan yardımcısı adayı olmayı kabul edebileceğini ilk kez açıkladı. Ancak Obama kampının bu fikre son derece şüpheci yaklaştığı düşünülüyor. Beyaz Saray'a Clintonları da almanın, Obama'nın siyasette yeni bir marka yaratma iddiası ile çelişeceğini düşünüyorlar."
Financial Times Obama ve Clinton'ın, Demokrat Parti'yi Beyaz Saray'a taşımak için bundan sonra birlikte çalışması gerektiği inancında.
"Illinois Senatörü Barack Obama'nın Demokrat Parti'nin başkan adayı olması bekleniyor. Ancak kendisini, Cumhuriyetçi rakibini mağlup etmekten daha zor bir görev bekliyor. O da, Clinton'a oy veren milyonlarca seçmeni, kendisini desteklemeye ikna etmek.
Yıpratıcı ön seçim maratonunun ardından, partiyi Obama'nın arkasında toplanmaya ikna etme konusunda etkili olabilecek tek kişinin Hillary Clinton olduğuna şüphe yok. Özellikle de Obama'nın ihtiyacı olan 3 seçmen grubunu ikna etme konusunda, orta yaş ve üstü kadınlar, İspanyol kökenliler ve mavi adnlarda Clinton destekçilerinin yüzde 40'ı, Obama'ya oyakalı beyaz işçiler. Bu gruplar arasında en zoru İspanyol kökenliler. Zira Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı John McCain de, göçmenlik yasalarının reformunu savunan politikasıyla, bu gruba göz kırpıyor olacak."