Irak için, Suriye için, İslam dünyasının birçok yeri için çok acil bir şekilde yiğitlere, mücahidlere ihtiyaç vardır.
Hayır hayır! Buralardaki cephelerde savaşmaları için değil.
Her gün birbirlerini öldüren Müslümanların birinin safında yer almaları için değil.
Bellerine bağladıkları bombaları patlatarak bir anda yüzlerce Müslümanı öldürmek ve camileri kan gölüne çevirmek için değil.
Çarşılara, pazar yerlerine, kalabalıklara intihar saldırıları düzenlemek için değil.
“Allahuekber!” diyerek aynı şekilde kendisi gibi “Allahuekber!” diyenleri öldürmek için değil.
Aksine, bütün bu cinayetlere, canavarlıklara, Cenab-ı Allah’ı gazaba getirdiğine inandığımız bu katliamlara dur diyecek yiğitlere ve mücahidlere şiddetle ihtiyaç vardır.
Duydukları her katliam haberiyle kahrolan, seyrettikleri her intihar saldırılarından dolayı içleri yanan, lokmaları boğazlarından geçmeyen, bütün bunlardan dolayı uykuları kaçan ve kesinlikle bir şeyler yapılması gerektiğine inanan kardeşlere ihtiyaç vardır.
Bugünün gerçek yiğitleri ve mücahidleri bunlardır, derhal ortaya çıkmalıdırlar.
İslam dünyasının kapısına dayanan, dayatılan ve bugünkünden çok daha büyük bir mezhep savaşına dönüşmek üzere olan bu çatışmaları durdurmak için özellikle Tevhidî düşünceye mensup kardeşler ayağa kakmalı, evlerinden dışarı çıkmalıdırlar.
Şu ana kadar bu çatışmalarda taraf olmamış, gözünü öfke bürümemiş, keskin söz ve yazılarla köprüleri yıkmamış, bütün kesimler arasında henüz hatırı sayılan, kredisini tüketmemiş Müslümanlar derhal ortaya düşmelidir.
Az çok sözü tutulan, daha önceleri aralarında hak hukuk olan muhterem kardeşler en azından bu çatışmaların Türkiye ayağına, Türkiye’den beslenen kişilere ve guruplara ulaşmalı, bu işin vahametini anlatmalıdırlar.
Ekranlara yansıtılmadan, medyaya malzeme olmadan Allah için bir şeyler yapılmalı, samimi bir ziyaret trafiği başlatılmalı, daha sonra taraf olan Müslümanların önde gelenleri, sözcüleri bir araya getirilmelidir.
Taraflar, öldürmekle ne Sünnilerin biteceğine, ne Şiilerin tükeneceğine, sadece kâfirlerin bayram edeceğine inandırılmalıdırlar.
Bir çok defa belirttiğimiz gibi, Allah Teala Müslümanlar arasında vuku bulan çatışmaları durdurma görevini çatışan taraflara değil, üçüncü şahıslara yüklemiş, “Kardeşlerinizin arasını ıslah edin!” buyurmuştur.
Rabbimizin Rahman ve Rahim isimlerinin en çok tecelli ettiği, affının ve mağfiretinin coştuğu şu Ramazan ayında Müslümanlar olarak yapacağımız hiçbir amel, Müslümanlar arasındaki bu büyük fitneyi önleme ve engel olma faaliyetinden daha sevap olmayacaktır.
Bugün hiçbir amel, dökülmekte olan Müslüman kanını durdurmaktan daha öncelikli ve elzem değildir.
Bir daha tekrarlayalım, bunu ancak Tevhidî düşünceye mensup kardeşlerimiz önleyebilir. Çünkü şu anda söz konusu çatışmalara katılan kardeşlerimiz de aynı şekilde Tevhidî düşünceye mensuplardır.
Sözüne itibar edilmeyen, Tevhidî titizliği olmayan kişilerin ve kuruluşların bu husustaki çalışmaları, yayınladıkları bildirileri çatışanlar üzerinde hiçbir etkiye sahip değildir.
Özellikle medyadaki demirbaş terör uzmanlarının, ekranların değişmez bilirkişilerinin, komplo teorisyenlerinin tepeden bakışları, akla zarar ithamları bu çatışmaları hızlandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Bu fitneyi söndürecek olanlar ancak Tevhidî düşünce mensuplarıdır.
Evet, bu esnada bir takım zorluklarla karşılaşılacak, belki taraflardan bir kısmı görüşmeleri reddedecek, bazı kapılar yüzlerine kapanacak, daha önceki yazılanlar söylenenler ortaya getirilecek ve taraf tutmakla itham edilecekler.
Bütün bunlar göze alınarak söz konusu kişiler Ramazan’ın feyiz ve bereketiyle bu hayırlı ıslah işine, yaşadığımız günlerin en hayırlı işine başlamalıdırlar.
doğruhaber